midemin bulantısıyla uyandım. Elimi ağzıma götürüp yataktan çıktım banyoya gidip klozetin önüne oturdum klozetin kapağını açıp öğürdüm. İçimde kalan her şeyin bitmesini bekledim. Sifonu çekip kalktığımda Balkan banyodan içeriye giriyordu elimi yüzümü yıkayıp ağzımı çarkaladım. Balkan kolumdan tutup beni odaya çekti.
"Hazırlan hastaneye gidiyoruz" dedi kendisi hazırlanmaya başlamıştı yanına gidip ellerini tuttum. "Balkan bak bu her sene olur hava değişiminden dolayı oluyor abartma" dedim ama Balkan beni duymuyordu. Ceketini giyince bana baktı.
"Sen niye hâlâ giyinmedin" dedi montumu alıp bana verdi. "Balkan bak-" sözümü keserek o konuştu.
"Hadi dedim giy şunu gidiyoruz" dedi montu giymek zorunda kaldım. O beni beklemeden gidiyordu. Bende peşinden gittim arabanın önünde beni bekliyordu ön kapıyı açıp oturmamı bekledi. Ben oturunca kapımı kapatıp kendisi de şoför koltuğuna oturdu arabayı çalıştırıp hastaneye sürdü.
"Balkan cidden gerek yok" dedim ama o beni dinlemiyordu. "Balkan" dedim. Tekrardan ama o bana yine cevap vermedi başımı cama doğru yaslayıp yolu izlemeye başladım.
Balkan durunca bende etrafıma baktım özel bir hastaneye gelmiştik. Kapıyı açıp aşağıya indim Balkan da inince gelip elimi tuttu beraber içeriye girdik danışmanın olduğu yere doğru götürdü beni. Kadın bizi görünce ayağa kalktı yirmili yaşlarında ki kadının saçları kısaydı yüzüne yaptığı makyaj onu daha olgun gösteriyordu giydiği kısa etek ayağa kalktığında belli olmuştu göğüs dekoltesi kendini oldukça belli ediyordu. Balkan'a gülümseyerek baktı kafasını yavaşça bana doğru çevirip üzerimi inceledi bana küçümseyerek baktıktan sonra tekrar Balkan'a döndü yok ben bu kızı döverim. "Balkan bey Hikmet bey şehir dışında olduğu için onun yerine tunç bey bakacak odasında sizi bekliyor" dedi kadın başımı kaldırıp Baklan'a baktım kadına tebessüm edip konuştu. "tamam Tuana sağol" dedi. Tabi ben durur muyum durmam.
"Bitanem, aşkım, kocacığım" dedim son sözü bastırarak söylemiştim. Balkan dönüp bana baktı sertçe yutkundu ona gülerek baktım diğer elimi de beni tutan elinin üzerine koydum. "hadi gidelim" dedim. Dönüp tekrar kadına baktım ellerimize bakıyordu. Balkan kadına tekrar bakmadan yürümeye başladı.
Köşeyi dönünce beni lavaboya doğru götürdü içeriye sokup kapıyı kapattı. Beni kapıya yasladı her şey bir anda olmuştu tepki bile verememiştim şaşkınca başımı kaldırıp Balkan'a baktım. Balkan bana doğru yaklaşıp güldü. "bir daha söyle bakalım" dedi ne dediğini anladığım için başımı öne eğip ellerimle oynamaya başladım. Bu durum onun hoşuna gitmiş olacak ki ufak bir kahkaha attı. Çenemi baş parmağı ve işaret parmağının arasına alıp başımı yavaşça kaldırdı.
"Sen kocandan mı utanıyor sun?" diye sordu keyifle.
"Balkan gidelim mi?" diye sordum ben bile sesimi zor duymuştum. "gideriz gideriz ama önce bir daha söyle bakalım" dedi. "Balkan hislerimden emin olana kadar sana böyle bir şey demem bir daha" dedim gülen yüzü yavaş yavaş solmaya başladı çenemdeki parmakları kasıldı.
"Güneşi sevdiği halde adı ayçiçeği olan çiçek kadar yanlış anlamışım seni" dedi parçalarından ayrılan kalbim tekrar düzelirken yine paramparça oldu. "Balkan" dedim kısık olan sesim sona doğru daha çok kısıldı. Beni yavaşça yana doğru ittirdi Kapıyı açıp ağır adımlarla gitti. Kendi hislerimden değil seninkilerden emin değilim diyemedim o da demedi bana bir kere seni seviyorum demedi ama demesi gerekmiyor hissettiriyor bunu bana. Koşarak ordan çıktım etrafıma bakınırken az önce gördüğüm kadının kafası Balkan'ın boynundaydı Balkan'ın eli kadının belindeydi. Şuanda sarılıyorlardı Balkan beni görünce elini çekti. Ben olduğum yerden kıpırdamadan onlara bakıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ateş Ve Barut (+18)
Acţiune"hiç kimse ölmeyi hak etmez Balkan" dedim gözlerinin içine baktım öyle derin baktım ki oradaki enkaz da kayboldum yok oldum gibi hissettim ama söyleyeceklerim den vazgeçmedim benim canım yandı onunda yansın istiyordum onunda canı yanacaktı ben yakac...