Sizler şimdi yaratmanın yalnızca bir tanrıya atfedilmiş bir özellik olduğunu düşünüyorsanız korkarım ki yanılıyorsunuz. Onlar geldiğinde erkekler silah kuşanıp savaşa gitmek zorunda kaldı. Bizler savaşa gittiğimizde kadınlarımızı geride bırakmak zorunda kaldık. Ancak savaşı kaybedince oradan kaçıp geri döndüğümüz vakit kadınlarımızı ve çocuklarımızı bulamadık. Hepsini savaşa gittiğimizde kaderleriyle baş başa bırakmıştık. Ve ne yazık ki bu da geride kalan son korkakların gerçekten son insanlar olduğu anlamına geliyordu. Çok azdık, coğumuz yıpranmış geriye kalanlarda korkmuş vaziyetteydi. Bizler etrafı kapatıp güvenli bir alan kurduğumuzda ne yazık ki içeride her ihtiyacımızı karşılayacak malzememiz yoktu. Böylece "Toplayıcı" adında bir grup kurduk. Bu grup belli zamanlarda dışarı çıkıp ihtiyaçlarımızı toplayıp geri dönüyorlardı. Ancak geri dönmeyenler de vardı. Biz azalıyorduk. Ya azalarak bitecektik yada açlıktan. Tam bu noktada benim üzerine çalışmaya başladığım bir icadım oldu. Bu icat inlanlığı bize yeniden getirme fırsatı tanıyordu ancak bir kaç kusuru vardı. Ben tanrı kadar mükemmel bir yaratıcı olamadım. Benim ürettiğim insanların yaşam süresi kısayken (makaimum 50 yıl) üretim de uzun sürüyordu. Bu korkunç bir durumdu. Yani artmamız gerekirken azalıyorduk. ve ne yazık ki sadece erkeklerden aldığımız dokularla sadece erkek üretebiliyorduk. Bu durum üreme gibi bir fırsat tanımıyordu insanoğluna. Ta ki bir kadın iblis dokusundan bir deney yapmaya çalışana kadar. Bu deney hem benim hemde bir kadın iblisin örneklerini taşıyordu. Bu çalışma sonucunda bir kadın yaratmayı başardık ancak bunun da kusurları vardı. İnsani özelikllerinin yanında içinde bir iblis olduğunu anlayabiliyordunuz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İblislerin Düğünü "HAVVA" (Tamamlanmadı)
FantasyBu klasik Türk korku filmi örneği değildir. Klişelerden yolu dahi geçmeyen, yakın geleceğin orta çağında geçen distopik bir hikâye örneğidir.