Tekrar yazmaya başlayalım bakalım. Bizi ne durdurmuştu ki... Yaşadıklarım mı? Peki ya yazmama da neden olan onlar değil miydi? Nerde kalmıştım ben? En son ne anlatıyorduk Mim? Onu ne kadar cok sevdiginizi anlatiyordunuz hanimefendi. Ah evet. Onu çok seviyorum.
Nalan ve arkadaşları ona cok baskı yapiyordu. Nalan herkese onun ve arkadaşlarının çok kötü insan olduklarına inandırımıştı. Maya'nın da inandığını sanıyordu. Maya da basta inanmıştı. Beste önündeki engeldi. Çünkü Emre ona aşıktı. Maya Emre'nin mutlu olmasını istiyordu. O mutlu olsun sadece. Baska bir şey istemem. Sevdiği de onu sevsin. Acı çekmesin. Yeter ki mutlu olduğunu bileyim.
Siz kendinize döndünüz efendim. Bırakınız onu. O sizi sevmeyecek. Ne de çok isterdim onlara inat beni sevmesini. İşte kendi ağzınızla itiraf ettiniz ya. Kötülerin kazanmasını istemiyorsunuz siz. Onun da kötü olduğuna inanmıyorsunuz hanımefendi. Evet. Ben kötü kalpli bir insanı sevmiş olamam. Ben hiçbir zaman kötüyü sevmedim ki... Mim neredesin? İçinde yine Emre ile sessizliğe boğuldu Maya. Kendi yalnızlığına çekilmişti çalışma odasında çiziminin başında. Yarın Emre ile buluşacaklardı. Ah evet olaylar karıştı Mim. Her şey birbirine girdi. Aklım karışıyor. Daha sonra oldu kötüleme olayi çok daha sonra oldu.
Beste, Nalan'ın sınıf arkadaşlarını evine pasta yemeye davet etmisti. Emre Maya'yı davet etti. Nalan 'Önce Beste'ye sor dedi.' Bu Maya'ya tuhaf gelse ses etmedi sordu. O sırada Emre'den hoşlandığından haberi yoktu tabii... Ya da hoşlanacağından mı?... demeliydim. Her neyse işte.
O etki o gun başlamıştı iste. Daha öncesi de vardı tabii... Emre'nin şiir yazması. Senaryo da yazıyordu bizimki. Ne tesadüf Nalan da yaziyor.
Şu kapının eşiğinin boyutları ne Mim? Nasıl çizicem ben bunu? Başıma bela bu Yapı dersi de... Neden tum bunlari cizmek zorundayım ki... Konutla mutluydum ben. Bir de hasta olmasaydık şu projeyi halledebilirdik. Girişte vestiyer... Giriş ne yönde... Kuzeyde ya Mim. Hayır onu kast etmiyorum. Neyi kast ediyorsun peki? Bina hangi tarafa yöneliyor? Parka. Yola iste. Yolda. Öyle yapmıştık. Doğayla bütünleşebilen minimalist bir esnek Yapı. Grup arkadaşlarıyla onu yapmıştık. Esnekliği ben bulmuştum. Evet. Konsepti ben buldum.
Bu yazdıklarımız hiç güzel değil Mim. Aklım mı çalışmıyor yoksa? Bıraktı mı zihnim çalışmayı? Oysa Selim ne güzel yazıyordu. Arada tıkanmanız doğal hanımefendi. Hayır. Değil. Ben sürekli yazmalıyım. Sürekli düşünmeliyim. Evet, çocukluğumdan beri sürekli düşünme halindeyim. Düşünüp düşünüp bir eylemsizlik içerisindeyim ben Mim. Oblomov gibi... Ama ondan bir farkımız olmalı değil mi? Farklı olmalıyız. En azından yazmalıyız. Çok şey birikti. Yazacak çok şey var efendim. Yazarız Mim. Biz neleri yapmadık seninle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MmrMaya
FanfictionTutunamayanlardandı o. Hayata değil insanlara. Selim Işık hayranıydı. Oğuz Atay'ı çok sevmişti. Hayatı ve kendisini sık sık sorgulardı. Tutunmaya çalışırdı bir yerlerden... İnsanlar fırsat verirse tutunacaktı. Bir de... Aklında çocuklar gibi uydurdu...