Hüzünlü mavilerini göğe dikerken ağlamaktan kızaran gözlerini ve burnunu kuruladı.
Akça üstünde kendine ait olmayan bir kabahatin yükünü çekercesine sızı içerisindeydi.
Anlayabiliyordu Özgür'ü pekala.
Uğruna aylarca hayal ve düş dünyasında gezindiği Gazi'nin bir başkasına olan aşkı da böyle yıkardı Akça'yı.
Hele ki en yakın dostuna olsaydı bu hisler...Akça pek güzel olmak istiyordu Gazi'ye.
Yorgun,emekle koyulaşmız göz altı halklarını da görmesin isterdi misal.
Kapatırdı itinayla.
Ya da cildindeki eşitsiz tonları ,kızarıklıkları,göz ve yanaklarındaki ince şeritli mor/pembe renkli kılcal damarları.
Kurumuş,soluk pembe dudakları.Gazi görmesin diye itinayla gizlemeye çabalardı.
Ancak bugün farklıydı.
Bugün pek çirkin olsa da neye benzdiğini bile umursamadan koşmuştu marangozhane dükkanına.
Okul çantası vücuduna kambur gibi dolanırken zemheri ayazında dikildi kurumuş ve allanmış yüzüyle.
Tek istediği Gazi'nin omuzlarıydı.Özgür de biliyordu bunu Akça da.
Lakin Akça bir başkasının düşünde bir yerlerde yaşıyordu.
Birinin kalbinde daha vardı.
Birinin zihninde daha yaşıyordu üstelik.
Bile isteye değildi bu,bile isteye asla yapmazdı Gazi'ye bunu.
Hele Özgür'e...
Asla yapmazdı.Yutkundu Akça.
Peki bir başkasının zihninde yeşeren hayali bile niye yük geliyordu daracık omuzlarına Akça'nın?
Niçindi bu gamlı kederli halleri?
Gazi'ye,ona olan sevdasına bir ihanet gibi hissediyordu.
Özgür'ün kendi kadar hassas yüreğine hele...Yutkundu Akça.
Marangozhanede çalışmakta olan uykusuz ve yorgun esmer boş bakışlarla bakıyordu ilkin.
Lakin Akça'yı görünce şenlenmiş,tebessümle kıvrılmıştı aydınlanan yüzü.
Çok geçmeden ağladığı belli olan yüze bakıp kaş çattı.
Ebru sanatı gibi rengarenk bir duygu geçişi vardı şimdi Gazi'nin celalenen yüzünde."Kim ne dedi? Kim üzdü seni?"diye fısıldadı Gazi sertçe kapıyı kapatıp onu içeri alırken.
"De bana Akça'm.""N-nereden anladın ki hemencik? Söylemedim ki sana."diye mırıldandı Akça çekingen bir edayla ellerini birbirine başlayıp utançla ayaklarına bakarken.
"Kim ne dedi ,dedim. Deyiver sen hele."diye fısıldadı Gazi endişeyle.
"Anlatamam."dedi dudakları titreyen şeker pembesi yanaklı oğlan.
"Kızarsın bana.""Sen anlatmazsan kızarım sana asıl."
"Biri."dedi Akça hüzünle.
"Beni seviyormuş,beğeniyormuş beni."Gazi rahat bir nefes verip tebessüm etti umursamazca.
Bir sigara yakıp omuz silkti gevşemiş omuzlarıyla.
"Ee?"Burnunu çekti Akça iri mavileriyle.
"Kızmadın ?""Neyine kızayım! Ben de sandım abinler,komşular laf etti. Sever tabi nolacak,sen sevmedikten sonra?"dedi Gazi merakla.
"Yani?""Yani..."dedi Akça telaşla.
"Kız mı bu?"dedi Gazi tebessümle.
"Yok,erkek."
Işte o zaman Gazi'nin suratındaki tebessüm yerini hiddete almış,tehlike canları çalmaya başlamıştı zihninde.
Hırsla yumruk sıkıp,dişlerini geçirdi birbirine.
Dişleri arasında hırlarcasına tonladı.
"Bak sen amına koduğuma.""Ama ben yeminle...bi kaç kez baktım."dedi Akça korkuyla.
"Sadece Özgür için...."Gazi önce sigarasını yere fırlattı.
Sonrasında ise ince belini sıkıca kavrayıp kendine çekti Akça'nın.
Sıkıca onun beline dolanırken "Şttt!"diye tembihledi çığlık atacak gibi bakan oğlanın hallerine.
Sevinçten ve bu yakın temastan kontrolü yitirmesine korkuyordu epey.
"Gel buraya Akça."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kurdelem Kırmızı
Romance"Takvim yapraklarından bir şafak daha kopardım. Ona da bir tek senin ismini yazdım Gazi." diye fısıldadı Akça. "Bir sen,hep sen..." "Onu sevmek çok güzel! Dünya öyle dursun !"