Erwin Smith

866 26 20
                                    

Düzelttiğin dosyaları bir köşeye bırakıp,komutanına baktın. O ise sadece bazı evrakları imzalamakla meşguldü. Uzun ve damarlı kollarını inceledin,yutkundun. Uzun süredir onun yardımcısıydın ve bazı yerlere birlikte gidip fikir alışverişinde bulunuyordunuz.  İlk tanıştığınız andan beri içinde ona  farklı duygular besliyordun ama ondan bı hamle beklemek gibi bir hata yapmıştın.

Mutfağa geçerken, bir kahve yapmaya karar verdin. Koyduğun suyun kaynamasını beklerken komutana seslendin. " Komutanım, biraz dinleseniz fena olmaz, ha?" dedin hafif gülümseyerek. Komutan bakışlarını sana çevirdi. Hafif gülümserken "daha çok iş var,yn"dedi somurtarak.

Gülüp,kaynayan su da iki kahve yapmıştın. Elindeki tepsiyle giderken, kolundaki saate baktın. Bir kişiye söz vermiştin. Komutandan ümidin artık kesilmişti ve sen genç,güzel bir kadındın. Üzülmek veya ağlamak istemiyordun. O yüzden sana uzun süredir bir şeyler besleyen kişiye şans vermiştin.

Saate baktığını gören komutan bakışlarını sana çevirdi. Biriyle buluşacağını biliyordu ve gitmene izin vermeyecekti. Koridorda duymuştu ve planını çoktan yapmıştı. Uzun süredir seni izliyordu komutan. Bakışlarını farketmişti tabii ki. Ama Sur Maria geri alınınca açılmayı düşünüyordu.

"Hayırdır,yn. Bir yere mi yetişeceksin?"diye sordu ifadesizce. Kafanı kaldırıp ona baktın. Derin bir nefes aldın ve gözlerini kaçırdın. Söyleyip söylememek de kararsızdın. Ama elden bir şey gelmiyordu ve söylemeye karar verdin.

"Evet, komutanım. Bir yemeğe davet edildim"dedin gülümseyerek. Komutan sana bakarak ayağa kalkıp,kapıya yöneldi ve onu kilitledi. Üstüne doğru yürürken sen masaya yaklaşıyordun ve en sonunda seni sıkıştırdı. "Kimmiş o kişi yn?"diye sordu kayıtsızca. Yukunup, yüzüne baktın. Neden böyle bir tepki vermişti ki?

"K-komutanım" hemen sözünü kesti." Uzun süredir bakışlarının farkındayım, yn. Biliyorum neden bana baktığını ve kiminle yemeğe çıkıcağını. Sadece senden duymak istedim" dedi bir çırpıda. Kendini hafifçe sana bastırdı. Yutkunup gözlerini kapattın ve derince nefes aldın.

"Peki,neden benimle bu konu hakkında konuşmadınız?"diye sordun hafif sitemle. Derin bif nefes alma sırası ondaydı. Yüzüne doğru baktı. Alnını alnına değdirdi. "Çünkü bu sıralar çok yorgundum, yorgundun. Sur Maria'yı geri alır almaz seni yemeğe çıkartmak istiyordum. Ama birileri benden önce davrandı"dedi kayıtsız bir sinirle.

Şaşkınlıkla bakakaldın. Uzun süredir bu anı bekliyordun. Erwin... Sevdiğin adam sana açılmıştı bir şekilde ve senin midende kelebekler uçuşuyordu. Hafifçe kafanı kaldırıp ona baktın. Dudaklarını onunkilere bastırdın. İçindeki duygu ile dudaklarını kıpırdatırken,onunda karşılık vermesi uzun sürmemişti.

Seni alıp koltuğa oturdu. Kucağında ki sen ile dudaklarını ayırdı. Nefessiz yüzüne bakarken ne kadar çekici olduğunu daha iyi görüyordun. Yüzündeki hafif bir şekilde ona baktın ve ağzından seni güldüren o kelimeler çıktı.

"Seni yemeğe çıkaran ben olabilir miyim?"

°°°°°°

Selam hepinize merhaba. Bu bölümü Erwin komutanıma adıyorum. Şahsen bu bölüm pek içime sinmedi😖

SHİNZOU WO SASAGEYO Erwin komutanım.

Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Bende bir şekilde yaşayıp gidiyorum. Erwin hakkında ne düşünüyorsunuz? Benim seride ki favori karakterim. Ve şunu da sorayım. Aşı konusunda Erwin mi, Armin mi?

Kendi şahsi fikrim, aşı kesinliklee doğru bir karardı. Armin Erwin'in kayıp oğlu gibiydi. Çoğu fikir ondan çıktı ve zeki bir insandı. Armin sadece komuta da sıfırdı. Yani Erwin gibi yöntemiyordu,otoriter değildi. Onun dışında gerçekten çok iyi ve zekiydi.

Her neyse,çok konuştum. Bu arada Erwin kolu yenilince manga da böyle gözüküyormuş. Yani anlayacağınız biz bu manzaradan eksik kaldık😖 

İyi günler dilerim hepinize....

ATTACK ON TİTAN ONE SHOT |+18|•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin