Kaçış

85 23 39
                                    

İhanetin Zehri

Karanlık geçmişten kaçış

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Karanlık geçmişten kaçış

19.07.2021

Kesik nefesleri gecenin karanlığında kayboluyordu. Havaya yoğun bir kasvet çökmüş, derin bir sis oluşmuştu. Etrafını saran ağaçlar ona gökyüzünü göstermemeye yemin etmişti adeta. Canlılığa dair tek bir belirti bile yoktu, onun dışında. Dudaklarından kopan hıçkırıklar sessizliği yarıyordu. Nefesleri hızlanmış, kalbi göğüs kafesinden firar etmek için can atıyordu. Adım sesleri bütün ormanda yankılanıyor, sanki bir şarkı fısıldıyordu ağaçlara. Aklı karışıktı. Düşünceler ne kadar hızlı koşarsa koşsun peşini bırakmıyordu.

Daha da hızlandı. Hızlandıkça yüzüne çarpan rüzgar içindeki alevi söndürmeye yetmiyordu. Kalbi öylesine çok yanmıştı ki kutup esintisi bile söndüremezdi içindeki yangını. Evren düşüncelerini duymuşçasına bir yağmur başladı o anda. Gülümsedi. Hayır, saatlerce yağan yağmur da söndüremezdi.

Kaçışına ağaçların üzerinde kalmış son yapraklar eşlik ediyordu. Her şeye rağmen tutunmaya çalışan ve en sonunda verdiği mücadelede malup olan yapraklar...

Bunlar çok tanıdık geldi genç kıza. İzlediği filme ikinci kez gitmiş gibiydi, okuduğu kitabın özetini duymuş gibi. Sanki aynada kendine bakmıştı. Sararmış bir yaprak gibiydi yansıması. Kurumuş ve acımasız rüzgarda oradan oraya savrulmuş minik bir yaprak...

Soğuk gecede dizleri titriyordu. Soğuk değildi bedenini titreten. Korkuydu onu bu hale getiren. Geçmişinden korkuyordu. O anların izlerini hâlâ yüreğinde saklıyordu. Geçmeyecek bir yaraydı hatıralar onun için. Zihni o anı bininci kez oynatıyordu canını yakarak. Silinmiyordu ve en çok da bundan korkuyordu işte. Bir daha inanamamaktan, bir daha güvenememekten, onu bir daha eskisi gibi sevememekten korkuyordu...

Pürüzlü yolda çıplak ayakla koşuyordu. Taşlar ayağına batsa da önemsemedi. Devam etti yoluna. Ne kesilen nefesi ne çarpan kalbi, hiçbiri umurunda değildi. Bir an önce uzaklaşmak istiyordu bu kirli yerden. Arkasında bırakmak istiyordu kalbini kıran her bir şeyi. Silmek istiyordu zihninden o lanet sahneyi ama yapamıyordu. En derinine işlemişti, söküp atamıyordu. Öylesine bekliyordu karanlığın onu ele geçirmesini.

Aniden kulağına bir ses ilişti. Adımları yavaşladı. Yabancıydı bu, burada kaldığı süre boyunca aşina olduğu seslerin arasında. Odaklanınca anladı sahibini. Bakışlarını eğdiği zeminden gökyüzüne çevirdi. Heybetli bulutların altında uçuşan kargaları gördü. O anda bir hayat belirdi orada. Şimdiye kadar ölümü temsil ettiği sanılan kargalar canlılığı getirmişti işte o ölü ormana...

İhanetin Zehri •Kısa HikayeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin