TUA×DEATH NOTE

Gizemli Ölüm

ayy oncelikle selaam ilk kitabim bu yuzden cok mukemmel bir sey beklemeyin neyse baslayalim.
medya :five askım

genç kız,sağanaklı yağmurun pencereye adeta çivi çakıyormuşcasına yağmasına yatağından irkilerek uyandı.Saate baktığında 06.57 geçiyordu. 3 dakika sonra kahvaltı başlayacaktı ama genç kız yeni kalkmıştı.Koridorda koşuşturarak aşağı inen kardeşlerinin sesi geliyordu.Genç kız da hemen dolabından beyaz gömleğini giyip altına da akademinin eteğini giydi,hızlıca kravatını bağlayıp ceketi de üstüne attı.O kahverengi-kestanemsi saçları ve önündeki perçemleri boş koridorda adeta savruluyordu. Bay Reginald masanın başına oturmuş yüzünde sinirli bir ifade vardı.7 kardeş bir anda masaya oturduklarında bay Reginaldın sinirden gerilen yüz ifadesi daha da gerilmişti.En son da 8.numara Loralie Hagreeves oturdu masaya.Bay Reginald'ın yüzü gerildiği için komik bir görüntü oluşunca 8 kardeş de sessizce kıkırdamaya başlamıştı. Bay Reginald adeta 8 kardeşin de susmasını istermişcesine boğazını temizledi ve tam ağzını araladığı anda Bay Reginald'ın yere serilmesi bir oldu.Bütün kardeşlerin ağzından sadece 'siktir' kelimesi çıkmıştı.

*

Bütün kardeşler hala nasıl Bay Reginald'ın bir anda yere serilmesini tartışıyorlardı.

Diego ilk konuşan olmuştu."Babam kesin bok işlere bulaşmıştır ve artık o bunağa ihtiyaç duymadıkları için de bir ÇÖP POŞETİ gibi atmışlardır, ayrıca o bunak ölümü hak ediyor bize yaptıklarına bak."

Luther artık bu sözlere dayanamayıp Bay Reginald'ın ölümü hak ettiğini söyleyen kardeşine bağırarak"babamız napmış olabilir ki bildiğin adamı kıskanıyorlar belli sonuçta 7 tane '7yi bastırarak devam ettı.' özel gücü olan çocuk eğitti."

Loralie Luther'ın neden 7 tane çocuk derken ne bahsettığini anlamış olacak ki derin bir nefes alıp sadece göz devirmekle yetinmişti.

Five da söze girerek"yaşlı bunakın ölmesi çok saçma." Bütün kardeşler biliyorlar ki Bay Regınald asla kendı sonunu getirecek bir iş yapmazdı hatta bir çıkarı olması gerekirdi yapması için.

Luther ve Diego hala tartışırken Loralie'nin pek umrunda olmamıştı ki aheste aheste merdıvenlerden çıkarken o kahverengi-kestanemsi omuzlarına değen kısa saçları ve perçemleri merdivenlerden hızlı adımlarla çıktığı için adeta savruluyordu ve hemen odasına çıktı. Yatağına 32 diş gülümseyerek yattı hemen telefonu alıp her zamanki dinlediği o şarkıyı açtı.'The Pretty Reckless-Kill me'.

Bir anda odaya Diego girdi sanırım Luther'la kavga etmişlerdi.Gözünün hemen altında kı morluk o suratında ki parıldayan gülümsemesine engel olmamıştı.Loralie hemen kulağında ki kulaklığı hızlıca çıkarıp Diego'yu bileğinden elinden geldiğince sert bir şekilde çekiştirerek yatağına oturttu.Loralie hemen lavabosundan bir kaç malzeme aldı ve diegonun yanına oturup pansuman yapıp en sonunda gözünü sarmıştı. Diego hiç tepki vermeden Loralıe'yı izliyordu.