Robotlar Her Yerdeler

48 6 15
                                    

medyadakine aşığım.

Five Loralie'in bağırdığını duyduğunda hafif irkildi ama çokta takmadı.Loralie kendini koruyabilecek bir kızdı değil mi?Five hemen aynanın karşısına geçti ve kravatını düzeltti.Kızın yanına düzenli çıkması gerekti değil mi?Üstünden çıkarıp attığı koltuktan ceketini giydi ve yakalarını düzeltip saçını eliyle arkaya doğru ittirdi.Şimdi kızın yanına gitme zamanıydı.Saat 01.05di.Komisyonun çanta odasının olduğu koridora ışınlandı ve kameraların nerede olduğuna duvarın ucundan bakıyordu.Hemen arkasına ışınlanıp kameranın üstüne mendil örtmeyi planlıyordu.Aynen öyle de yaptı.Yaklaşık 10 dakika sonra kameraları halletmişti.Yerinden gram oynamayan kravatını da düzeltip çanta odasına ışınlandı.Karşısında o kız vardı.Turuncu saçları ve kahverengi gözleri ve dolgun dudaklarıyla mükemmeli görünüyordu.Five sahteden öksürdü.

Five:Merhaba Becca.

Becca:Merhaba Five.

Five:Birer kahve içeriz diye düşündüm.
biraz duraksadı ve devam etti.
Istemiyorsan gideyim.

Becca hafif gülümsedi.
Becca:Yok, yok gitme.

Five o tapılası gülümsemesini yüzüne yerleştirdi.Becca büyülenmiş görünüyordu.Five'ın o gülümsemesini görüp de büyüklenmemek mümkün mü? Becca gözlerini Five'ın yüzünden çekti.

Becca:Sade değil mi?

Five Becca'nın oturduğu sandelyenın hemen yanına oturdu.

Five:Evet.

Becca hızla odadan çıktı ve kantine indi.Five'ın neden bu saatte geldiğini bile düşünmemişti.Neden gelmiş olabilir ki tabii ki de onu görmeye geldi değil mi?Five yüzlerce çantanın olduğu odanın içinde geziniyordu.Ne kadar çok çanta vardı.Ya çantayı alırken alarm falan öterse? Kesinlikle Becca kendi elleriyle Five'a çantayı vermeliydi.İlla ki önlem almışlardır değil mi? Five koridordaki adım seslerini duyunca hemen sandelyeye geri oturdu.Becca'dan nasıl isteyecekti? Ne diyecekti? derin bir iç çekti ve saçlarını arkaya doğru attı.Becca odaya yavaşça girdi ve aldığı kahvenin birini Five'ın önüne koydu.Five sadece gülümsemişti.Becca da gülümseyip Five'ın yanına oturdu.Sessizce kahvelerini içerken Five düşünceli gözüküyordu.

Becca:Düşünceli gözüküyorsun Five.

Five:Ha? Ne? Ah, evet bence de.
Bildiğin saçmalıyordu.

Becca:Ha?

Five ne dediğini anlayıp kravatını biraz gevşetti.

Five:Dalmışım üzgünüm,ne diyordun?

Becca:Düşünceli gözükü-

Five cümlenin sonunu anlayınca hızla elleriyle Becca'nın ellerini sardı.Becca gözlerini şaşkınca açarken beyaz teninden yanaklarının kızardığı çok belli oluyordu.Five diğer elini Becca'nın kızaran yanaklarına götürdü ve yavaşça okşadı.

Five:Hey,sakin ol.
Hafif gülümsedi.

Becca:Iı, sadece b-bira-

Five:Benden hoşlandığını biliyorum.

Becca'nın sadece yanakları değil artık tüm yüzü kıpkırmızıydı.

Five:Bende senden hoşlanıyorum Becca.

Becca konuşamıyordu sadece Five'ın tuttuğu eline bakıyordu.

Five elini Becca'nın yanağından çekti ve bu sefer saçlarına götürdü elini.Yavaşça saçının bir tutamını kulağının arkasına koydu ve yüzünü yaklaştırdı.Becca Five'ın ne yapacağını anlayınca gözlerini kapattı ve Five'ın onu öpmesini bekledi.Five Becca'nın dudağına küçük bir öpücük kondurdu ve yavaş yavaş aşağı inerken Becca eliyle Five'ın saçını tutunca yapma dediğini anlamıştı Five.Yavaşça kafasını kaldırdı ve kahvesinden son yudumunu aldı.Becca pişmanlık duyuyordu.Neden durdurmuştu ki? Five'ı istiyordu.Teninin her bir zerresine o dokunsun istiyordu neden durmasını istemişti ki? Heyecandandı belki de? Five'ın durmamamasını bekliyordu.Becca'nın dediğine karşılık daha sert olmasını istiyordu.Ama Five geri çekilmişti.Piyango'yu kendi eliyle ittirmişti.Five kahve bardağını masanın üstüne koydu.

TUA×DEATH NOTE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin