#4

1K 131 3
                                    

tuhaf hissettim.

jake'in her sabah sunghoon sınıfa girdiğinde hissettiği his garipti. aklını coşku ile karıştırılır oldu, kalbi adımlarını hızlandırdı, ve ciğerlerinde çiçekler açtı.

ama hep görmezden gelinirdi. ve ne zaman görmezden gelse, bu taze çiçekler soldu.

böylece jake'in kahverengi saçlı, yakışıklı Prens, anime görünümlü adam Park sunghoon onu bir gün fark ettiğinde hissettiği mutluluğu hayal edebilirsiniz.

ve sonra tekrar başka bir günde.

okul saatleri işten çıkarılmıştı, bu yüzden jake binadan çıkmıştı, kim sunoo, jay ve heeseung kol kola bağlanmıştı.

sonra tanıdık, tiz bir ses onun adını söyledi.

"Yah jackie! bekle!"diye bağırdı sunghoon, onlara doğru koşarak.

sunoo, sunghoon'u görünce kocaman gülümsedi, gözleri tombul yanaklarında kayboldu. "bakın kim gelmiş," dedi bunu çoğunlukla jake'e.

jake'in üzerine şaşkın bir sevinç dalgası sıçradı. birkaç kez eğildi.

"benimle bu kadar resmi olma, jackie" diye güldü sunghoon, geri eğildi.

"jakie?"heeseung'un kafası karışmıştı.

"artık arkadaş olduğumuza göre sana jackie dememin sakıncası var mı?"

arkadaşlar!? ne zaman arkadaş olduk??

"Ah evet, yani-Hayır," dedi jake beceriksizce. heeseung ve sunoo yayılan garipliği hissedebiliyorlardı.

"bana da eğlenceli bir şey demelisin," diye mırıldandı jay, göz kırparak.

"bu da neydi?"

"hiçbir şey-"

"Peki, o zaman sevindim," dedi sunghoon utangaç bir şekilde, " bu yoldan sık sık gittiğinizi fark ettim ve evim de buradan kaçıyor, bu yüzden size katılabilir miyim diye merak ettim?"

"elbette," diye sırıttı sunoo, jake'i dürttü.

jake göz kırptı.

Butterflies, JakehoonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin