6. BÖLÜm

384 35 40
                                    

Evden çıkıp depoya gittiğimde içeride elleri, gözleri bağlı bir adam vardı topuklu ayakkabımın yerde çıkarttığı tok sesi duyunca doğruldu.

"Kimsin sen?" Dedi yorgun sesiyle. Yanımda arda vardı. Yanına doğru eğilip kısık sesle konuştum.

"Ateşi yakın sonra da adamın üzerinde ki tişörtü çıkarın" dedim adamın üzerinde ki yırtık olan tişörtü çıkarttı. Adam konuşmak istiyor ama yapamıyordu. Ateş de yanınca demir çubuğu alıp ateşte ısıttım sonra adamın sırtına bastırdım. Adamın çığlıkları depoda yankılanırken kahkaha attım. Arda'ya baktığımda yüzünü buruşturmuş yere bakıyordu. Yavaş adımlarla arda'ya yaklaşıp silahını aldım arda kafasını kaldırıp bana baktı. Arkamı dönüp adama bir el ateş ettim kurşun göğsünün üzerine gelmişti. Silahı tekrar arda'ya verip çıktım. "adamı götürün bir yerden atın" dedim. Kapıdaki korumalardan birine.

Eve gidince Ceyda'yı aradım. "efendim" diye açtı telefonu.

"Buraya gelsene Kahraman'ı da getir size bir şey anlatmam gerek" dedim.

"Tamam geliyoruz önemli bir şey yok değil mi?" Dedi.

"Önemli bir şey yok" dedim.

"Tamam canım" diyip telefonu kapattı. Bende mutfağa girip tatlı yapmaya başladım. Krema malzemelerini tencereye koyup ocağın altını yaktım.

"Berfu hanım biz yapardık" dedi Hatice abla.

"Yok Hatice abla ben yaparım" dedim. Yapmaya  devam ettim. Önceden pastane de çalıştığım için kekini hazır almadım onu da kendim.

Kapı çaldığında tatlımı dolaba koyup gidip kapıyı açtım. "hoş geldiniz" dedim kahraman ve Ceyda'ya. "hoş bulduk" dedi kahraman.

"Siz bahçeye geçin bende size yaptığım tatlıyı getireyim" dedim. Onlar bahçeye giderken bende tatlıları koydum. Telefon tezgahın üzerinde titredi mesaj gelmiş olmalıydı gidip pin kodunu girdim.

0543****: o gelen misafirlerine benden bahsedecek kadar geri zekalı olduğunu sanmıyorum.

Ben: bende onlara söylememden korktuğun kadar korkak olduğunu sanmıyordum.

Ben: ama öyleymişsin.

Diyip numarayı sessize aldım tabakları tepsiye koyup bahçeye götürdüm. Bahçedeki masanın üzerine koyup kahraman ile Ceyda'nın ortasına oturdum. "yiyin bakalım nasıl olmuş" dedim.

"Tremisu yapmışsın en sevdiğim tatlı" dedi kahraman ağzının suyu almıştı resmen. Çatalına koca bir dilim alıp ağzına attı. "ımmm" ağzından beğendiğine dair sesler çıktı. Ceyda'yla onun bu haline gülerken Ceyda da bir çatal aldı. "çok güzel olmuş" dedi.

"Afiyet olsun" dedim onlar biraz daha yerken bende konuya girdim. "gelelim asıl konumuza siz İspanyolca biliyor sunuz değil mi?" Diye sordum.

"Evet" dedi ikisi aynı anda. Telefonu çıkarıp dün çektiğim videoyu açtım önlerine koydum. Video bitince ikisi de bana şaşkınca bakıyordu.

"Sen bunu ne zaman çektin" diye sordu ceyda.

"Dün siz toplantı odasındayken ben yoktum sonradan geldim İşte o zaman çektim." Dedim.

"Bunu hemen Balkan'a söylememiz gerekiyor" dedi Ceyda.

"Ne diyorlar" dedim.

"Sadri Bektaş'ın sevkiyatını onlar polise söylemiş." Dedi kahraman.

"Neden böyle bir şey yapmışlar bundan kazançları ne" diye sordum.

"Eğer birinin sevkiyatı patlarsa o masadan birisi yapmış demektir bu yüzden de Haluk kimden şüphelnirse doğrular ortaya çıkana kadar onlara sevkiyat görevi vermez masadakilere daha çok verir o yüzden Zayn zaten ortağı ondan şüphelenmez Şeyma'dan süphelenirse de Zayn ortaya atlar o yapmaz diye" diye anlattı Ceyda.

Ateş Ve Barut (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin