2.3

164 25 265
                                    

Düz yazı bölümleri düzenlemek ölüm gibi. 💀

Bölümü düzenleme tarihi:
28 Mart 2023

---

*Unutmuşsunuzdur... Hatırlamak adına bir önceki bölümü okumanızı öneririm. Umarım bölümü beğenirsiniz <3.*

İstediğinden değil, zorunda kaldığından. Yanında anahtarı olmadığı için, başka bir nedeni olmadan gidiyordu. Şerefsiz Bam onu evden atmasaydı böyle olmazdı. Yarına kadar eve gitmeyecekti, anahtar almak aklına gelmedi. Annesi de evde yoktu, eve girmesi imkansızdı. Sokakta durmak da istemediğinden parka gidiyordu işte.

Çiçekli parkı gördüğünde büyük girişten içeri adımını attı. Beş dakika kadar güzel parkta yürüdü. Her taraf çiçekler ve ağaçlarla doluydu. Sonunda bir yol ayrımına geldiğinde kimsenin gitmediği bir aralıktan geçti. İki ağacın arasından karşı tarafa geçmesiyle, ağaçlar ve çiçekler yüzünden etrafı kapatılmış bir alana gelmişti. Canı sıkılınca ya da kafa dağıtması gerektiğinde buraya gelirdi. Bazen morali bozukken ağlamak için de geliyordu. Ortada duran bankta oturan bedeni görmesiyle zaten orada olacağını bilmiyormuşçasına surat astı.

"Hoş geldin."

Büyük olan yüzünde oluşan sırıtışla konuşmuştu. Youngjae ise asık suratıyla banka doğru ilerledi. Aralarında kısa bir mesafe kaldığında Youngjae, Jaebeom'a yukarıdan bakıyordu.

"Ne diye bankımda oturuyorsun?"

"Senin özel malın mı?"

Sinirle nefes alıp Jaebeom'un yanına oturdu. Dirseklerini dizlerine yasladıktan sonra ellerini de çenesine yerleştirdi. İçinde anlamlandıramadığı bir his vardı, çok karmaşık hissediyordu.

"Gelmezsin sanıyordum."

"Anahtarım yok, eve giremedim."

"Çilekli süt aldın mı?"

"Çilekli sütünü sikeyim."

Küçüğün çıkışmasıyla Jaebeom minik bir kahkaha attı. Canının sıkıntısı yok olmuştu bir anda. Arkasına yaslanıp Youngjae'ye baktı. Üzerindeki Supreme tişört ve kot pantolonla tam güzel gözüktüğünü düşünecekti ki kendini durdurdu. Kötü gözüküyordu, evet, kötü.

"Annen evde yok mu?"

"Sinir oluyorum sana."

"Biliyorum. Ben de sana sinir oluyorum."

Bu konuşmadan sonra aralarında bir bakışma geçti. Genelde olan öfke dolu ya da anlamsız olanlar gibi değildi. İkisi de karmakarışıktı sanki, ne istediklerini anlayamamışlardı.

"Jihun ile buluşman nasıl geçti?"

"Normal. Özür diledi. Barışmak istedi falan."

Jaebeom nefesini tuttu, Youngjae ise bundan bahsettiği için rahatsız olmuştu.

"Barıştınız mı?"

"Düşüneceğimi söyledim."

Jihun denen herifin Youngjae ile ne kadar vakit geçirdiğini düşündü büyük olan. İkisinden farklı şekilde geçirilen bir zaman olmalıydı bu. Kavgalar yerine iltifatlar, öpücükler... Bunları kim isterdi gerçi değil mi? Kesinlikle Jaebeom değil, umursamıyordu o.

you are what i like ' twojaeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin