4. BÖLÜM Kötü gün

18 14 30
                                    

Sabah alarmın sesiyle uyandım ve yorgun adımlarla banyoya girdim. Kısa bir duşun ardından üzerime beyaz siyah çizgili badimi ,kot ceketimi ve boru paça kot pantolonumu giydim. Saçlarımı gevşek bir şekilde ördükten sonra çantamı alıp aşağıya indim.

 Bekletmeyi de bekletilmeyi de sevmezdim. Daha beş dakikam varken birşeyler atıştırdım. Teyzemler yoktular, küçük bir not yazıp buzdolabına yapıştırdım. 

Dışarı çıktığımda Nate'in gelmiş olduğunu gördüm, tam vaktinde gelmişti veya çoktandır bekliyordu. Arabanın üzerine yaslanmış telefonuyla uğraşıyordu yanına gittim, beni halen fark etmemişti.

 "Merhaba?" dedim gülümseyerek. Kafasını bana çevirerek gülümsedi "Merhaba yağmur"  arabanın kapısını açtı, arabaya bindikten sonra ardımdan oda bindi. 

Bana dönüp kısa bir bakış atarak"Heyecanlımısın?"diye sorduğunda gözlerimi devirdim.

"Hangi insan evladı okul için heyecanlanır ki" dediğimde gülerek arabayı çalıştırdı.

Yol boyunca dersler hakkında konuştuk beni sevindiren ve aynı zamanda sinirlendiren olay ise sadece dört derse giriyor olmamızdı. Sevincim az konuyu daha çabuk kavraya bilmem, sinir edense on ikinci sınıfa kadar milyon tane ders işlememdi, cidden buradakiler hayatı yaşıyorlardı. "Dört ders mi ciddi misin?" "Evet ciddiyim, sanırım siz Türkiye'de dokuz ders işliyordunuz?"

"Seçmeli dersleri saymazsak tabi onlarla beraber on iki ders işliyoruz" dediğimde şaşırarak bana baktı.

 "On iki mi? Ciddi misin sen?" kafamı sallayarak "Siz burada okumuyor bayram ediyorsunuz resmen" dediğimde gülüp "Sende burada olduğuna göre sende bayram edeceksin o halde"  'bayram' yerini bastırarak söylemişti ağzından komik çıkıyordu.                                                                                                                                                                                                                              

Okulun önüne geldiğimizde arabayı park edip indik. Oldukça büyük bir okuldu. 

Okula girdiğimizde iki kız ve iki erkek bize doğru gelmeye başladılar. Mor saçlı kız öne atılarak Nate'in koluna girdi ,ben bu hareketi garipserken kız bana tiksinççe bakıyordu. Hayır yani yüzümde bok mu vardı? 

Kız Nate'e bakıp fransızca "Bu kız kim?" diye sordu, iki çocuktan uzun olanı "Aynen kanka yoksa yeni sevgilin falan mı?" diye sordu sinir edici bir gülümsemeyle.

 Hepimiz o çocuğa ölümcül bakışlar atarken Nate kızın kollarından ayrılıp bana baktı "Adı yağmur, kendisi Türkiye'den geldi aynı zamanda amcamın eşinin yiyeni ,elimden geldiğince ona yardımcı olacağım" fransızca'yı etkileyici bir dille konuşması ve gamzelerini sergileyerek gülmesi ona hayran kalmamı sağlıyordu ondan gözlerimi zar zor ayırarak bana elini uzatmış yanındaki çocuğa göre kısa olan çocuğa baktım. "Merhaba yağmur ben Stefan tanıştığıma memnun oldum, umarım seversin burayı" oldukça sıcak kanlıydı. "Umarım Stefan."

 Uzun olan ve beni pis pis inceleyen çocukta elini uzatıp "Adım Eric güzelim, ne kadar memnun olduğumu anlatamam"  kafamı salladım, onunla konuşup muhattap olmak istemiyordum. "Bende Rose" dedi sarışın olan kız , gözü mor saçlı olan kıza gittiğinde bende aynı yöne baktım, mor beyin Rose'u gözleriyle öldürüyordu. 

Rose bakışlarını kaçırarak elimi sıktı. "Memnun oldum Rose" diyerek gülümsedim. 

Mor beyin hariç hepsiyle tanışmıştım, Nate mor beyini gösterip "Arkadaşım Berry" diyince zorlama bir şekilde gülümsedim.

BAŞLANGIÇHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin