Levi Ackerman|pt.3|

1K 41 23
                                    

Part 2'nin devamıdır. Özür niteliğinde. Keyifli okumalarrrr.

~~

Ölüm.

İnsanı en hazırlıksız yakalayan, unutturan ve belki de en istenmedik gerçeklikte var olan gerçeklikti. Bir gün her insanoğlunun öleceğini biliyordun. Sen ve dostların,sevdiğin insanlar ve bu dünya.

Bir gün yok olacaktı.

Seferden dönmenizin üzerinden iki gün geçmişti. Sen ve arkadaşların iştahsız bir şekilde yemek yiyordunuz. Evet. Sasha bile. Çünkü dişi dev ile olan savaşta, insanoğlu çok kayıp vermişti. Çoğu tanıdığın ölmüştü. Kimi devler tarafından ezilerek,kimi yenerek,kimi ise kaçarken yakalanmıştı.

Ve Levi'ın ekibi.

Hepsi yok olmuştu. Hepsi acımasız bir şekilde öldürülmüştü ve sen hepsinin cansız bedenini görmüştün. Onları kaybetmek insanlığın savaşı için büyük kayıptı ama asıl önemli olan ise onların senin dostun olmasıydı. Petra ile her ne kadar anlaşamıyor olsanız da,onun öyle ölmesi seni çok üzmüştü.

Levi ise iki gündür ne yemekhaneye iniyordu ne de derslere. Size iki günlük bir mola verilmişti. O molayı iyice dinlenerek geçirmek istemiştin ama kabusların buna engel olmuştu.

Peki ya,Levi?

Onunda kabusları artmış mıydı? Seni arıyor muydu? Yokluğun çok belli miydi?

Yemekhaneden çıkıp Levi'ın yanına gitmeye karar vermiştin. Onu o kadar çok özlemiştin ki, sadece sarılıp uyumak ve her şeyin güzel olacağını söylemek istiyordun. En son güzel şeyler yaşamamış olabilirsiniz ama o en güzel günlerinin sahibiydi.

Kapısında birkaç saniye beklerken, hafifçe tıklattın. "Evet?" İçerdeki tok sesi duyunca kalbin yerinden çıkar gibi çarpmaya başlamıştı. Onu görmeyeli ne kadar olmuştu?

"Benim,kaptan" kendinden emin sesin etrafta biraz yankı yaparken,kapı yavaşça açıldı. Arkasında ki kısa boylu adam sana şaşkınca bakarken, hafifçe gülümsedin. "Seni görmeye geldim, müsait misin?" Diye sordun yumuşakça.

Levi yutkunurken, kafasını salladı. "Her zamanki yerimize geç geliyorum,yn"dedi yavaşça. Sesi biraz kısıktı. Ağladığını düşündün ve için paramparça oldu. Onu hiç ağlarken görmemiştin. Az da olsa gülerken görüyordun ana ağlarken görmeyi düşünmek canını fazlasıyla yakıyordu.

Kafanı sallayıp,surların üstüne giderken düşündün. Onları kaybetmek sizin için olağan bir şeydi. Ama bu kadar kayıp normal miydi? Kimin suçuydu? O insanlar neden deve dönüşüyordu? Kafanı patlatırken,yanına oturan kişiyle düşüncelerini toparlamaya başladın.

İkimizde bir süre sessiz kaldıktan sonra ona döndün. Güzel yüzü hafifte olsa kızarıktı, göz altları morarmıştı.

Uyumamıştı.

Kabusları onu rahat bırakmıyordu, yavaşça kafanı Levi'a çevirdin. Kafası gökyüzüne bakarken hafiften gülümsüyordu. Hafif tebessümle ona bakarken,yanına yaklaştın.

"Uyuyabiliyor musun?"diye sordun. Yavaşça sana döndü. Gözlerinin içine bakarak sana yaklaştı. "Sence?" diye sordu. Yüzündeki ciddi ifade seni biraz üzmüştü. Onu mutlu görmeyi çok isterken,ikinizin bu halde olması kalbini kırıyordu.

"Bu akşam yanına gelebilir miyim?"diye sordun kafanı sağa eğip, gülümserken. Yüzündeki ciddi ifade yavaş yavaş solarken,elini çenene koydu. Sana daha da yaklaşırken gülümsemeye devam ettin.
"Özür dilerim."

Gözlerin şaşkınlıkla açılırken,ne diyeceğini bilmedin. Böyle bir şey yapmasını beklemiyordun. Genelde ilk adımı sen atardın, Levi ise geçiştirirdi. Yine ilk adımı sen atmaya karar vermiştin. Beklenmedik haraket karşısında şaşırmıştın.

Derin bir nefes aldın. Gözlerin dolarken,kafanı surların aşağısına çevirdin. Kendini bu kadar mı üzmüştü? Bu kadar mı kalbi kırılmıştı?

"Bu kadar şaşırman normal evet ama... Seni çok özledim. Uyuyamıyorum. O tartışmadan beri uyuyamıyorum. Yapamıyorum,yn. Olmuyor. Sürekli dikkatim dağılıyor. Bu yüzden... Bu yüzden ekibimi kaybettim." sesi hafifçe titrerken bunları söylemişti.

Yüzünü ona çevirdin. Sana bakmıyordu. Gözlerin güzel yüzünde gezindi. Ellerini kaldırıp saçlarını okşadın. Gözlerini kapattı. Senden birkac kelime bekliyordu. Onu teselli edecek şeyler. Belki de 'seni seviyorum' cümleleri.

Ona istediği şeyi vericektin. Şu an ikinizde kırılmıştınız. Ekibini kaybetmek onda ciddi sorunlara yol açmıştı. Seni de kaybetmekten korkuyordu. Seni seviyordu. Bunu hissediyordun.

"Levi, ekibini kaybetmek senin suçun değildi. Bende seni çok özledim. Ama olan oldu. Bu savaşta elbet birileri ölücekti. Onların olmasını bende istemezdim ama hayat bu,Levi. Üzgünüm... Çok üzgünüm" gözlerinden damlalar düşerken,sana baktı.

Kendini sıktığı o kadar çok belliydi ki,ona sarıldın. Sımsıkı sarıldın. Onun bedenini onun bedenine çivilemek isteyecek kadar sarıldın. Onunda kolları belini tutarken,omuzunda ıslaklık hissettin. Saçlarını okşamaya devam ettin. Bu ıslaklık ise artmıştı.

"Seni seviyorum,yn."

"Seni seviyorum, Levi. Unutma,her zaman yanında olacağım."

°°°°°
Ben ölmüşüm ben bitmisim...

Gözlerim doldu. Levi benim için o kadar ayrı bir karakter ki arkadaşlar bunu anlatamamammamamamam. Shiftingi başardığım zaman bütün olumsuz şeyleri kaldırıp oradaki herkesi mutlu etmek istiyorum 🥺

Nasılsınız bu arada? Umarım iyisinizdir... Bayadir bölüm atmıyordum ama içim de rahat etmedi. Bu arada lütfen oy verin okunmasına rağmen oy sayısı çok az 🥺😭

Bu arada bölümü bu arkadaşıma itafen atıyorumm|x_-cat-girl-_x

İyi geceleerrr ☕

ATTACK ON TİTAN ONE SHOT |+18|•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin