4.1

19 2 0
                                    

[ İstek üzerine, ikilinin bariz bir şekilde birbirlerine yeniden ısınmaya ve daha az saçma sapan şeyler üzerine kavga etmeye başlamalarının dönüm noktasını Jaebeom'un gözünden yazıyorum! Dolayısıyla, normalde yapmadığım şekilde birinci kişi üzerinden yazacağım. Umarım seversiniz! ]

[ Belirtmek istediğiniz ya da istediğiniz bir şey varsa söylememezlik yapmayın lütfen! Ayrıca her türlü yapıcı eleştiriye açığım! ]

[ İyi okumalar. :3 ]

Lim Jaebeom
[ Bölüm 1.2 üzerine ]
-
Evde oturmuş boş boş televizyon izlerken Youngjae'den gelen mesaj şaşırtmamıştı. Sürekli canı sıkıldığından ve her sıkıldığında mesaj attığı kişi ben olduğumdan, artık alışmıştım. Fakat her zamankinden farklı bir giriş yaptığını görünce birkaç saniye durup sorgulamadım değil. Annemin onların evde olması da gayet alışıldık bir durumdu. Tek beklemediğimse Youngjae'nin çok yakın arkadaşı sandığım kişinin eski sevgilisi çıkmasıydı sanırsam. Eşcinsel olduğunu zaten biliyor gibiydim fakat asla kesin değildi. Bu yüzden söylediğinde yeni öğrenmiş gibi davrandım, anlık gelişen bir şeydi. Anlamsız bir şekilde içim huzursuz olmuştu. Jihun'la çıkmış olmaları hoşuma gitmemişti. Sonrasında benim de eşcinsel olduğumu bildiğini yüzüme vurması ise içimdeki huzursuzluğu arttırmıştı. Bu bir sorun değildi, bilmesi benim canımı yakmıyordu ama nedense gerilmiştim.

Ne zamandır biliyordu mesela? Nasıl öğrenmişti? Neden öğrenmişti?

Nasıl sorumun cevabını almam uzun sürmedi tabii, Jackson'ın ağzında bakla ıslanmazdı.

Sonrasında planlamadan bile olsa utanmasını sağlayacak bir şey dediğim için konuşmamız bitmişti. Telefonu bir kenara bırakıp televizyonu kapattım. Tek istediğim odama çıkıp uyumaktı çünkü bu içime çöken huzursuzluk bir an önce gitsin istiyordum.

•••

Sabah uyanır uyanmaz yaptığım ilk şey telefonumu almak olmuştu. Gözüm hemen Youngjae'den mesaj var mı görmek için bildirimlere kaydığında istemeden duraksadım. Normalde böyle yapmadığım için bu durumu garipsemiştim. Üzerine fazla düşünmemek en iyisiydi. Dünden beri içimde kalan bir huzursuzluk vardı zaten, belki de bugün Youngjae'yle hiç konuşmamalıydım.

Yataktan kalkıp yapmam gereken şeyleri halletmem yarım saatimi almıştı. Ardından hızlıca giyinirken gelen bildirim sesi ile beni bile şaşırtan bir hızla telefonumun yanında bitmiştim. Gelen mesajın Jackson'dan olduğunu görünce surat asıp giyinmeye geri dönmüştüm, onun mesajı bekleyebilirdi. Gerçi, kimin mesajı olduğunu ummuştum ki? Sormamam gereken sorular sorup durduğum bir gün olacak gibiydi, yalnız kalmamam gerekiyordu demek. Yalnız kalırsam, düşünürdüm çünkü.

Her şeyim hazır olduktan sonra odamdan çıkıp mutfaktaki annemin yanına gittim. Bugün bir kütüphaneye gidip sunum hazırlamam gerekiyordu dolayısıyla yanımda sadece bilgisayar çantam vardı. Bunu görünce garipsediğini belli eden surat ifadesi hemen yüzüne yerleşmişti.

"Sen nereye bakalım böyle?"

Şirin suratına bakarken gülmeden edemedim.

"Kütüphaneye, sunum hazırlamam lazım. Kaçmıyorum."

Son kelimemden sonra gözlerini tüm gücüyle devirdi.

you are what i like ' twojaeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin