---TAMAMLANDI---
Çerezlik bir hikayedir.
Hayatını pozitiflik üzerine kurmuş olan Toprak ve onun yeni ofis arkadaşı Arel...
Eşcinsel konulu bir hikayedir, catboy konuludur. Bunları bilerek başlamınızı isterim.
Homofobikler ve aşağılayıcı yorum yapa...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Arel... Şşş... Kalksana."
Parmak uçlarımla uyumakta olan Arel'i dürtüklerken gözlerim de bir yandan etrafı kolaçan ediyordu. Derin bir uykuda olan sevgilimse uyanmamak için resmen diretmekteydi...
"Arel diyorum! Ya kalksana!"
Bu sefer daha derin dürtüklememle kaşlarını çatarak uyanan Arel bir süre suratıma alık alık baktığında kuyruğumu havaya dikerek etrafı gözetlediğimi anca görmüştü.
"Toprak? İyi misin?"
Dirseğinin üzerinde hafifçe doğrularak bana bakmasıyla kafamı iki yana salladığımda korkudan dolayı böyle olduğumu hemen anlayarak tedirginlikle kalkan ve sivrileşen kulaklarını yeniden eski haline getirmişti.
"Çişim var benim... Benimle tuvalete gelsene?"
Mırıl mırıl konuşmamla Arel 'Ciddi misin?' der gibi baktığında kuyruğumu üzerine doğru bırakarak hafifçe hareket ettirmiştim.
"Lütfen... Senin yüzünden izledik o filmi, çok korkuyorum. Her an aynadan birisi çıkacak ya da yansımam beni takip etmeyi bırakacak gibi hissediyorum."
Kaşlarımı çatarak konuşmamla Arel derin bir nefes vererek üzerindeki battaniyeyi kenara çekiştirdiğinde kuyruğumu da nazikçe tutup yatağa bırakmıştı.
"Yürü küçük fare."
Bir an söylediği şeyle suratımı buruşturduğumda o da o an ne dediğini fark ederek durmuştu.
"Fare olmaz. Hoş değil." Diyerek kendi kendisini düzelterek elimden tuttuğunda hızla koluna sarılmıştım.
"Yavrum, burası bizim evimiz. Canavar ya da aynadan çıkıp gelebilecek bir şey yok. Onların hepsi film. "
Omuz silkerek önüne geldiğimiz tuvalet kapısına baktığımda yine Arel'i çekiştirmiştim.
"Sen de gir içeriye."
Sözlerimle Arel iri iri açtığı gözleriyle "Bir de tutayım istersen yavrum?" dediğinde hızla koluna vurmuştum.
"Pislik yapma! Klozetin hemen önünde ayna var, oraya arkamı dönmek istemiyorum."
Çıngar moda bürünmemle Arel durduğunda "Sen de yan taraftan yap, nasılsa istediğin yere yönlendirebilirsin çişini." Diyerek ortaya dahiyane bir fikir atmıştı.
"Götümden korkuyorum be adam! Gelmezsen gelme, tamam! İyi ki korkuyoruz dedik adamın dediklerine bak! Git! Git uyu hatta."
Sinirle derin nefesler aldığım sırada Arel şokla bana baktığında eliyle kapıyı açıp önden geçmem için işaret etmişti.
"Geç buyur bebeğim, arkanı kollayacağım ben senin."
Resmen miyavlayan koca adamla birlikte memnun olmuşçasına gülümsediğimde gösterdiği gibi önden girerek ve olabildiğince aynaya bakmayarak klozetin önüne gelmiştim.
"Başlıyorum."
Mırıldanmamla Arel'in gülme sesi kulaklarıma dolduğunda kafamı çevirip tezgaha yaslanmış biçimde popomu süzen adama odaklanmıştım.
"Ne gülüyorsun?! Hem dikizlemesene beni! Senin aynaya bakman lazım."
Kaşlarımı çatarak konuştuğumda iki elini de havaya kaldırarak bana bakmış ve dudaklarını diliyle nemlendirmişti.
"Popon daha ilgi çekici bebeğim. Hem yaptığın tüm her şeyi adım adım bildirmesen daha iyi olur gibi."
Sözleriyle birlikte haklı olduğuna karar vererek gözlerimi devirdiğimde artık iyice sıkıştıran çişim yüzünden önüme dönüp işime odaklanmıştım. Sonunda rahatlamanın verdiği mutlulukla gülümserken arkamda hissettiğim bedenle gerilmiştim.
"Şş, benim." diyen Arel kalçamı eliyle sıkıştırarak kafasını boynuma gömdüğünde ellerim iki yanda sallanarak kalakalmıştım.
"A-arel... Hadi yatalım- Yani uyumaya gidelim!"
Hızlı hızlı konuşmamla güldüğünde eli son kez kalçamı sıkıştırmış, boynuma gömdüğü başı sayesinde de oraya bir öpücük bırakarak geri çekilmişti.
"Hadi bakalım korkak kedi, yıka ellerini de yatalım- Ah uyuyalım."
Beni taklit etmesiyle ona dönüp dil çıkarttığımda bu duruma sadece bakmakla yetinmiş ve ellerimi yıkamam için biraz alan tanımıştı.
Hijyen kısmını da hallettikten sonra yine dibine girdiğim sevgilime sığınıp yatak odasına döndüğümüzde hızla yatağa girip kendimi Arel'e yaslamıştım.
"İyi geceler Toprak."
Saçlarımın arasına koyulan öpücüğün ardından sıkıca sarılan kolları ve üzerime koyulan siyah kuyruğu hissederken mutlulukla gözlerimi kapatmıştım.
***
"Gördüğüm rüya yüzünden uyanarak gözlerimi açtığımda bana sarılmayı bırakmış ve yüzüstü yatan Arel'e bakarak kaşlarımı çatmıştım. Hızla ona yaklaşıp üzerine doğru uzandığımda kenarda duran kuyruğunu elime almamla gözlerini hızla açıp elimi tutmuştu.
Bağırmam üzerine eli hızla gevşerken gerçekten de sivri tırnakları sayesinde iz olan bileğime bakarak somurtmuştum.
"E güzelim sen de uyuyan birinin ne diye kuyruğunu tutuyorsun?"
Diyerek sitem eden Arel bileğimi alarak minik minik öptüğünde suratına aval aval bakıyordum.
"B-ben sarıl diye şey etmiştim. Hem sen de benim kuyruğuma elliyorsun."
Gözlerimi bileğimi öpen adamdan ayıramazken o kaşlarını kaldırarak bana bakmış ardından da sevgiyle gülümsemişti.
"İyi de bebeğim sen hep uyanıkken ben kuyruğuna dokunuyorum. Böyle habersiz dokunursan tabii ki olacak olan bu olur."
Gözleriyle bileğimi göstermesiyle birkaç ufak çiziklerin olduğu bileğime baktığımda omuz silkmiştim.
"Boş ver, çok acımıyor zaten. Sen bana sarıl." Diyerek yatağa gömüldüğümde aklımda tamamen Arel'i öpmek vardı. Bu yüzden hızlı hızlı onu da yanıma çekip yatırdığımda kuyruğunu bana sarmasını beklemiş ve istediğimin olmasıyla da keyifle gözlerimi kapatmıştım.
"Bir hafta boyunca bende kalacaksın. O filmi unutana dek bu senin görevin."
Uyumaya çalışırken söylenmem üzerine dudaklarımın üzerine minik bir öpücük bırakılırken "Bu görev değil bebeğim, seninle olmak görev olamaz." Mırıltıları en son duyduğum şeylerdi.
