3.1

100 18 105
                                    

ARKADAŞLAR ÇOK ÖZEL BİR BÖLÜM!!!

Bölümü düzenleme tarihi:
6 Nisan 2023

---



Youngjae, kalbi deli gibi atarken pencereden gözükmemek için yatağına uzanmış tavanı izliyordu. Merakına yenik düşüp camdan dışarı bakmıştı ve Jaebeom onu görmüştü. Birkaç dakikadır öylece yatıyordu. Jaebeom'un gittiğini düşünüp yavaşça doğruldu. Yüzü düşmüştü. Dışarıdan ne kadar inkâr etse bile onu görmek istiyordu. Jaebeom'u görmek ve onunla konuşmak istiyordu. Yıllar önce kırılmasına neden olan olaydan sonra hep aralarına bir mesafe koymuştu ama artık bazı şeyleri yeniden gözden geçirmesi gerektiğinin farkındaydı. O zamanlar içinde beslediği çocukça sevgiyi yok ettiğini sanıyordu fakat tek yaptığı bastırarak büyümesine sebep olmaktı. Sevgisini nefretmiş gibi göstermeyi beceriyordu, duygularını belli etmeme konusunda iyiydi fakat bunu artık yapmak istemiyordu.

Belki de bir şans vermenin zamanı gelmiştir?

İçsel kavgaları asla bir sonuç vermediğinden oflayıp yanında duran telefonuna baktı. Yugyeom ve BamBam'in attığı mesajlar art arda ekranında beliriyordu. Tam elini uzatmış, telefonu alacakken duyduğu sesle sıçradı. Hızla arkasına dönüp cama baktı, kırık değildi. Çat! sesi yeniden geldi, bu sefer camına vuran küçük çakıl taşını görebilmişti. Kalbi olanları anlamışçasına birkaç dakika önce olduğu gibi hızlı hızlı atmaya başladı.

Jaebeom?

-

Jaebeom her 'Daha ne kadar salaklaşabilirim?' dediğinde daha fazla salaklaşıyordu. Kendisine büyük gelen kısa kollu tişörtü ve eşofman altı ile sokağa fırladığında bunu anlamıştı. Youngjae'nin evine doğru hızla koştu ve altında durmaya alışık olduğu cama doğru ilerledi. Küçükken sürekli Youngjae'yi oyun oynamaya çağırmak için şu an durduğu yerde durur ve bağırırdı fakat bir süre sonra Youngjae o çağırdığında aşağı inmez olmuştu. O yüzden o da, küçük olan cama çıkana kadar yerden bulduğu küçük çakıl taşlarını cama fırlatırdı. Bu şekilde en azından oyun oynamaya ikna ederdi onu.

Işıkları kapalı olsa bile gece lambası etrafı aydınlatıyordu ve bu ona bakan Youngjae'yi görmesi için yeterliydi. Youngjae fark edildiğini anladığı an resmen yok olmuştu ama olsun. Bu bir engel değildi, özellikle çok sevdiği çakıl taşları ona kucak açarken.

Hızla etrafta dolanıp çakıl taşlarını aramaya koyuldu. Elinde bir avuç dolusu kadar biriktiğinde tekrar camın altına ilerledi. Nişan alıp fırlattı ve Çat! İlk birkaç saniye camda Youngjae'ye dair herhangi bir iz yoktu. O da bir kez daha attı. Bu sefer saniyeleri sayarak bekledi. Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz, dokuz, on...

Bir tane daha atmak için elini kaldırdı ve camı kırmamak için olabildiğince hafif bir şekilde taşı fırlattı. Taş cama yaklaşırken aniden beliren tanıdık surat Jaebeom'un kısık gözlerini kocaman açmasına neden oldu. Youngjae camı açtı ve ona doğru gelen taşı fark edip hızla kenara kaydı fakat Jaebeom bunu görememişti. Taş içeri girdiğinde Youngjae'nin yüzüne çarpmış veya kafasına gelmiş olabilirdi, elleri saçlarıyla buluştu. Bulunduğu yerin açısından dolayı içeride yaşanan hiçbir şeyi göremiyordu. Taş cam açık olduğundan normalde durması gerektiği hâlde duramamıştı ve görüş açısından tamamen çıkmıştı. Bağırmak üzereydi ki sinirli bir Youngjae görüş açısına girdi. Elinde az önce Jaebeom'un fırlattığı taşı tutuyordu ve suratında sinirli gözükmesi gereken fakat tam tersi şirin duran bir ifade vardı. Saat geç olduğu için, sesini kısarak konuştu Youngjae.

you are what i like ' twojaeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin