Park chaeyoung
"Teşekkür ederim... her şey için."
"Bende teşekkür ederim."
Gözümden ufak ufak kaçan gözyaşlarımı silip ona döndüm. Şu an kocaman seranın içindeydik. Tek başımızaydık ve etrafı aydınlatan gaz lambaları ve ay ışığıydı.
Keşke zamanı burda durdurabilseydim.
"Neden teşekkür ediyorsun?"
"Belki senin için bu sadece bir evlilik olabilir fakat benim için değil chaeyoung."
"Benim için de değil. Ben geride çok şey bıraktım gelirken."
"Biliyorum ve bunu telafi edeceğim."
Gözlerim şaşkınlıkla açıldı. Bu adam beni zorla getirmişti. Niye böyle bir şeyin derdindeydi ki?
Kaşları çatıp gözlerine baktım,
"Ne demek telafi edeceğim? Ben senin yüzünden zaten burdayım!"
Son cümlemi hafif kızgınlıkla söylemiştim,
"Bunu zorla yaptırmak istememiştim chaeyoung. Fakat sen çok kararlıydın. Ve ben ne kadar güzellikle söylesem de reddettin. Elimden başka bir şey gelmezdi."
"Dünyada başka prenses-"
"Yok chaeyoung. Başka prenses yoktu."
"Seni anlamıyorum. Madem evlilik ve veliaht olayı bu kadar önemli herhangi biri de bunu yapabilirdi."
"Evet, önemli fakat bu sadece kral olmak isteyen bir prens için önemli. Benim derdim kral olmak değil, benim derdim bu krallığın kralı olmak chaeyoung.
Ve bu yüzden bu krallığa yakaşır bir kraliçem olmalı."
...
Seradaki konuşmamızdan sonra odalarımıza dönmek için sarayın karanlık ve sessiz koridorlarında yürüyorduk.
Jungkook'un son cümlelerinden sonra daha fazla konuşmamış seraya biraz daha bakındıktan sonra odama gitmek istediğimi söylemiştim. Ve şu anda beraber yürüyorduk.
'Bu krallığa yakaşır bir kraliçem olmalı.'
Kafamda bu cümle yankılanıyordu. Neden böyle demişti ki? Neye dayanarak benim ona uygun bir kraliçe olduğumu söylüyordu?
Aslında biraz düşündüğümde jungkook gerçekten yönettiği kasabalarda takdir ettiğim bir prensti. İşinde çok özenli, disiplinli ve dikkatliydi. Benim gibi.
Fakat tavırları bana çok uzaktı. Bu kadar mesafeli olması hiç hoşuma gitmiyordu. Ben canayakın bir insandım. Sohbet etmeyi, bir şeyler paylaşmayı severdim.
Gerçekten biz nasıl anlaşacaktık anlam veremiyordum. Kendimi gelecekte yaptığım şeylerden dolayı sürekli ondan azar yiyecek gibi düşünüyordum.
Bir anda omzuma konulan el ile irkildim.
"Geldik diyorum. Neye daldın?"
"Hiç."
"Bu arada yarın akşam için... biliyorsun değil mi?"
Evet, lanet geleneğinizi maalesef biliyorum.
"Evet, bahsettiler."
"Herhangi bir endişen olmasın. Kral olmayacak zaten. Ben de... yavaş olacağım."
Şu an ne diyeceğimi bilemiyordum yine. Ama kralın izleyenler arasında olmaması beni rahatlatmıştı. Bir dakika kral nasıl izlemiyordu?
"Kral nası-"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DARK KING, Rosekook
Fanfictionpark chaeyoung, büyük aragon krallığının genç prensinin isteği üzerine evlilik için bambaşka topraklara sürüklenir. ... 'Ben o topraklara geri dönerim, O tahta oturur, Tacımı da takarım, Fakat sen yoksan chaeyoung hiçbir şeyin anlamı kalmaz.' ... 19...