Uçak yolculuğu boyunca yatmıştım ve sonunda Paris'teydim. İzmir'deki hayatımı değiştirecek ve burada yeni bir düzen kuracaktım. Belki de bu benim ilk başlangıcım olacaktı, daha belki milyonlarca kez başlangıç yapacaktım.
Ömür teyzemin bana tarif ettiği yerde kollarımı kavuşturmuş bekliyordum. Her iki teyzemde varlıklıydı, Ömür teyzem kocasının mirası ve zenginliğiyle ayakta dururken ,Aygül teyzem çalışarak buralara kendi emekleriyle gelmişti. Her ikisinin de çocukları yoktu ki bu benim işime geliyordu .Ömür teyzem hep yanında olmamı istemişti ama ne ben Aygül teyzemden vazgeçtim nede Aygül teyzem benden. Hatta bir ara uzun süre boyunca konuşmamışlardı bu konu yüzünden. Ben beklemekten kök salmışken teyzemi kalabalığın içinden fark ettim ki fark etmemekte elde değildi çünkü oldukça bakımlıydı, ama Aygül teyzem ondan daha genç ve daha güzeldi. Aygül teyzemin bukleli, uzun, kumral saçları omuzuna dökülürken, Ömür teyzem siyah saçını kısa keser veya Aygül teyzemin diyişiyle erkekler gibi keserdi. Aygül teyzeme göre oldukça kısaydı ,benim omuzuma kadar geliyordu tabi kafam kadar topukluları giymese.
Bana doğru yaklaşırken yüzünde kocaman bir gülümseme vardı. Yanıma gelip sıkıca sarıldı. "Yağmurcum çok uzun zaman oldu...Hoşgeldin" dedi yumuşacık bir sesle yavaşça benden ayrılınca "Hoşbulduk teyze" diyerek karşılık verdikten sonra elimi tutup kalabalığın içinden geçerek yola getirdi, siyah spor bir arabanın önünde durup kapıyı açtı. "Geç yağmurcum" dedi arabayı göstererek arabaya bindiğimde arabanın şoför koltuğunda oturan kişiye bakıp "Teyzemin eşi olmalısınız" dedim fransızca "Evet eşiyim adım Ames" çok iyi birine benziyordu sıcak kanlı bir adamdı. "Memnun oldum, size enişte mi dememi tercih ediyorsunuz yoksa isminizle mi hitap edeyim" gülüp tatlı bir aksanla türkçe konuşarak "Bana istediğin gibi hitap edebilirsin yağmur" diyince gerçekten çok şaşırmıştım "Türkçe biliyorsunuz?" "Evet yağmurcum biliyorum" teyzemde bindikten sonra bana dönüp yine aynı gülümseyerek bakıp önüne döndü, eniştemle yakışıyorlardı. Kafamı cama yaslayıp, Emre'nin boynuma taktığı kolyeyle uğraşarak geçtiğimiz yerleri izledim. Oldukça yorgundum aynı zamanda da heyecanlı. Bu ilk başlangıcımın başıma neler getireceğini nasıl insanlarla tanışacağımı çok merak ediyordum. Ne olursa olsundu ama güzel olsundu her haliyle güzel...
Büyük bir avlunun önünde durduğumuzda kapıyı açtım ve arabadan indim. Gözlerimi karşımızda ki villadan alamıyordum. Bavullarımı eniştemle beraber çıkardım.
Teyzem evin kapısını açıp yan tarafa geçtiğinde içeri girdik. Teyzemin zevkinin olağanüstü olduğuna kanaat getirmiştim. Salon tamamıyla beyaz, siyah ve griyle dekore edilmişti. Ben hayranlıkla salonu incelerken teyzemin sesiyle ona döndüm. "Yağmurcum burada rahat olman benim için herşeyden daha önemli, hiçbir rahattsızlık hissetmeni istemiyorum her konuda bizimle konuşabilirsin zaten işlerimiz yoğun evde fazla olamayabiliriz. Ev senin rahat ol" kafamı usulca salladığımda eniştem, "Aynen öyle rahat ol lütfen" dediğinde ağzımı açıp 'rahatlık benim göbek adım merak etmeyin' demek isterdim ama kendimi kötülememek için hanımefendi tavrımı ön plana çıkartacaktım.
![](https://img.wattpad.com/cover/281020767-288-k666700.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAŞLANGIÇ
General FictionYağmur, küçüklüğünde annesi ve babasını bir trafik kazası sebebiyle kaybetmiştir. Bu nedenle İzmir'de teyzesi ve beş kişilik arkadaş grubuyla yaşamaktadır. Fakat geleceği ve eğitim hayatı için Paris'e bir diğer teyzesinin yanına gitmek zorunda kalır...