Not today /Jikook Kookmin

Her şey yolunda

Jimin sabah erkenden uyanmış dün Jungkooktan aldığı öpücüğü düşünüyordu. Bu çok tatlıydı. Jungkook'un onu öpmesi kalbini hızlandırmıştı. Açtığı şarkıyla dans ediyor,krepleri kızartıyordu.
"Tanrı aşkına Jimin! Sabah sabah bu seste ne?" Jimin babasına döndü. Adam geceliği ile ona bakıyordu.

" Çok mutluyum baba! Müzik dinleyerek kahvaltı yaptım. Seni çağıracaktım şimdi. Hadi yardım ette sofrayı kuralım." 

"Mutlu olmanın sebebi nedir?"  Babası tabakları masaya yerleştirirken sormuştu.

"Hiç. Sadece izlediğim dizi mutlu sonla bitmişti."

Jimin son krepi de yaparak masaya oturmuştu. 

"Annenle konuştun mu hiç?" 

"Ah, hayır bugün ararım. Yoğun çalışıyor."  Babası güldü.

"Evli olduğumuzda da bu kadar çalışıyordu. " Jimin Kafasını salladı.

"Bugün gitmem gereken bir yer var Jimin. Geç geleceğim. Arkadaşların buraya gelir mi?"

"Nereye gidiyorsun?"

"Ilçe dışında düzenlenen büyük bir etkinlik var. Gelmek ister misin?"

"Ne etkinliği?"

"Karnaval."

Jimin kafasını salladı.

"Hayır. Burada arkadaşlarımla vakit geçirmek isterim. Sen git baba."

Babası gülümsedi ve yemeğine devam etti. Bay Park Karnavalda bulunan her şeye bayılırdı. Oyuncaklar, tiyatrolar ve yerli yemekler ilgisini çekiyordu. Jimin ise fazla sevmezdi. Evde dizi film izlemek varken dışarıda ne yapacaktı ki?  Ev insanı olmak harika bir şeydi.

Babası kahvaltıdan sonra gidince Jimin odasına çıkarak arkadaşlarını aramıştı.

"Tüm gün ev boş olacak çocuklar! Hadi eve gelin. Ya da dışarıda mı buluşmalıyız? "

"Evden sıkıldım."  Yoongi'ye katıldı Taehyung.

"Neden bir kafeye gitmiyoruz? Belki senin şu yakışıklı arkadaşların da gelir? Jin ile konuşmak güzel olur. Ehe."

"Kendin için istiyorsun değil mi? Taehyung cidden çok kötü bir çocuksun."

"Gelecekler mi söyle?" 

"Bilmiyorum...Jungkook numarasını vermişti ama gelirler mi? Belki bizle takılmak istemezler."  Jimin böyle düşünürken arkadaşları itiraz sesleri çıkarmaya başlamıştı.

"Dün akşam ne kadar çok eğlenmiştik hatırlasana! Soğuk değillerdi. Gayet mutlulardı."

"Hayır beraber takılalım. Onlarla başka zamanda görüşürüz." 

"Uww! Jungkooktan utanıyor olabilir misin Jimin?" Taehyung gülmeye başlarken Jimin kızarmıştı.

"Hayır, neden utanayım."

"Dün seni öptüğünde heykel gibi kaldın da ondan."  Yoongi acımasızca cevabı yapıştırırken Jimin konuştu.

"Evet,sanırım öyle. Hem onu görmek istiyorum hem de utanıyorum. Bu yüzden beraber vakit geçirelim. Onlarla sonra buluşuruz. Tamam mı?"

"Böyle demen gerekirdi Jimin. Böylece ısrar etmezdik."

"Taehyung gülmeyi kes artık! Anladınız işte. "

"Yanaklarını ısıracağım yanına gelmemi bekle"

"Giyiniyorum. Görüşürüz." 

Jimin telefonu yatağa bıraktı. Yatakta deniz yıldızı şeklinde kollarını ve bacaklarını açtı. Tavanı izliyordu. Elini kalbinin üstüne koydu. Dün gece Jungkook tarafından öpülmek onu değişik hissetmesine yol açmıştı. Daha öncesinde kucağında bile olmuştu ama bu defa çok farklı şeyler hissediyordu. O zaman sadece bundan hoşlandığını düşündüğü için istemsiz şekilde yaparken dün gece onu öptüğünde ise bir kez daha öpmek istemişti Jungkook'u. Jungkook gerçekten ama gerçekten çekici bir adamdı ve Jimin onunla olduğunda mutlu hissediyordu. Jungkook'un ona olan ilgisini seviyordu. Kötü veya iyi hissettiğinde onunla yanyana olmak ona iyi geliyordu. Jungkook onu mutlu hissettiriyordu. Güvendiği bir kişi olmuştu. Onun sırrını arkadaşlarına söylerse eğer neler olurdu bilmiyordu. Özellikle yoonginin tepkisini merak bile etmiyordu. Namjoona hemen söylerdi ve sonrası...sonrasını düşünmek bile istemiyordu. En iyisi çocukların onları fark etmesini beklemekti. Onların bu sırrını söylemek ona düşmezdi. Arkadaşları güvende olduğu sürece bunu kimseye söylemek istemiyordu. Jimin bunları düşündüm ve moralinin bozulduğunu fark edince düşünmeyi kesti ve ayağa kalkarak dolabına gitti. Ne giyinmeliydi? Hava çok sıcaktı ve Jimin sıcak havaları sevmezdi. Beyaz bir tişört ve kot pantalonu alarak giyindi. Sade bir giyim olsa da vücuduyla birleşince harika görünüyordu. Jimin saçını da yaptıktan sonra aşağı indi. Telefonla oynarken arkadaşlarının ne zaman geleceğini düşünüyordu. Umuyordu ki kısa zamanda burada olurlardı.