Tutunamayanlar'ın Kitabı

12 1 0
                                    

Maya'nın Tutunamayanlar'ı İncelemesi

Bu kitap tüm Tutunamayanlar'ın kitabıdır.

Hiçbir kitabı böyle samimi ve saf bir sevgiyle okumamıştım. Ve... Selim'e de bu duyguyla aşık oldum. O kadar çok sevdim ki... Sanki onu yıllardır tanıyormuşum hissi var içimde. Ve tutunamayanlardan olduğumu bu kitabı okuyana kadar hiç fark edememişim. Şimdi daha iyi anlıyorum her şeyi. Selimliği iyi bilirim ben. Selimlik yaparım her zaman. Kendimi buldum ben. Daha kitabın başındayken biliyordum ona benzeyeceğimi...

Efsane yazar: Oğuz Atay'ın Efsanevi kitabı... (Olay olarak değil. Yani olay olarak değil derken efsane kitabı değil.) 
Oğuz Atay'ın muhteşem kitabı...

Selim'in benimle benzerliğinden midir yoksa Oğuz Atay'ın mı benimle benzerliğinden kaynaklandı okumayı çok sevmem bilmiyorum. Kitap boyunca Selim'in mi yoksa Turgut'un mu bana daha çok benzediğini de düşünmedim değil. İkisine de benziyor gibiyim. Ama da çok Selim'e... Bütün duygularımı anlatıyor resmen. Neden daha önce okumadığımı düşünüp kendime kızabildiğim bir kitap. Selim olsaydı o da kızardı. Birbirimize bu kadar benziyoruz yani...

Belki de bu dünyayı sevemedi Selimciğim. Belki değil. Sevmeye çalıştı. Bu yüzden intihar etti bana göre. Selim'e göre insan türü ikiye ayrılır: Homo erectus ve Disconnectus erectus. Homo erectus'dan değildi Selim. Selim'in hayalindekiler ütopyadır. Olması gerekenler ütopiktir onun için.

Sürekli 'onlar' diyordu. 'Onlar.' Kimdi onlar? Selim'i hayata küstürenler. Yani diğerleri... Kimler üzdü bu güzel insanı? Kimler kırdı Selim'imi.

Her satırını okurken ayrı bir zevk aldığınız, hüzünlendiğiniz bir kitap... Okumaya kıyamadığım, tekrar tekrar okusam da sıkılmayacağım kitapların bir tanesi...

Arada mizahı da kullanmış Oğuz Atay. Anlayabilenlere komik geliyor bu mizah. Hüzünlerin ve sevinçlerin yaşanabileceği kitap. O anda sen de yaşıyorsun. Satırlar alıp gidiyor seni. Bırakamıyorsun da elinden. Her cümlede, her paragrafta kendini buluyorsun.

Hayat dersini anlatmış kitapta Oğuz Atay kalemiyle. Öyle dersler var ki kitapta herkesin yaşamış ve yaşamış olabileceği her şey... Sizi sürüklüyor öylece kendi dünyasına. Oğuz Atay tarif edemeyeceğim duygularla seviyorum seni.

Turgut'un bir çabası vardı. Umutsuz, çaresiz bir çaba... İntihar eden arkadaşını öylesine tanımak istiyordu ki... Çünkü onu hiç tanımadığını fark etmişti. Selim Işık'ın arkadaşlarından onu tanıyabileceğini düşünüyordu. Neden intihar ettiğini bulmak istiyordu. Tanımadığı bir çok Selim vardı. Arkadaşı intihar etmişti. Neden? Bu canını öyle bir yakıyordu ki sanki o da intihar etse geçecek gibiydi onun için. Olric gelmişti sonradan onun için. Selim yerine Olric ile konuşuyordu artık aklından.

Bu bir alıntıdır: Siyah çerçeveli ciddi bir ilan: bu kitap ne ciddi kavgaların, ne büyük ve yaygın sıkıntıların, ne de ezilen insanların romanıdır; bu kitap, mustarip bir ruhun iç çekişlerinin romanıdır. Sizlere hizmetten şeref duyan yayınevimiz iftiharla sunar: Tutunamayanlar. Belli başlı bütün kitapçılarda bulunur.
Böyle de değil mi zaten? Tutunamayanlar'ın romanı...

Kitapların güzelliğine kapılmıştı Selim. Onlara bayılıyordu. Önsözlerini daha bı seviyordu. 'Önsöz yazarı olacağım ben.'
Yazar olmak istiyordu aslında. Süleyman Kargı vardı hayatında.
O beğeniyordu yazdıklarını. Onunla birlikte yazıyordu
Yazar olabilirdi de. Kendisinin farkına varamayacak kadar zeki değildi. Aslında zekiydi ama saftı. Saf, temiz yürekli... Kendisini bulamamıştı daha. Ve anlamadığım bir şekilde Matematiğe hayrandı. Bu bile etkilemiş olabilir başlı başına beni. Ha bir de kitapları çok seviyordu. Söylemiş miydim? Neyse? Unutuyorum. Kusura bakmayın. Çenem düşüyor sevdiğimi anlatınca.

Turgut Selim'i tanıdıkça kitaplara sarıldı. Selim'i daha çok tanıyacaktı kitapları okudukça sanki.
Sonra... Kitaplara küstü birdenbire Selimciğim: kitaplara, hayata, insanlara, onlara... Kim onlar? Onlar işte. Siz tanımazsınız. Tutunamadı işte. Oysa bilmiyordu ki tutunabilirdi. Kendisine tutunurdu, kitaplarına tutunurdu, sevgilisine tutunurdu. Sevdiğini de bilmiyordu. Belki de fazla sevmek yormuştu onu. Güzel adam bu çirkin dünyaya tutunamadı. Oysa ki onun tutunmasına benim çok ihtiyacım vardı.

İnsanları tanıyordu Selim. Onları çok iyi tanıyordu. Atacakları tüm adımları hesap ediyordu. Her şey saçmaydı ona göre. Boşunaydı onları iyileştirme çabaları. Dayanamayacak hale gelmişti en sonunda. Hasta olmuştu. Akıl hastası da denilebilirdi.

Alıntı:
Kimse ona sahip çıkmadı. Kimse onun üstüne düşmedi. Üstüne düşülmesinden çok hoşlanırdı. Bilemediler.
Bütün hayatınca konuştu. Sonunda tutunamayanlar diye bir söz çıkarabildi ortaya: bir tek kelime. Çoğul bir kelime. Unutamadığı bazı insanları birleştiren bir kelime. Bu sefer, düşüncesini Süleyman Kargı’dan başkasına açıklamadı. Süleyman da kimseye söylemedi. Bütün hayatınca tutunamayanlardan kaçtığını sezer gibi oldu. Kendisine de bulaşmalarından korktuğunu anladı. Onlara yapmış olduğu bu haksızlığın ıstırabıyla kıvrandı. Onların gerçek temsilcisi olmak için eline çok fırsat geçmiş olduğunu ve bu fırsatları kaçırdığını anladı. Bu düşüncelerinden de kaçmaya çalıştı. Bütün hayatınca düşüncelerinden kaçmıştı. Son olarak odasına sığındı. Kapıyı kapattı. Sesleri duymaz, görüntüleri görmez oldu. Yemek yemez, içki içmez oldu. Dostundan kaçar, düşmanını bilmez oldu. Sığındığı son yerde de onu buldular. Yerini tespit ettiler. Bütün tanıklar dinlendi. Savunmalar alındı. Gereği düşünüldü. Hiçbir etki altında kalmadan bağımsız olarak karar verildi. Adam kapıyı açtı, içeri girdi ve tabancasını çıkararak ateş etti.

Onlar diyordu
Kimdi onlar
Onlar işte onlar
Onlar dediği insanlardı
Onlar dediği onu kıranlardı
Onlar dediği yitip gitmesine müsaade edenlerdi
Kimse fark edemedi
Genç, güzel yürek
Gözlerinin önünde
Eriyip gitmişti
Tutunamamıştı o
Tutunamayanlardandı
O farkındaydı her şeyin
Ama kimse onun farkında değildi
Bu koyuyordu ona en çok
Hem de nasıl koyuyordu
Dayanamıyordu artık
Anlaşılmak istiyordu
Anlaşılmak...
Seviyordu aslında
Her şeyi seviyordu
Tüm yönleriyle düşünüyordu
Olayları
Ya böyle olsaydı, ya beni sevmezse...
Onlara benzemek istemedi.
Onlar dediği onu anlamazdı.
Nereden bilsinlerdi içindeki fırtınaları
Siz öldürdünüz Selim'i.
Selim'e siz kıydınız.
Onlar dedikleri
Bu bir intihar değil
Cinayettir.

Selim Işık'a

Tutunamayanların romanı biter mi?

Sizin de Tutunamayanlar'ı okumanız dileğiyle. Siz de tanıyın bu güzel insanları... Güzel Selim'i...

MmrMayaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin