2022'nin ilk bölümü...
İyi okumalar bebekler🎄
Reha ile arabadan inip hastane kapısının önüne geldiğimizde Reha duraksadı. Arkasını dönüp bana yaklaştı. Ben ondan biraz kısa olduğumdan kafasını eğip maskeme uzandı. Yanlardan açıklık olup olmadığını eliyle kontrol ettiğinde elini omzuma koyup beni kendiyle birlikte hareket ettirdi. Birlikte ilerlerken elini omzumdan çekti.
Hastane kapısından girip koridorda ilerlerken her yer oldukça sessizdi. Muhtemelen buradaki herkes ağır bir biçimde hastalığı taşıdığından veya çoktan ölmüş olduğundandı bu sessizlik. Bu düşünce beni ürkütürken etrafı incelemekten vazgeçerek sadece önümde yürüyen Reha'nın sırtına bakmaya başladım.
Etrafıma bakarken hasta birini veya daha kötüsü ölü birini görmek istemiyordum.
Reha ile koridorun sonuna geldiğimizde asansöre binerek -1'e indik. Reha ara ara arkasına dönüp onu takip edip etmediğimi kontrol ediyordu.
Kapısında kardiyoloji yazan yerde Reha durduğunda bende durdum. Kapıya birkaç saniye baktığımda derin bir nefes alma gereği duydum. Bir hastalığım olabileceği fikri beni gerçekten çok germişti.
"Somay, kardiyolog benim iyi bir arkadaşım seninle de güzelce ilgilenecektir ama... yine de istersen seninle gelebilirim." Sonra kendi kendine kafasını salladı.
"Gelmeyi isterim de..." Reha'ya cevap olarak sadece kafamı salladım. Benimle içeri gelmesine sevinirdim.
Bana ufakça tebessüm etti. Elini açıp bana uzattığında eline baktım. Tereddüt etsem de elimi uzatıp elini tuttum. Reha elimi sıkıca sararken kapıyı tıklattı, ardından açtı.
"Sinan, gelebilir miyiz?" İçeride masasının arka tarafındaki sandalyesinde oturan adam bize bakarak ayağa kalktı.
"Tabiki gelebilirsiniz, Reha." Reha beni içeri çekip kapıyı arkamızdan örttü. Sinan'ın gözleri birleşik ellerimize kaydığında gülümsedi.
"Eşleşmeni benimle tanıştırmaya mı geldin?" Konuşurken sürekli gülümsemişti, sıcakkanlı birine benziyordu.
Reha adama ufak bir gülümsemeyle karşılık verdi. "Keşke öyle olsaydı... Sinan, bu yeni eşleşmem Somay. Somay bu Sinan, bir meslektaşım ve üniversiteden arkadaşım."
Zorlukla gülümsedim ve memnun olduğuma dair bir şeyler geveledim. Sinan masasının önündeki koltukları gösterdi. Reha elimden tutmaya devam ederken beni tekli koltuğun önüne getirdi. Ben yavaşça koltuğa oturduğumda elini çekti ve karşımdaki tekli koltuğa geçti. Sinan da sandalyesine yeniden oturmuştu. Bakışlarını ikimizin de üstünde sırayla gezdirdi. En sonunda tekrardan bana baktı.
"Somay, bir şikayetin mi var?" İç çekerek kafamı salladım. İyi olduğumu duymaya ihtiyacım vardı, sanırım.
"Bana bahsedebilir misin?" Bakışlarım Reha'yı buldu, bana destek olmak ister gibi kafasını salladığında tekrardan Sinan'dan tarafa döndüm.
"Bahsedeyim. Dün gece yarısı gibi yatmaya çekildim. Sonra giyinip yatağıma uzanmıştım. Ortada hiçbir şey yokken kalbim sıkışmaya başladı. Çok yoğundu. Tüm gece geçmek bilmedi. Biraz olsun hafiflediğinde içim geçmiş ama şimdi bile hala kalbimde bir sıkışma hissiyatı var." Endişeyle yüzüne bakarak konuşmuştum ama beni dinlerken Sinan'ın mimikleri hiç değişmemişti.
Göz ucuyla Reha'ya baktı. İlk defa bakışlarında bir değişiklik yakaladım ama ne olduğunu anlayamadım. Tamamen bana döndü. "Seni bir muayene edelim, olur mu?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kara Olay(Gay)+18
Science FictionYıl 2049'da meydana gelen bir salgında kadın nüfusun büyük çoğunluğu öldü, erkek nüfusun yarısından fazlası sadece ufak genetik değişikliklerle hastalığı atlattı. Erkek nüfusun kalan kısmı ise kendilerine bahşedilmiş yeni organla hayatlarına devam e...