Açığa çıkan lanet

857 84 55
                                    


Not mendilleri hazırlayın

OY VE YORUM VERIR MISINIZ?  IHTIYACIMIZZ VAR YA

EMEK VAR .... GUNLERIMI ALDI.

Hadi bakalım iyi okumalar


Jimin boynundaki ağrıyla uyandı. Olduğu yerde kıpırdandı ve yaşadığı şeyi hatırlayınca hızla yerinde doğruldu. Bir evde gibiydi anlaşılan. Ne yani? Onu kaçırdılar ve lüks bir eve mi hapsettiler? Normalde eski bir yerde bağlanmış olmaz mıydı? Jimin odayı süzdü. Büyük ihtimalle salondu. Oturduğu deri koltuk, dekorasyonlar  bunu doğruluyordu. "Kimse var mı? Neden buradayım!" Jimin ayağa kalktı. Korkudan kalbi deli gibi atıyordu. Bilmediği bir evde ne yapıyordu? Neden buraya getirdiler?
Duyduğu adım sesleriyle birlikte, sesin geldiği yere baktı. "Pislik herif! Ne diye buraya getirdin beni? Sen kimsin?" Jimin kafede gördüğü adamın üstüne yürüdü. Adamın beyaz gömleğinin yakalarından tuttu. Ondan uzun olduğu için alttan bakıyordu. Adam ifadesiz şekilde ona bakıyordu.
"Ev sahibine böyle davranma Jimin." Jimin kaşlarını çatıp konuştu.
"Beni kaçırdın. " Adam kafasını salladı. "Bir kez daha bayılmak istemiyorsan git otur! Yoksa seni içmekten çekinmeyeceğim." Jimin şokla ağzını açıp ellerini ondan çekti.
"Sen...vampir misin?" Adam alayla güldü. "Neden şaşırıyorsun? Jungkook gibiyim işte." Dedi Jungkook un ismini bastırarak. Jimin, Jungkook'un adını duyunca şaşırması kayboldu.
"Sizden ne kadar var! Benden ne istiyorsun?" Sehun onu süzdü. Elindeki kahveyle oturma odasına giderken Jimin öylece arkasından baktı.
"Senin gibi aciz birisinden ne isterim Jimin? Bir insan işime yaramaz. " kahvesinden bir yudum içti.
"Ya da yarayabilir. " Adam göz kırptı. Jimin sinirle oraya gitti. Önünde durdu.
"Jungkook'un vampir olduğunu nereden biliyorsun?"  Adam ona baktı.

"Hadi.. otur  Jimin. Sana zarar vermeyeceğim."
"Az önce kanımı içmekle tehdit ettin."

"Bunu yapmaya yetkim yok. Başkan geldiğinde ondan izin alabilirim, istersen." Jimin bu adamın gevşek davranmasından nefret etmişti. Peki başkan kimdi?

"Ne başkanından bahsediyorsun? Bir tür  insan avcısı falan mısınız?"

"Yaklaştın. " Jimin adama korkuyla baktı. Adam gülerek ona bakıyordu şimdi.

"Herkese bu kadar çabuk güvenme çocuk. Şaka yapıyordum." Jimin ona kötü şekilde baktı. Kaçabilir miydi? Kapıya baktı. "Dışarı çıktığın an üç vampir anında kanını emecek. Kesin emir var Jimin. Üstünde adamları bulmak istemiyorsan otur karşıma da bekle." Jimin yutkundu. Üç kişiye kanıyla ziyafet çekmek istemiyordu.
Oturdu ve ellerini dizlerine koydu.

"Kimsin sen?" Adam elindeki telefonla ilgileniyordu.
"Sehun adım. "
"Peki Sehun.. neden beni kaçırdınız?" Sehun telefonu kapatıp ona baktı.
"Neden terapist gibi konuşuyorsun? "

"Çünkü sakin  olmalıyım. " dedi Jimin titreyerek. Kötü bir oyunun içine düşmüştü ve o birisinin kurtarmasını bekliyordu. Jungkook yokluğunu anlamıştır değil mi? Arayacaktır. Hem çocuklar..  ikinci kez aynı şeyi yaşadığı için üzgün olmalılardı. Jimin bela olmuştu onların başına değil mi?
"Işimiz var senle." Jimin içinden ne kadar da yardımcı! Olduğunu düşündü. O sırada kapı açıldı.
"Aman tanrım şu kokuya bak! Çok tatlı, çok tatlı. " Jimin kendini koltukta en uca kadar itti.
"Baekhyun onu korkutuyorsun." Onu açlıkla süzen  göz devirdi ve yanına oturdu.
"Korksun zaten." Jimin gerçekten korkuyordu...
"Hey Kyungsoo... ona bir bak. Korkudan titriyor. " Jimin  titreyen bacaklarını umursamadı. Bu kadar vampirin içinde yalnız olduğu için dualar ediyordu tanrıya. Onu  kurtarmalılardı. Jimin titrek gözlerle kyungsoo denilen adama baktı. Adam ifadesizce onu süzdü. Yanındaki esmer adam tarafından kendine çekildi. Jimin ona da baktı..  Bu adamı bir yerlerde görmüştü sanki.
"Jongin! Kıskanma. Ah... çok kıskançsın. " Baekhyun güldü. Sehun konuştu. "Başkan nerede?"
"Gelecek." Dedi baekhyun Jiminin saçlarına bakarken. "Ben saçlarımı sarıya boyayacağım. Bu artık sıktı. " Jimin yanında hissettiği nefesle daha da sindi oturduğu yere. Onların gözlerine bakınmaktan kaçınıyordu.  Jimin gözlerini yerden almadığı için geleni girmemişti ama ayağa kalkmalarını hissetmişti. Jimin kafasını yavaşça kapı tarafına çevirdi. Gözgöze geldiği adamla kalbi deli gibi atarken uzun adam onun önüne geldi.
Jimin gözlerini ona değdirmeden herkese bakmaya başladı. Onlar korkmuyordu ama Jimin çok korkuyordu. Jimin hızlıca yere eğildi. Adamın bacaklarını tutarak, tuttuğu gözyaşlarını serbest bıraktı. "Lütfen beni bırakın. Ben hiçbir şey söylemedim kimseye. Güvendesiniz. Ben toplumunuza ihanet etmedim. Jungkook ta suçsuz." Jimin ağlayarak bunları söylemişti. 
"Park Jimin... kutsal bir göreve layık görüldün.  Ben Park Chanyeol, vampir   meclisi başkanı olarak senin bize hizmet etmeni uygun gördüm."

Not today /Jikook Kookmin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin