#10

558 91 1
                                    

"çok aptalım!"

jake başını elinde tutarak homurdandı. yatak odasında oturuyordu, jungwon yerde yatıyordu. saat onbiri geçmişti ve ikisi de ödevlerine bile başlamamıştı.

"Evet aptalsın," diye başını salladı jungwon, "o kadar aptalsın ki kafanı hidroklorik aside sokmak istiyorum."

jake kendini yatağına atarken yine homurdandı. jungwon yanına oturdu ve hyung'unun omuzlarını sıvazladı, "ama aptallığınla birlikte cahilsin. çok cahil."

"senin derdin nedir?"

"hiçbir şey, sadece sana karşı sert olmak istiyorum," diye sırıttı jungwon, tarif edilemez gamzesi kendini gösterdi.

"sunghoon'a yaklaşmak için mükemmel bir şansı kaçırdım ve daha da kötüsü, yarın akşamı jay ile geçirmek zorunda olmam. o adam inadına yaşıyor." diye mırıldandı jake.

"Jay hyung'u bırakıp beni bir randevuya çıkarabilirsin," dedi jungwon büyük çocuğa. Göz kırptı, sinsice.

jake içini çekti. çocuğun önüne oturdu ve ellerini tuttu, "jungwon, sana bir şey söyleyebilir miyim?"

"dinliyorum."

"sanırım...sunghoon'dan hoşlanıyorum."

"Hoşlanmak" ı iğrenç bir şeymiş gibi vurguladı. jake okuldaki Çoğu erkek gibi değildi, hiç çıkmadı, kızlara hiç bakmadı ve asla "duygular" hakkında gerçekten rahatsız olmadı. yine de burada, küçük çocuğuna cinsiyetinden birini sevdiğini itiraf ediyordu.

ve evet, yaptı.

karnındaki kelebeklerin kaleydoskopu, bir renk koşuşturması içinde dans ediyordu-onları sadece buz patencisi Park sunghoon'un yanındayken hissetti.

bu yüzden birine bu duyguyu anlatması gerektiğini hissetti.

jungwon,"tebrikler, resmi olarak olması gereken son kişiden hoşlanıyorsunuz" dedi.

jake şakacı bir şekilde jungwon'un kolunu yumrukladı, ama jungwon'un özellikleri üzerinde parlayan hüzün görünümünü fark edemedi.

sadece bir saniyeliğine, ama jake yakaladı.

Butterflies, JakehoonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin