𝒮𝓂𝒾𝓉𝒽

77 6 14
                                    

Bu bölümün bir kısmı gelecekte geçiyor, anlamadıysanız söyleyeyim <3

Amour kız kardeşinin yanına gelip ona sırıttı.

"Aptal herif, Erwin'i bile elinde tutamadı. Sözde Ackerman'larda zeki olurdu, kim demiş?"

Diana kız kardeşine gülüp ona bir öpücük vermek için uzandı. Amour ablasının kötücül öpücüğü için uzattığı yanağına sert bir tokat yiyince sendeledi. Siyah saçlı kadın asil duruşuyla sırıtmaya devam etti. Elindeki şeker kağıdını vurduğu kadının ensesine bastırmak üzere arkasına geçtiğinde fısıldadı.

"Şu anda bir Ackerman'ın elinde olduğunun farkındasın değil mi?"

Kadın onun elini alıp büküp Kuchel'ı duvara mıhlamaya çalışında siyah saçlı kadın tekmesiyle onu yere serdi. Diana Kuchel'ın saçlarına yapışınca Kuchel geriye doğru dönüp kadının tuttuğu saçları elinden kurtaramasa da onu yere yığıp karnına tekme attı. Amour ayağa kalkıp ona yaklaşınca Kuchel geriye sıçrayıp saçlarını topladı. Amour kadının doğrudan üstüne gelince Kuchel onun ellerini tutup geriye büktü. Duvara mıhladığı kadını acımasızca attığı tekmelerle yıkarken ablası Kuchel'ın beline sarıldı. Nile kavgayı görünce Kuchel'ın üstüne koşup onu yere fırlattı.

"GÜCÜN ANCA BANA MI YETİYOR PEZEVENK?"

Kuchel ayağa kalkmadan önce bağırdı. O ayağa kalkarken koridorun karşı tarafından gelen iki karanlık silüet güldü.

"Gelde azıcık adil dövüşelim Dok."

Erwin'in mavi gözleri şeytani bir şekilde bozuk ışığın altında parladı. Sarışın adam yırtıcı bir hayvan gibi Nile'ın üzerine atlayıp onu yere devirdi. Güçsüz düşen bedeni toparlanmış, belirgin kasları yeniden ortaya çıkmış bedeninden adeta güç fışkırıyordu. Erwin yere devirdiği adamın üstüne çıkınca Nile bir ıslık çaldı. Arkadan silahlı altı adam çıkınca sarışın afallayıp Nile'ın bedenini önüne kalkan niyetine alıp Levi ve Kuchel'a da aynısını yaptırdı. Adamlar silahlarını kaldırıp onlara baktılar. Liderleri onlara işaret verince adamlar onların üzerine yürümeye başladı. Çok basitti, açık hedefleri Erwin'di. Havalandırma borusundan bir adam yere çakıldı, ardından bir diğeri.

"Has siktir, kıçım acıdı. Uri öpte geçsin." Kenny Uri'ye sırıtıp öpücük attı. Uri sırtını ovalayarak kalktı.

"Kenny Allah aşkına, bir git ya." Uri belindeki silahı çıkarıp adamlara doğrulttu.

"Uri Reiss. Vurda göreyim." Uri sırıtıp silahı Levi'a fırlattı. Levi silahı alıp kadını bırakmasıyla beraber annesine bakıp sırıttı.

Belki sayıca üstün değillerdi ama Ackerman'lar varken, bu fazlasıyla yeterliydi.

Erwin Nile'ı bırakıp çelik yeleğine güvenerek en arkadaki liderin üzerine doğru koşarken patlayan silahlardan kaçtı. Sarışın adam yakın dövüşte bir harikaydı. Erwin adamın üzerine tüm gücüyle binerken barikat çötkü. Liderle yüz yüze kalan sarışın, saçlarını geriye attı ve güldü.

"Bu insanları gerçekten savunuyor musun?"

Lider maskesini çıkarıp attı. İçerisindeki adam ona gülümseyerek baktı.

"Vay be! Bana karşı savaşacağını düşünmezdim Smith."

Sarışın, gözlüklü adam ona silahını kaldırıp altı el ateş etti. Zemin kan ile kaplanırken hastane çalışanları oraya akın etti. Erwin kocaman cüssesi ile yere çökerken son gördüğü şey Levi'ın suratıydı...

~

-Levi-

"Erwin, olmaz tanrım! Hiç mi yorulmuyorsun sen?" Siyah saçlı adam sırıtarak sarışına baktı. Havuzun köşesinde yan yana duruyorlardı. Levi'ın ayakları yere değmediğinden biraz somurtkan dursada sorun etmiyordu. Yüzmeyi oldukça iğrenç bir yolla Erwin onu tekneden attıktan sonra öğrenmişti. Erwin hala bunu yaptığına pişman değildi.

Let's Try It Again. (𝐸𝑟𝑢𝑟𝑖)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin