0.3

14.3K 788 114
                                    

İyi okumalar dilerim🌹

Reha ile karşılıklı koltuklarda dakikalarca otururken ortamda çıt bile çıkmıyordu. Ben ona bakarken o da ,olduğu yerden görebildiği kadarıyla, etrafı inceliyordu.

Yalnızlığımı bozan karşımdaki doğurgan olmayan yüzünden, oturduğum koltukta gergince bacağımı sallayıp duruyordum.

"Neden gerginsiniz?" Konuştuktan biraz sonra kafasını benden tarafa çevirdi, gözlerimin içine baktı. Gerginliğim onun gergin olduğumu fark etmesiyle katlanarak arttı. Bacağımı sallamayı kesemedim.

"Gergin olduğumu nereden anladınız?" Reha'nın bakışları gözlerimden ayrılıp salladığım bacağıma geçti.

"Hala salladığınız bacağınızdan." Bacağımın üstüne elimi koyup bacağımı yere bastırdım. Önce sallanma yerini basit bir titremeye bıraktı, ardından durdu.

"Bacağınızı sallamayı kesmiş olmanız gergin olmadığınızı kanıtlamaz. Dakikalardır ellerinizle oynayıp, alt dudağınızı ısırıyorsunuz." Bir türlü gergin olduğum konusu kapanmayınca rahatsızlıkla kıpırdandım.

"Yanımda rahat olabilirsiniz. Sizin alanlarınıza saygı gösterip, alışkanlıklarınıza ayak uyduracağımdan da şüpheniz olmasın." Dedikleri içimdeki gerginliği azaltmasa da yanında en azından saygı çerçevesinde istediğim gibi hareket edebilirdim.

"Peki... O zaman başlangıç olarak, rica etsem, siz demeyi bırakabilir misiniz?" Hafifçe kafasını sallayarak beni onayladı.

"Ancak siz de bırakacaksanız?" Onun gibi kafamı salladım.

"Bende bırakacağım." Yüzünde aynı ifadesi öylece dururken ceketinin ön tarafını düzeltti. Olduğum yerde ayaklandım. Yanına yaklaştım.

"Ceketiniz- ceketini almamı ister misin?" Bir şey söylemeden yavaşça ceketini çıkarttı.

Ceketinin kollarını üst üste katladı ve hafifçe silkeleyerek düzeltti. Ceketini bana doğru uzattı. "Alırsan memnun olurum."

Ceketiyle kapının yanındaki dolaba yürüdüm. Arkamı göremesem de ,her nasılsa, dik bakışlarını sırtımda hissedebiliyordum. Dolabı açarak içindeki askılardan birine ceketi ,ütüsünü bozmamaya çalışarak astım. Ceketin dokusundan bile ucuz olmadığı belliydi.

Bana DKD' den ,tüm doğurganlara gelen, aylık stabil ücret dışında ekstra bir para gelmiyordu. Reha ise üniversite bitirmişti ve çalışıyordu. Daha önce etrafımda üniversite bitirmiş biri yoktu fakat yine de eline benden daha fazla aylık para geçtiğini anlayabiliyordum.

Dolabın kapağını örtüp arkama döndüm ve az önce oturduğum koltuğa doğru yürüdüm. Oturmak için yaklaştığımda tereddüt edip oturmaktan vazgeçtim.

Reha'ya içecek bir şey getirebilirdim. Ondan tarafa dönüp yüzüne baktım. "İçecek bir şey ister misin?"

"Olabilir, ama öncesinde bana odamı gösterebilir misin?" Tabiki, önce odasına çıkarmalıydım.

"Evet, evet tabi. Beni takip et." Yerinden ayaklandığında önüme dönüp merdivenlere yürüdüm.

Evim iki katlıydı. Artık burayı tekrardan bir eşleşmem ile paylaştığım için sanırım direkt olarak evim demek pek de etik olmuyordu, gerçi.

Alt katta salon, mutfak ve banyo vardı. Üst katta ise iki oda vardı. Bir tanesi benim kaldığım yatak odası, bir tanesi eşleşmelerime ayrılmış yatak odasıydı. Bir banyo da üst katta vardı. Ev çok büyük değildi, küçük de sayılmazdı.

Eğer hamile kalırsak BEK bize başka bir ev temin ediyordu bu yüzden şuanki ev, iki kişi için oldukça yeterliydi.

Merdivenleri çıkmayı bitirdiğimde, trabzana tutunup arkamı döndüm. Reha'nın arkamdan geldiğini görünce odasına doğru devam ettim.

Kara Olay(Gay)+18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin