Güzel günler göreceğiz/FINAL

1.1K 93 58
                                    

Not: buradan o meclisin aminakoyim ah canım Jiminin neler çektik neyse bu bölüm yazacok bisiler hrrrr

Iyi okumalar

"Hoseok şunu güzelce yap! "

"Çalışıyorum Jungkook. Sus artık "

Hoseok jiminin yarasına şifalı bitkileri sürerken de bir yandan kitaptan dualar okuyordu. Elinden gelenin e n iyisini yapamaya çalışıyordu. Çünkü onu kaybetmek istemiyordu. Çünkü kardeşinin değer verdiği birisini tekrardan kaybetmesine şahit olmasını istemiyordu. Jungkook titreyen bacaklarıyla izliyordu Jimini. Koltukta salladığı bacakları sabırsız olmasını da gösteriyordu. Jimin yatağında öylece hareketsiz yatıyordu. Ağzından kaçan küçük sesler acısını gösteriyordu. Jungkook elini tuttu. "Dayan Jimin. Hiç-bir şeyin kalmayacak. Lütfen... Lütfen bırakma, gitme." Jungkook elini zarifçe sıktı, güç vermek adına. Saatlerce ayrılmadı başından. Jungkook akan gözyaşlarını sildi. Onun bu halde olması onun yüzündendi. Haberi olmamalıydı onlardan... onu kullanmalarına izin vermemeliydi. Bunu daha önce duymalıydı... Jungkook içinde büyüyen öfkeyle ayağa kalktı. "Nereye?" Hoseok ona baktı. Jungkook ona döndü. Gözündeki değişim ve nefret görünüyordu. "Bunun bedelini ödeteceğim." Jungkook hızlıca çıktı evden. Geldiği yere baktı. Meclis.. lanet meclis! Hızlıca içeri girdi. Herkes ona bakıyordu. Hızlıca yönetim odasına gitti. Ne varsa yıkmaya başladı. Ilk önce bu binadan başlayacaktı her şeyi yok edecekti. Kim Jimine zarar verdiyse ödeyecekti. Ilk önce de başlarını kesecekti. Jungkook onu izleyenleri takmadı. Her şeyi attı. En sonunda onlara doğru yürüdü. Burada takılan vampirler ve güvenlikler... Jungkook ona doğru gelen vampiri tuttuğu gibi havaya kaldırıp yere attı. Vampir onun gücüne şaşırmış ve geri geri kaçmaya başlamıştı. Jungkook köşede duran şamdandaki mumu alarak odanın perdelerine tutmaya gitti. Perdeler alev alırken, mumu öylece masaya attı. Hızlıca aşağı indi. Nereyi bulduysa yakacaktı. Kimse, neden onun öyle yaptığı ile ilgilenmiyor kaçıyordu. Daha önce kimse buna cesaret edememişti. Jungkook dışarı çıkarken son kez cebinden çıkardığı çakmağa baktı. Gözleri yanan ateşle parlıyordu. Dudağındaki gülümseme bundan zevk aldığını gösteriyordu. Jimin hatrına yakacaktı burayı. Jungkook çakmağı atarak çıktı. Şimdi chanyeol'un evine gidiyordu. Orada olduklarını biliyordu. Chanyeol kaçmazdı. Ya da Jungkook'un böyle bir delilik yapacağını da düşünmezdi.. Sevdiği kişi için değişen Jungkook ise her şeyi yapabilirdi. Geldiği ev güvenliklerle korunurken içeri girmek için adım attı. Yolunda duran vampiri tanıyordu...Bu Lucas idi. "Lucas, Önümden çıkmazsan olacaklardan sorumlu değilim." Lucas kafasını salladı. Jungkook'tan tabii ki çekiniyordu! "Jungkook lütfen git. Bu bizim ırkımız için en iyi ola-" Jungkook değişen gözleriyle onun boynunu tuttu sıkıca. Şimdi Lucas Jungkooka yukarıdan bakıyordu, nefesi kesilmiş yüzü kızarmış şekilde.
"Irk için öldürecek başka bir fani bulacaktınız! Benim olana bilerek dokundunuz. Benim çizgimi geçtiniz, geldiğimde ne anlaşmıştım o piçlerle!"
Jungkook un yaralandıktan sonraki meclise gittiği gün... Kimse Jeonlara saygısızlık yapmazdı. Bu topraklarda varoluşları Jeon soyundan gelir düşünceleri vardı ve büyük bir saygı duyarlardı. Jungkook onlardan sadece tek bir şey istemişti. Etrafında olanlara zarar gelmeyecekti. Jungkook o zaman bu sözü Jiminin varlığını düşünerek almamıştı tabii ama iyi ki söylemişti. Fakat işe yaramamış, sözlerinden dönmüştü. Jungkook ihaneti hatırladıkça daha çok sinirlendi. " Sözünüzü tutmadınız, cezasını çekeceksiniz. " Jungkook onu fırlattı. Bir daha kimse engel olmamıştı. Jungkook kapıya güçlü bir tekme attı. Kapı yere serildi. Jungkook içeri doğru gidiyordu. Eve girdiğinde Chanyeolun yarasına pansuman yapan Baekhyunu görmüştü. Jungkook hepsine baktı. Hepsi buradaydı.

Not today /Jikook Kookmin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin