“Baş ağrına iyi geldi mi? Lavanta yağı baş ağrısına iyi gelir. Eğer gelmediyse kahve yapmam gerek. İster misin? Acıktın mı?” Jin tüm dileklerini hatırlamıştı.
Hepsi gerçekleşmişti aslında... Ancak başka bir dünyada...
“İyiyim ben. Geçti. Ancak zaten gözlerime baktığında anlamıyor musun? Bana baktığında ağrım olup olmadığını nasıl anlıyorsun?” JiSoo gözlerini kaçırdı. Bu doğruydu, fakat bir türlü anlamlandıramıyordu.
“Ramen sevdiğini söylemiştin. Kimchide. Hemen hazırlıyorum.”
JiSoo ona cevap vermek yerine konuyu değiştirmiş ve yemek yapmaya başlamıştı. Yumurtaları haşlamaya koymuş, rameni hazırlamaya başlamıştı.
Jin de ayağıya kalkıp ona yardım etti. Birlikte, sofrayı çabucak kurdular. Sessizce yemeklerini yediler ve hiç konuşmadılar.
“Bana köyünüzü gezdirir misin?”
JiSoo son lokmalarını bitirip, ayağıya kalktı.
“Ne zaman istersen. Hatta yemeğin bittiyse şimdi bile gidelim hadi!” oldukça heyecanlıydı, gülümsemesinden bile heyecanı kolayca anlaşılıyordu.
“O zaman hemen gidelim!!” JiSoo, onu elinden tutup çekerek evden çıkardı ve köyde koşturmaya başladılar.
“Bak burada şifacılar yaşar. Şu aşağıda büyük bir dere var. Şurada ise, çeşitli ramenin olduğu harika bir yemek yeri. Bayılırsın! Sonra gideriz. Haaa... Birde! Biliyor musun çikolata şelalesi var! Buz gibi çikolata akıyor! Nefisss!” Jin, JiSoo'nun hızına yetişemiyordu.
“Çikolata şelalesine gitsek?” JiSoo düşünür gibi yaptı. Sonrasında yön değiştirdiler ve şelaleye geldiler.
Şelaleyi görünce Jin'in ağzı açık kalmıştı.
“Çocuklar burayı çok seviyor. Genelde onlar çikolata arkadaşımdır. Bugünlük sensin.” ona kocaman gülümsedi.
Beyaz çikolatadan, gövdesi olan ağaçlardan biraz kopardı ve şelaleye tutup ısırdı. Jin de onu taklit etti. Çok tatlıydı.
“Fena değilmiş. Çok tatlı...” JiSoo çikolatayı bitirmiş, cebindeki mendil ile elini temizliyordu.
“Adı üstünde. Çikolata? Tatlı olacak Jin.”
“Çikolatadan daha tatlı birini tanıyorum. O yüzden, çokta tatlı değil bence JiSoo.”
“Hani tatlıydı? Hem kim o?”
“Oldukça iyi birisi. Nane ve vanilya gibi kokuyor. Çok güzel.” JiSoo refleks olarak bileğini koklamıştı.
Nane ve vanilya... Bu JiSoo'nun kendine has kokusuydu. Jin'in ondan bahsettiğini anladığı hâlde anlamamış gibi yaptı.
Saçını arkaya atıp, düzelterek kendine çeki düzen verdi.
“Neyse... Hadi gidelim Jin.”
“JiSoo, alışveriş yapalım mı?”
“Alışverişi sevmem. Ancak eminim seninle eğlenceli olur.”
“Normalde niye sevmiyorsun?”
“Ne alacağımı şaşırıyorum ve bunalıyorum. Bu yüzden.”
“Peki... Bunalmaman için seni yükseklerde tutacağım.” JiSoo bakışları ile onu sorguluyordu.
Jin, JiSoo'ya arkasını döndü. Kollarını yakalayıp, bir çırpıda onu sırtına aldı. JiSoo, düşmemek için mecburen, bacaklarını Jin'in beline doladı.
“Bir yerin incinecek...”
“Bugün, sen benim sözümü dinleyeceksin. Hem spor yapmış olacağım. Ne güzel işte..." JiSoo gülerek kollarını boynuna doladı.
Jin, JiSoo'nun bacaklarını sabitleyip, onun işaret parmağı ile gösterdiği yöne doğru koşmaya başladı. Birlikte hızla kalabalık pazara girdiler.
Çeşitli bitki kokuları, boğucuydu. Biraz ilerleyince papatya, lavanta kokuları gelmişti burunlarına...
Aksesuarların bulunduğu yere baktılar. Jin güzel bir aynayı eline alıp JiSoo'ya uzattı. O gün kırılan aynadan daha güzeldi.
Jin birde bir toka almıştı. Toka, özel bir tokaydı. Ucunda minik bir iğne vardı. Bu iğnede ise hayvanları bayıltan bir sıvı. Üstünde güzel bir çiçek vardı. Parlak ve güzeldi. Jin, görüntüsü için aldığı tokayı cebine koydu.
Biraz daha dolaştılar. Dondurma tezgahına gelince, JiSoo'yu sırtından indirdi. Birlikte dondurma yediler.
“Sanki birisi bizi izliyor.” Jin, JiSoo'nun kulağına fısıldaması üzerine çaktırmadan arkasına baktı ve inceledi.
“Merak etme kimse yok. Olsa bile ben varım. Seni koruyabilecek kadar güçlüyüm.” JiSoo, Jin'in yanağını okşamış sonra ona yandan kolunu dolamıştı.
Birlikte dondurmalarını yiyerek pazarın çıkışına ilerlediler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
behind the black hole
FanfictionDünya adım adım mahvoluyorken, bir umut ışığı var mıdır sizce? Karadelikler sonumuz mu? Yoksa başlangıcımız mı? "Dünya git gide kararıyor. Küresel ısınma son 100 yıla damga vuracak kadar büyük bir oranla artış gösterdi. Buzullar tamamen erimiş duru...