Chaeyoung, Lalisa için boks derslerine başlamıştı.
***************************
Chaeyoung'dan
Güçlü yumrukları boks torbasıyla buluşurken gözlerimi ondan almakta zorlanıyordum. Lalisa Manoban için boks derslerine başladığıma inanamıyordum. Onu burada ilk gördüğümde uzun parmaklarının içimde olmasını ne kadar istediğimi fark etmiş, ve ondan sonraki günlerde bedenini hep bedenimin üstünde hayal etmiştim. Ter içinde kalmış bedenini seyre dalarken omzuma yediğim yumrukla arkama döndüm öfkeyle.
"Hey! Acıttın!" Yüzüme sırıtarak bakan Jennie'ye kaşlarımı çatarak bakmaya devam ettim.
"Buraya onun için geldiğini biliyorum ama arada iki yumruk atsan fena olmaz. Çünkü beni de ardından buraya kadar sürükledin, hatırladın mı Chaeng?"
"Fena mı oldu, tembel kıçını kaldırıp buraya geliyor ve iki adım atıyorsun." Gözlerini devirdiğinde ben de onun omzuna bir yumruk attım.
"Ya! Ne yapıyorsun!" Kollarımı göğsümde birleştirdim.
"Hadi ama o kadar sert değildi." Kedi gözlerini kısarak bana bakmaya devam ederken gözleri bir anda kocaman oldu.
"Ne oldu? Nereye bakıyorsun?" Gözlerini bana çevirdi.
"Lalisa, Jisooyla konuşuyor. Ve o, senden gözlerini ayırmıyor."
"Ne? Neden bana bakarak Jisoo unniyle konuşuyor?" Yutkunarak elimi tuttu.
"Chaeng, benim sana birşey söylemem lazım."
"Ne geveliyorsun, söyle hadi."
"Ben Jissoya, Lalisa için buraya geldiğini ve ondan etkilendiğini söylemiş olabilirim. Üzgünüm, Jisoo beni çok zorladı. Tanrı aşkına kalp dudakları dudaklarıma o kadar yakınken nasıl olur da yalan söylerdim."
"Ne yaptın, ne yaptın?"
"O sanırım bunu Lalisa'ya söyledi." Tam ağzımı açıp ona bağıracakken eliyle ağzımı kapattı.
"O buraya geliyor... Yani Lalisa." Ne buraya mı geliyordu? Kan yanaklarıma hücum ederken arkamdaki adım seslerini duydum. Ardından da derin sesini.
"Jennie biraz izin verir misin?" Jennie'ye gitmemesi için işaret ederken o kafa sallayıp yanımdan ayrıldı. Bense yutkunarak arkama döndüm. Kahkülleri alnına yapışmış solukları derinden geliyordu. Gözleri koyulaşmış tam da gözlerimin içine bakıyordu.
"Duyduğuma göre biraz yardıma ihtiyacın varmış."
"H-hangi konuda?" Bana biraz daha yaklaştı.
"Bilmem, bunu bana sen söylemek ister misin?" Stresle alt dudağımı ısırdım. Gözleri anında oraya kaydı. Bana bu kadar yakınken nasıl mantıklı düşünebilirdim ki?
"Ah Chaeyoung, bu şirin hallerin gerçekten ne kadar tahrik edici bilemezsin." Alt dudağımı serbest bıraktım. Aniden elimden tuttu ve beni soyunma odalarına doğru çekiştirmeye başladı. Hiçbirşey söylemeden peşinden yürüdüm.
İçeri girdiğimizde bomboş olduğunu gördüm. İkimizi de içeri sokup kapıyı kilitledi. Bana döndüğünde gergince yutkundum. Onu çok arzuluyordum fakat bunu onun bilmesi utanç vericiydi. Onun hakkında kurduğum hayalleri öğrenmesi de öyle.
"Şimdi sadece ikimiziz Chaeyoung. Bana doğruları söylemeye ne dersin." Hadi ama Chae bunu yapabilirsin. Günlerdir bunun hayalini kuruyorsun. Yap şu işi.
Ona doğru bir adım attım.
"Hangi gerçekleri Lalisa, sanırım bana söylemen gerekecek." Dudağı yukarı kıvrıldı. Gözlerimin içine bakıyor ve kendinden çok emin görünüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BLACKPINK SMUTS
Fanfictionİstek shiplerinizi yazabilirsiniz. [!] Kitap yalnızca +18 (smut) bölümlerden oluşmaktadır.