✧Açılmama ihtimaline karşı medya: Fiction-Beast✧
[Aynı günün sabahı]
"Miyav~ miyav~ mrrrr" Hyunjin göğüsüne sürtünüp ses çıkaran bir şey ile gözünü açtı.
"Hassiktir! Off Doongie çekilir misin üstümden?!" Kapıdan giren Felix usulca Hyunjin'in yanına yanaşıp konuştu.
"Doongie dersen pençe yiyebilirsin çünkü o Soonie. Yardım edeyim." diyerek kediyi kucağına aldı sarışın.
"Soonie, Doongie, Dori... Bir tek Dori'yi tanıyabiliyorum." kafa sallayarak onayladı Felix.
"Normal. Tek farklı olan o. Neyse şey kahvaltıya kalkman gerektiğini söylememi söyledi Minho Hyung." bu sefer kafa sallayan Hyunjin oldu. Yataktan kalkıp armut koltuğun üstündeki kıyafetleri gördü.
"Ha şey onlar senin için." diyerek odadan çıktı Felix. Giyindikten sonra o da odadan çıktı.
"Günaydın. Ne yersin bilemedik bu yüzden mısır gevreği koyduk."
"Teşekkürler. Bu bile fazla aslında."
"Ya bugün Chan hyunglar gelecekmiş. Madem arkadaşsınız akşam onlarla bir tekrar gelebilir misin?" Felix'in dediği şeyle üçü de ona baktılar.
"Net bir cevap veremem üzgünüm."
"Aman sanırsın prens amına. Ne işin olabilir lan boş beleş?"
"Jisung! Lütfen saygılı ol."
"Um... Neyse ben müsadenizle gideyim. Okula gitmem gerek yol uzun. Anca yetişirim."
"Peki. Ben geçireyim."
"Sağ ol Felix." derken Hyunjin bacağına sürtünen tüy yumağına baktı.
"Miyav~" eğilip kafasını okşadı. Minho bu anı bölmüştü.
"Soonie buraya gel!" kedi onu ikiletmeden gitmişti.
"Şey Hyunjin... İnstagram'ın varsa alabilir miyim?"
"Bu devirde kim kullanmaz ki? Neyse ver telefonunu." çocuk arka cebinden çıkardığı telefonu uygulamayı açıp Hyunjin'e uzattı. Hyunjin bir şeyler yazdıktan sonra telefonu sahibine geri uzatıp el sallayıp gitti.
"Taksi lazım... Aman be." telefondan taksi çağırma uygulamasını açıp tıkladı. 10 dakika geçmeden taksi önünde durmuştu.
"Nereye?"
"***** lisesine." (Aklıma isim gelmedi...)
~Hyunjin~
Adam sürmeye başladığında kulaklıklarımı taktım.
"Urin kkeut iraneun geon eobseo~
Ireohke nan ddo (Fiction in Fiction in Fiction)
Itji mothago (Fiction in Fiction in Fiction)
Nae gaseum sok-e kkeut naji anheul iyagil sseugo isseo oh~Neol butjabeulge (Fiction in Fiction in Fiction)
Nohji anheulge (Fiction in Fiction in Fiction)
Kkeut naji anheun neowa naui iyagi sogeseo oneuldo in Fiction."
[(Beast- Fiction) Büyük ihtimalle medyaya koyarım]Altı-yedi şarkıdan sonra taksi durdu.
"Ne kadar tuttu?"
"20.000₩" cüzdanı çıkarıp ödedim ve indim. Okulun önüne geldiğimde üstümü ve saçlarımı hafifçe düzeltip içeri girdim. Yine gözler bana dönmüştü. Alışmıştım ama rahatsız edici oluyordu bazen. Klasik yerimize gittiğimde orada oturan ekibi gördüm.
"Ah Hyunjin gelmişsin." diyerek yanıma geldi San piçi...
"Noldu San? Dünkü mama yetmedi de dahası mı lazım?"
"Evet Hyunjin masama kuru mama koymanı konuşacağız."
"Yaş mama mı tercih ederdin? Üzgünüm bir dahakine yaş mama alırım onu yersin. Hatta 'Good Boy' olursan ödül maması bile alabilirsin."
"Sen ne diyorsun lan bana?!"
"Aga be ben de diyorum ne unuttum... Tasmanı takmayı da unutmuşum. Dalgınlığım üstümde galiba. Neyse tasma taksan da takmasan da it hep it." sinirden kuduran San'a bakıp güldüm.
"Neyse siz burada takılın bugünlük." diyerek binanın içine girdim.
Üst kata çıktığımda Jeongin bizim sınıfın önünde bekliyordu.
"Jeong!"
"Hyung..."
"Ne oldu?"
"Dışarıda konuşalım mı?"
"Tamam bekle iki dakika. Geliyorum." sınıfa girip çantamı sıraya fırlattım ve Jeongin'in yanına gittim. Dışarı çıkınca konuşmaya başladı.
"Hyung sanırım Chan beni aldatıyor."
"Nereden çıktı bu? Az önce tuvalete girdim. Kabindeyken ayak sesleri duydum sonra da Chan'ın sesini. Telefonla konuşuyordu. Sesini kaydettim." diyerek telefonunu çıkardı ve kulaklığın tekini bana taktı."
'(...)Biliyorum yaşadığın stresi güzelim ama Yong~iee sen bu konuyu düşünme. Kimse öğrenemez zaten. Ama sen yine de gizli tut. Özellikle Jeongin bilmesin üzülür sonra. Tamam yarın gelirim yanına. Şimdi gitmeliyim. Yarın görüşürüz.'
"Hyung bana bile aegyo yapmamıştı... Ama kimle konuşuyorsa adını aeogyo ile söylemişti..." dolu gözlerini görünce sıkıca sarıldım.
"Tamam minik tilkim. Sen üzülme ben onunla konuşurum. Anlarız konuyu." saçlarına ufak öpücükler bırakıp ayrıldım.
"Sen şimdi direkt olarak sınıfına gidiyorsun. Ben de Chan ile konuşmaya." diyerek sınıfına yolladım. Chan'ın arkadaşlarıyla arka bahçede takıldığını bildiğim için oraya gittim.
"Chan!"
~Bang Chan~
"Chan!" Hyunjin'in sesi ile geldiği yere döndüm. Sinirli gözleri uzaktan bile belli oluyordu.
"Kim bu Chan?"
"Hyunjin. Sevgilimin abisi."
"Hangi sevgilin olduğunu da söylesene oruspu çocuğu!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Heart /HyunLix\ ✅
Fiksi PenggemarBoy x Boy kitap homofobiksen siktir ol git. Kimse yorumlarını önemsemiyor çünkü.