Hastane kokusu ve oturmuş binlerce insan...
Nate gerçekten çok üzgündü babasının olduğu odanın camlarına elini yaslamış bakıyordu. Yavaşça yanağından bir damla yaş süzüldü.
"Beni bırakma baba" diye fısıldadı cama doğru. Başımı omuzuna yasladım ve sıkıca sarıldım. Sevdiklerine bir şey olma korkusu kadar kötü bir şey olamazdı bence...Annem ve babamın ölümünü az da olsa hatırlıyorum ,ilk başta dediklerinden hiçbirşey anlamıyordum geri gelecekler sanıyordum en üzücü ansa onların bir daha gelmeyeceklerini anladığım gündü.
Teyzem eğer ona bir şey olsa, üşütse bile telaşlanırım. Teyzem; benim ailem, annem, babam, ablam, ona birşey olma fikrini aklıma dahi getiremiyorum. Doktor odadan çıkınca hepimiz yanına gittik. "Ameliyat bitti ,şuan odada ve herşey onun bünyes-"derken hemşire bağırarak "Acil gelmeniz lazım birşeyler oluyor" dedi doktora doktor maskesini takıp içeri gitti.
Nate endişelenmiş bir şekilde camdan içeri baktı. "Neler oluyor? söylesenize!" kapıya yaklaştığında kolunu tutup "Nate yapma!" diye fısıldadım gözyaşları çaresizce dökülürken sımsıkı sarıldım. Julia bayılmıştı eniştem çaresizce oturmuş bekliyordu bizse ayakta birbirmize sarılıyorduk.
****************************
<4 GÜN SONRA
Nate o enkazı henüz atlatamamıştı, babası ölmüştü. Trafik kazası sebebiyle, tıpkı benim annem ve babam gibi...
Kamera kayıtlarında Andre bir arabaya çarpmamak için direksiyonu başka yöne çevirerek yoldan çıkıyor ve araba iki defa takla atıyor ve dikkat çeken şeyse Andre'nin çarpmamak için özen gösterdiği araba bunu görmesine rağmen umursamadan, bakmadan gidiyor ,polisler Andre'nin kaza yapması için şaşırttığını bile söylüyor.
Nate yeni bugün okula gelmişti ,bizim zorumuzla.
Aynı yere çimlerin üzerine oturmuş kahvelerimizi yudumluyorduk.
Ben Nate ve yeni tanıştığım Nate'in arkadaşı Jack tektik. Jack enerjisiyle Nate'i ne kadar konuşturmaya veya güldürmeye zorlasada Nate ağzını açmıyor, susmaktan ve düşünmekten başka birşey yapmıyordu. Gülüşünü ve gamzelerini özlemiştim ,yani biraz.
Jack ve ben acıktığımızı söyleyerek Stefan'ı pizza almaya yollamıştık ve Stefan pizzalarımızı getirmişti. Gerçekten fena acıkmıştım. Bir dilim pizza alarak en aç halimle ve hızlıca yemeye başladım.
Stefan "Hey yavaş" dediğinde gülümseyip "Beni durdurmayı aklınızın ucundan bile geçirmeyin"diyip bir ısırık daha aldım.
Nate'e baktığımda gülüyordu cidden gülüyordu, günler sonra ilk defa gülüyordu.
Gülümseyerek karşılık verdim. Berry ve Rose yanımıza doğru geldiler. Berry o tiksinç bakışlarından bir tane atıp Nate'in dibine oturdu, aynı şekilde Rose'da Stefan'ın.
Nate'in, Berry'in bu hareketlerine katlanmasını anlamıyordum. Ya Nate onu seviyordu, böyle hareketler yapması hoşuna gidiyordu yada Berry'in hareketlerinin dostça olduğunu düşünüyordu...Ama umarım ikincisini düşünüyordur.
Berry'in hareketlerini görmemek için oraya bakmamaya çalışsamda gözüm ister istemez Nate'e gidiyordu. Telefonuma mesaj gelince cebimden çıkarıp elime aldım.
Kimden: Aşkmel
"Kanka çok önemli birşey oldu müsaitsen arayayım"
"Melis okuldayım ama tennefüs ben evde ararım seni, sen yaz bakemm ne oldu???"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAŞLANGIÇ
Ficción GeneralYağmur, küçüklüğünde annesi ve babasını bir trafik kazası sebebiyle kaybetmiştir. Bu nedenle İzmir'de teyzesi ve beş kişilik arkadaş grubuyla yaşamaktadır. Fakat geleceği ve eğitim hayatı için Paris'e bir diğer teyzesinin yanına gitmek zorunda kalır...