20.08.2021
Sıcak kumlara ayak basarken kocaman piramitlerin şehrin dibinde ne kadar yakışıksız kaldığını düşünüyordum.
Boynumdaki fotoğraf makinesini çıkarıp bir iki fotoğraf çektikten sonra turist rehberi bizi piramitlerin içine yönlendirdi.
Arkeoloji delisi birisi olarak söylemek istiyorum ki bu hayatımda yaşadığım en güzel gezilerden birisi.
Anneme rağmen babamın arkeoloji okumamı desteklemesi ve kendimi piramitlerin içinde bulmam tarif edilemez bir şeydi.Annem ne kadar 'Taş toprak kazıp ne yapacaksın eski püskü şeyleri?' dese de işin içine giremeyen bilemezdi.
Gizem çözmek,teoriler üretmek,geçmişteki o bilinmezlik ve bazı şeyleri mitolojiye dökmeleri...
Kısacası arkeoloji benim için her şeydi ve yaşama enerjimi buradan alıyordum.
Piramitin içindeki meşaleler boydan boya dizilmiş ve karanlık koridorları aydınlatıyordu.Milattan önce çizilmiş resimlerde parmaklarımı gezdirdim.Eğilen hizmetçiler, mumyalar ve kuş kafalı insanlar...
Çizimlerde elbette en dikkat çeken şey kuş kafalı insanlar oluyordu.Bununla ne anlatmak istiyorlardı?Uzaylılar sizin zamanınızda gökten indiler ve onları bu şekilde mi tasvir ettiniz?
Bunlara her gün farklı teoriler üretiyordum ama şu an dikkatimi verdiğim başka bir şey vardı.Horus'un gözü...
Efsaneye göre bu piramitin içinde bir yerlerdeydi.Bu piramitin bir haritası yoktu.Yıllarımı vererek Mısır'ın gizli geçit mantıklarını öğrendim.Turist rehberi önde konuşmaya devam ederken onlardan ayrılacağım yolu kestirmeye çalıştım.
Efsanelere ve mitolojilere inanan biri olarak -İskandinav mitolojisindeki tanrılar dünyanıza inince ve haberlerde iron man'le poz verince anlıyorsunuz bazı şeyleri.- Horus'un gözünün burada bir yerlerde olacağını düşünüyorum ve onu kendim için istiyordum.Elimde tutmak bile yeterdi.
Turist rehberi bozuk ingilizcesiyle arkasındaki kafileyi sağa doğru döndürdü.Ben ise yavaş adımlarla onlardan uzaklaştım.Dikkat çekmemek için duvardaki yazıları inceliyormuş gibi yapıyordum.
Hiyeroglif yazısına bakıyordum.Yanımdan geçenlerden birisi "Okuyabiliyormuş gibi bakıyorlar ya bir de çok gülüyorum."
"Seth kardeşinin bedenini on bir parçaya ayırarak tüm Mısır'a yaydı."diye önüme geçen ilk cümleyi okudum.
Okuduğum eğitimin hakkını verdiğimi iliklerime kadar hissettim.Arkamı dönüp bana laf atan kadının yüz ifadesine baktım.
"Altı yıldır bu işin içindeyim Madam." Dedim çok bilmiş bir edayla.Kadın burun kıvırarak kendi dilinde bir şeyler söyledi ve yanımdan ayrıldı.
Etrafımda kimsenin kalmadığına emin olduktan sonra duvardaki meşalelerden birisini alıp müzeye dahil olmayan karanlık kısma ilerledim.
Avucumu açıp elimle avuçlarımın içine çizdiğim yol haritasına baktım.İlerlediğim karanlık kısma kimseyi almadıkları belliydi.Ama Horus'un gözünün gerçek olduğunu ispatlayabilirsem bu benim için büyük bir buluş olurdu.Bir fotograf bile yeterdi.
Arkamda kalan koridorun ışığı da görünmez olunca elimle duvarları yoklamaya başladım.Dokunduğum taşlardan birisi içeri çekildi.Birkaç taş sürtünme sesi gelince kendimi olabilecek tuzaklara hazırladım.
Duvar büsbütün önümde geri çekilirken meşalemi öne doğru tuttum.Bir koridor daha mı?Yavaş ve dikkatli adımlarla ilerlerken ayağımın altında bir taşın yavaşça aşağı kaydığını fark ettim.
Tuzağa basmıştım!Ayaklarımın altındaki zemin açılırken çığlık çığlığa bağırıp boşlukta düştüm.Yüz üstü yere kapaklanırken acıyla inledim.Meşalem kafama düşerken söndüğünü görmem beni telaşlandırmıştı.
Kaç metre yüksekten düştüm böyle?Geri çıkış olmalı, burada mahsur kalmış olamam.Ayağa kalkıp nasıl bir yerde olduğumu anlamaya çalıştım.
Buraya hazırlıklı gelmiştim.Cebimden çakmağımı çıkarıp meşaleyi tekrar yaktım.Önümde iki tane oda vardı.Meşaleyi yukarı tuttum ve bir merdiven olmasını umdum.Taş duvarlardan başka bir şey yoktu.
Odaların birine girip bir merdiven veya taşların arasına saplayabileceğim sopa parçası aramaya başladım.Odaya şöyle bir göz attığımda değerli parçaların burada çürümeye bırakıldığını fark ettim.
Ortada duran koca mumyayı görmem ile geri kaçıp bir şeylere çarptım.Devrilen altın kupa sesleri tüm duvarda yankılandı.
Yan odadan gelen ayak sesleri ile korkum iyice arttı.Mumyalardan biri mi canlandı?Ayak sesleri yaklaşırken elimdeki meşaleyi söndürdüm. Mumyanın üzerinde bulunduğu masanın altına girdim.Boşta kalan önüme birkaç kutu çekerek kendimi gizledim.
Kutuların arasından içeri giren kişinin ayaklarını görüyordum.Biri daha mı buraya düşmüştü?Ses falan duymamıştım ben.İçeri giren kişinin elinde her ne varsa yeşil bir ışık saçıyordu ve adımlarını rahatlıkla izliyordum.
Birkaç şeyi yerinden oynatıp sağa sola fırlattı.Oda sese boğulurken adamı daha rahat görmek için masanın altında yavaşça hareket ettim.Yüzüne yeşil ışıklar vuran adam gülüyordu.Elini önündeki kutuya daldırdı ve masmavi ışıklar saçan bir küreyi havaya kaldırdı.Horus'un gözü...
Ah hayır bu adam onu arıyordu.Onu benim almam lazımdı.Hareketlenip önümdeki kutuları ittim.Adam şaşkınca arkasını dönüp elindeki ışığı yüzüme tuttu.
"Sende kimsin?" Olamaz!B-Bu Loki değil mi?Thor'un kardeşi olan Loki??Fotoğrafını çekip SHILD veya FBI'ya haber vermem gerekiyor mu?
Parmağımı kaldırıp Loki'ye doğru tuttum sonra Horus'un gözüne tekrar baktım.
"Sen Loki değil misin?Burada ne arıyorsun?"
"Midgardlı mısın?" diye sordu soğukça.
"Evet."
"Çekil yolumdan öyleyse."
Loki odadan çıkmaya yeltenince önüne geçip elindeki taşı aldım.
"Sen ne-?"
Loki bana öfkesini kusamadan elime aldığım taşa baktım.Taş masmavi parıldayarak avucumun içine girmeye başladı.
"Neler oluyor!?" diye panikle bağırdım.Taş tenimin altına girince hareketlenmeye başladı ve koluma tırmandı en son kalbimin üzerinde durdu.O durana kadar mavi ışık tenimin altında kendini belli ediyordu.
"Bunu nasıl yaptın!?" dedi Loki.Ansızın kolumu tutup beni kendine çekti ve kalbimin üzerinde masmavi parlayan taşa dokunmaya çalıştı.
Kalbimin içine giren Horus'un gözü ve karşımda Loki mi?Titrediğimi hissediyorum ama bunun korkudan mı soğuktan mı olduğunu kestiremiyorum.
Etrafımızda beliren mavi pırıltılara baktım.Sayıları git gide artmaya başladığında Loki'ninde dikkatini çekti.
"Her ne yapı-"
"Ben bir şey yapmıyorum!" dedim titreyen sesimle.Loki buna inanmış gibi sustu.Mavi parıltılar etrafı göremeyeceğimiz kadar bizi sardığında bir şeylerin içine çekildiğimi hissettim.Loki de beni tutan koluyla maviliklerin içine çekildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Antik Loki
Fanfiction~Kötülük tanrısıyla Antik Mısır zamanında sıkışıp kalsaydın ne olurdu? ~Muhtemelen Mısır Tanrılarına kafa tutan Asgardlı bir Tanrı görürdün... [6 bölümlük kısa bir Loki Fanfic'idir.]