05:32
Yer sarsılıyordu.
Gökyüzü öfkesini kusuyor, genç kadının adımları her saniye yere daha sert basıyordu.
Korkuyordu.
Her zaman geç kaldığı yere bu defa geç kalkmaktan ölesiye korkuyordu. Gözünün önünde yavaşça beliren korkunç manzarayı engellemek için tüm gücüyle koşuyordu. Nefesi kesiliyor, düşüncesi bile bir zamanlar içini daraltırken birazdan gerçekleşecek olması onu da Akasya'nın ardından gitme isteği uyandırıyordu.
Akasya'nın yanında olmak için her şeyi yapabilirdi.
Ölümü bile göze alabilirdi.
Akasya ise sakin bir şekilde pencereye doğru ilerledi. Camı aralayıp toprak kokusunun içeri girmesine izin verdi. Ciğerlerine en son bu kokuyu çekmek istiyordu. Birazdan ölüm kokacak bu odaya son kez güzel bir koku hakim olsun istiyordu. Son isteği ona fazlasıyla komik gelmiş olacak ki güldü.
Sokağın köşesinden koşarak gelen kızı gördüğünde ise gülüşü biraz daha çoğaldı. Onu özleyecekti, yaşama dair sadece onu özleyecekti. Kendisini öldürmesi için yalvaran ailesini veya onu ölüme defalarca sürükleyen arkadaşlarını değil; sadece onu özleyecekti. Cebinden çıkardığını gördüğü anahtarla içeri girip yatağın üstündeki silahı kavradı.
Apartmana giren genç kadın Tanrı'ya yalvarıyordu. Geç kalmamış olmak için yalvarıyordu. Merdivenleri çıkarken bir ses yankılandı binanın içinde. Aynı zamanda kalbinde hissettiği büyük yükle bacakları kendini taşıyamadı, dizlerinin üzerine çöktü. Yukarıdaki beden yatağının yanına yığılırken genç kızında bedeni merdivenlere yığılmıştı. Birkaç saniyelik şokla hiçbir şeyi idrak edemezken merdivenin başındaki kapı açıldı. Yaşlı bir kadın ne olduğunu anlamak için çıkarken genç kızın feryadı koptu dudaklarının arasından. Geç kalmıştı.
O, gitmişti.