11. Bölüm

531 189 405
                                    

Merhaba arkdaşlarrrr :))

Biliyorum şunalık çok fazla bir okuyucu kitlem yok ama umarım ilerledikçe olur 😂

Uzun bir zaman sonra tekrardan yayınlıyorum bölümümü umarım keyifle okumaya devam edersiniz







"Tanya gerçekten gecenin bu saatinde dövme yaptırmak zorunda mıydık" yüzündeki memnuniyetsizlik o kadar yüzüne yansıyordu ki gülmeme engel olamıyordum.

"Gündüz uyanacaksan hemen gidebiliriz"

Tek kaşını kaldırıp düşünceli biçimde durdu ama saniyeler içinde cevabı belliydi.

"Tamam hadi yaptır gidelim"

Klasik küçük bir dövme dükkanıydı. Duvarlarda kağıtlara çizilmiş modeller yazılar. Yapılı bölgelerin çekilmiş olduğu fotoğraflarla doluydu. Orta yaşlarda hafif göbekli her yer dövme dolu bir adam dövme koltuğunun yanında oturmuş sigarasını içiyordu.

Lowell masadaki hiç açılmamış su şişesini elinde oynuyordu. Koltuğa oturdum gergindim ama aşırı değildi. Ağzındaki sigarayı söndürüp

"Ne yaptırcağına karar verdin mi yoksa kataloğu vereyim mi bakman için"

Sol kolumu açıp dirseğimin içinin yukarısını gösterdim iki parmağımı vurup

"Buraya Reina yazdırmak istiyorum" dedim daha cümlemi tamamlar tamamlamaz bir su fışkırdı koluma kafamı döndüğümde Lowel'in yüzü bembeyaz ve şok içindeydi.

"Ne dedin ne dedin sen az önce"

"Reina yazdırmak istiyorum dedim" bir gariplik vardı yüzünde sanki söylememem gereken bir kelime söylemişim gibi yüzüme bakıyordu.

"Tek kelime için mi bu ucubik yere getirdin beni"

Adamın yüzüne baktığımda öldürücü bakışlar sergiliyordu. Ben daha ağzımı açmadan

"Dışarı çıkıp bekle o zaman Monaco Prensesi seninle uğraşamam sende kesinsen şu katalogdan yazı stilini seç" dizlerimin üzerine her yerinden bir kağıt fışkıran katalog bıraktı.

Sayfaları karıştırırken Lowell'ın topuklu sesini duydum. Kafamı kaldırdığımda dışarıya doğru gidiyordu. Gözüme hoş gelen bir yazı stili seçip elimle adama gösterdim. Tamam dercesine başını sallayıp önüne dönüp hazırlamaya başladı. Sabırsızlıkla beklerken cebimde telefonum titremeye başladı. Çıkarıp baktığımda ekranda Eric yazıyordu.

"Efendim?"

"Nerdesin sen"

"Bende iyiyim Eric sen nasılsın"

"Tanya soruma cevap ver saat kaç oldu nerdesin sen!!"

"Dövmecideyim kapat işim var" diyip telefonu yüzüne kapattım. Kolumu kesiyorum demedim kardeşim dövme yaptırıyorum dedim bu ne tavırdır.

"Hazırsan kolunu uzatta başlayalım"

Kolumu açıp deri koltuk kenarına yerleştirdim. İçimde korku vardı ama yapmamı durduracak kadar değildi. İğnenin ilk darbesi koluma değdiğinde yerimden sıçradım. Kolumu geri çekmeye yeltendiğim anda eliyle tuttu. Yüzüme sertçe bakıp yapmaya devam etti.

Bir kaç dakika sonra acısını hissetmemeye başladım artık normal geliyordu. Yukardan bakınca garip gözüküyordu ama bittiğinde görmek için can atıyorum. Son iki harfi kalmıştı ki içeriye Eric hışımla girdi. Burnundan soluyordu resmen hızlıca yanıma gelip kolumdan tutup kaldırdı koltuktan.

CONCORDİAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin