𝐁𝐚𝐛𝐚

131 11 87
                                    

28 Nisan

Levi kucağında Erwin'in kızı ile birlikte oturuyordu. Çok güzel bir çocuktu, aynı babasına benziyor pek akıllı pekte kibardı. Erwin onu güzel yetiştirmişti.
Acaba ona sadece akşam yemeği yedirebilmek için ne kadar çok çalışıyordu? Diana onları ne için terk etmiş olabilirdi ki hem?
Erwin'in test sonuçlarına göre zaten iyi beslenmiyordu, muhtemelen sadece kızından artan yemekleri yiyordu. Gerçi kızı onun hiç yemek yediğini görmediğini söylemişti. Levi, olan biten her şeyi bu ufaklıktan öğrenmiş aklı yerinden çıkacak kadar delirmişti. Bu düpe düz acımasızlıktı. Erwin kendine eziyet ediyordu. Yavaş yavaş ölecekti.
Böyle giderse. Levi Erwin'i tekrar kaybetmek istemiyordu.

Adam kapının aniden açılışı ile düşüncelerinden sıyırıldı. Kısa saçlı, ince, uzun böylu enerjik bir kadın muhtemelen üstüne çay döktüğü önlüğüyle içeri girdi.
"LEVIII!!!!!!!"
Levi tanıdık sesi duyunca gülerek kadına döndü.
"Efendim Hange?"
Hange yanlarına gelirken Erwin'in yatağına takılıp sendeledi. Levi'ın kucağındaki ufak kız bunu görünce kıkırdadı, Hange'de onunla beraber gülmeye başladı.

"Levi, Diana geldi. Kızını ve eşini götmek istiyormuş. Hastanın durumu stabil, refakatçilere izin veriyorum. Eğer senin görüşünde aynı ise."

Levi başını kaldırıp Erwin'e baktı. İstemiyordu. Diana ne kızını ne de eşini hak etmiyordu. Levi derin bir nefes alıp kalbindeki sızıyı bastırdı. Her şeyin sorumlusu o idi. Belkde Erwin'i o gece orada bırakmasa şu an mutlu bir şekilde kucağında çocuğuyla oturan o olacaktı. Hemde böyle bir kaza yaşanmadan.

"Hayır, BU ziyaretçi kabul edilmeyecek. Diana'nın girmeye hakkı olduğunu düşünmüyorum. O kadın burada olma-"

Hange'nin gözleri şok ile açılınca Levi sustu. Ne yaptığını o da anlamıştı.

"Doğru söylüyorsun, konuşmaya hakkım yok. Ben sadece doktorum. Kocası değil. Kim gelecekse gelsin. Hastanın durumuda stabil evet. Sadece bir süre konuşamayacak."

Hange profesyonel görüşünü dile getirmek adına toparlandı.

"Bir ünite daha kan verilecek, Erwin yaklaşık bir ila iki saat arasında uyanacaktır. Konuşamama konusunu Erwin uyandığında halledelim. Damarın dışında bir baloncuk oluşmasını istemeyiz."

Hange odadan sakince çıktı. Diana'ya kapıdan geçmesi için boşluk bırakıp işine, radyolojiye geri döndü. Levi Diana içeri girince kızı koltuğa bırakıp ona bebeğini verdi. Diana ile bir süre öylece bakıştılar. Kahverengi saçlı, koyu renk gözleri olan yaklaşık 1.70 boylarındaki Diana sanki hiç bir şey olmamış gibi süslenip topuklularıyla gelmişti. Levi bundan tiksiniyordu. Kadın topuklularının üstünde ona aşağılarcasına bakışlar attıktan sonra Erwin'in başına geldi.

"Keşke seni kurtaracak kimse olmasaydıda oracıkta geberseydin. Borcuda ödeyemedin zaten, aptal. Beni çok uğraştırıyorsun Erwin."

Kadın sinirle koltuğa çöktü, kızına bile bakmadı. Levi Diana'nın söylediklerinin şokunu atlatmaya çalışırken kız çocuğuna baktı. Ufak kızı kucağına alıp odadan çıkmak için adım attığında kadın bağırdı.

"OI APTAL! BIRAK KIZIMI!"

Levi kadına döndü. Kızın kulaklarını kapattı.
"Siktir oradan, kızına kızınken sahip çıksaydın. Fahişe."

Levi kapıyı çarpıp çıktı. Kızı mikasaya verdi. Diana arkasından hızla çıkıp Levi'a tokat atmak için elini kaldırdı.
Levi kadının elini havada yakalayıp ters çevirdi.
"O elini kırarım."
Kadın öfkeyle elini geri çekti, genç adamı uzunca süzdü.
Üzerinde hastane üniforması, ayağında spor ayakkabıları ve üzerinde önlüğü vardı. Gayet normal gözüküyordu bir doktor için.

Let's Try It Again. (𝐸𝑟𝑢𝑟𝑖)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin