8. Bölüm

808 36 82
                                    

"Reis özel bir gün olduğunu bilmiyorduk. Sen bir ara gelin konuşalım deyince bizde haber vermeden gelmiş bulunduk. Emine Hanımda içeri davet edince..."

"Gelmeniz iyi oldu Tufan. Böylelikle Haşmet'i de yakından tanımış oldunuz."

"Hızır sofra hazır."

"Tamam Meryem. Hadi buyurun sofraya."

Herkes sofraya geçip yemeğine başlamıştı. Emine ile Ferman yan yana oturmuş hem yemek yiyor hem de sohbet ediyorlardı.

Haşmet'de Emine'nin tam karşısında oturuyordu. Sevdiği kadının ve oğlunun bu kadar iyi anlaşması onu çok mutlu ediyordu.

Feyyaz arada sırada Emine'ye kısa bakışlar atıyor Haşmet'de bu bakışları farkediyordu. Bu kadar insanın içinde elinden bir kaza çıkmaması için sabrediyordu.

"Meryem Abla ellerinize sağlık yemekler çok güzel olmuş."

Meryem tebessümle "Afiyet olsun Ömürcüğüm." Dedi.

Behzat sarmayı ağzına götürürken "Özellikle sarma çok iyi olmuş." Dedi.

Meryem Emine'yi işaret ederek "Onu ablam yaptı." Dedi.

"Afiyet olsun Behzatcığım. Madem çok beğendin ben sana yine yaparım."

"Birtanesin abla."

Emine ve Behzat birbirine gülerek bakıyorlardı ki Feyyaz'ın söze girmesiyle bakışlarını ona çevirdiler.

"Gerçekten çok lezzetli olmuş Emine Hanım."

Emine başını sallayarak "Afiyet olsun." Dedikten sonra önüne döndü.

Haşmet elindeki çatalı sıkarak sinirli bir şekilde Feyyaz'a bakıyordu. Kısa bir süre daha ona ters ters baktıktan sonra başını önüne eğerek sakinleşmeye çalıştı.

Haşmet'i yemek boyunca sinirlendiren diğer şey ise Emine'nin onu görmezden gelmesiydi. Haşmet bunun nedenini düşünüyor bir cevap bulamadıkça daha da sinirleniyordu.

Bir süre daha yemek yiyip sohbet edildikten sonra Emine sandalyesinden kalkarak "O zaman tatlı yiyelim tatlı konuşalım." Deyip yan yana oturan İlyas ve Ömür'e göz kırpıp mutfağa doğru gitti.

"Ee buyurun kahvelerimizi de salonda içelim."

Herkes Hızır'ın ardından sofradan kalkıp salona geçti. Meryem kahve yapmak için mutfağa gidecekti ki Ömür omzuna dokundu.

"Abla kahveleri ben yaparım sen zahmet etme."

"Tamam canım yap bakalım. Bir şeye ihtiyacın olursa..."

Ömür gülümseyerek "Emine Ablaya sorarım." Dedikten sonra mutfağa doğru yürümeye başladı.

Kadınlar kendi aralarında sohbet ederken beylerde masa hakkında sohbet ediyorlardı. Hızır sürekli Haşmet ve Behzat'ın masaya oturmasını istediğini belirten cümleler kuruyordu.

Haşmet'in aklı sevdiği kadında olduğu için Hızır ne söylerse onu geçiştirmek adına onaylıyordu. Birkaç dakika sonra Haşmet lavaboya gitmek için müsade isteyip salondan çıktı. Koridordan geçtikten sonra mutfağa girdi.

Emine ve Ömür hem sohbet ediyor hem de kahveleri ve tatlıları hazırlıyorlardı. Ömür abisinin mutfağa geldiğini görünce "Bir şey mi istemiştin abi?" Diye sordu.

Haşmet öylece kendisini mutfağa attığı için kardeşine ne diyeceğini bilememişti. Bir Ömür'e bir Emine'ye bakıyordu.

"Su... Su alacaktım."

İKİNCİ BAHAR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin