BİR SÜRAHİ SÜT
"Sormayacak mısın?"
"Neyi?"
Gerçekten anlamayarak sorduğunda suyumdan bir yudum aldım.
"Dosyanı inceledim."
"Ha sen onu diyorsun. 4 farklı doktordan iki farklı dilde dinledim zaten o dosyanın ne anlattığını.Sen de anlatmasan bir şey olmaz yani merak etme."
Yeniden yemeğine döndüğünde sesimi çıkarmayıp ben de kaşıklamaya devam ettim.Ama içim rahat etmiyordu,bir şeyler demeliydim.
"Hastalığın birinci evrede.Bu çok iyi bir şey."
"İlaçlar bir boka yaramazsa ikinci evreye geçecek.Hatta üçe,dörde."
"İlk evrede tanı alıp da üçüncü,dördüncü evrelere geçen çok hastam olmadı.Ayrıca metastaz olasılığı da çok yüksek değil.Yani bu o kadar da korkutucu bir kanser türü değil."
Havada donan elindeki kaşığı indirip histerik bir kahkaha attı.Ardından delici bakışları benimkileri buldu,buna rağmen hala gülümsüyor oluşu ekstra korkutucuydu.
"Var ya,bayılıyorum siz doktorların şu teoride her şeyi kolay görmenize."
"Chanyeol ben-"
"Bak doktor;bu iş sandığın gibi matematik değil anladın mı? Olasılık;ya yazıdır ya da turadır gibi basit bir şekilde işlemiyor burada.O yüzden,bence hiç girmeyelim bu tarz konuşmalara olur mu?"
Cevabımı beklemeden odasına çıktı.O günden sonra Chanyeol'a ulaşmak oldukça zordu.Tüm gününü odasında geçiriyor,onu oradan çıkarmak için yaptığım hiçbir şey işe yaramıyordu.Kısa cevaplar veriyor,çoğu zaman hakarete başvuruyordu.Pazartesi ve perşembe günleri akşam saat 6'dan 8'e kadar kapısını kilitliyordu.O anlarda o radyo yayınını dinlediğini biliyordum.O yayın neydi,onun için neden bu kadar önemliydi bir fikrim yoktu ama tedavi döneminde en azından onun için bir teselli olmasını diliyordum.
Buraya geleli 2.5 hafta olmuştu ama her günüm onu hastalığına kabullendirmeye çalışmakla geçmişti.Hiçbir ilerleme katedememiştik.
"Voaaah bugün hava çok güzel Chanyeol-ah! Yürüyüşe mi çıksak."
"Defol git başımdan."
"Chanyeol,bil bakalım arka bahçede ne buldum!"
"..."
"Eski bir yemek sobası! Tatlı patates pişirelim mi içinde?"
"Cehenneme git ve orada pişir patatesini."
"Hey,evde hiçbir şey kalmamış.Köy meydanındaki markete gideceğim.Benimle gelmek ister misin?"
"Of.."
"Bu evet mi demek?"
"Siktir git demek."
"Peki..istediğin bir şey var mı?"
"Biraz huzur."
Bunların hiçbiri,küfür etmesi de dahil,benim için sorun değildi.Bir şeylere olan öfkesini benden bu şekilde çıkarmasını sorun etmiyordum.Ama dün geceki olay,gerçekten canımı yakmıştı.
Akşamki iğnesini yapmak için her zamanki gibi odasına gitmiştim.Yatağının içinde çoğu zamanlarda olduğu gibi bir şeyler okuyordu.Beni görünce ilaç vaktinin geldiğini anlamış kolunu uzatmıştı.Bir diyaloğa girmeden iğnesini yapmış,tam çıkacağım sırada gözüm komidinin üstündeki radyosuna takılmıştı.Ses açmaya yarayan düğmesi olması gereken yerde değil,komidinin ayağının yanındaydı.Onu düşürüp kırdığını ve bu yüzden üzüldüğünü düşünüp düğmeyi kaldırmış ve yerine oturtmaya çalışmıştım.
İşte o an da kendimi yerde bulmam bir olmuştu.
"Ne yapıyorsun sen?!" diye kükremişti adeta ve ben verdiği tepkinin şokundan konuşamıyordum.
"Ona dokunabileceğini kim söyledi? Lanet olsun,yalnızca günde üç kere siktiğimin iğnesini yapmak bu kadar mı zor? Neden her şeye burnunu sokuyorsun? Neden bana acıyorsun? Sen yalnızca parayla tuttuğum bir doktorsun anladın mı? Çık şimdi odamdan."
Bağrışı ve bir o yana bir bu yana gidip arada yatağına tekme atışı bütün gece gözümün önünden gitmemişti.Kırgın hissediyordum,çabaladığım şeyin boşa gitmesi beni fena kırmıştı.Sırf radyosuna dokunduğum için beni bir çöp torbası gibi yere fırlatışı canımı sıkmıştı.
Doğru olduğuna inandığım bir şeyi yaptığım için ücra bir köyün birinde bir atleti tedavi etmek zorunda kalmam büyük haksızlıktı. Çok büyük haksızlıktı.
💫
BİR SÜRAHİ SÜT, Eylül'de sizlerle!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
#SummerFest
FanfictionBiraz tansiyonlu bolca aksiyonlu, ucundan deli azıcık da dolu ikinci festivalimiz #SummerFest açık hava sinemasına hoş geldiniz! [Chanbaek Fest, 2021]