1 ~ YAMUK KAFALAR VE BAZI ÇOCUKLUK TRAVMALARI ~ 1

1.6K 39 15
                                    

Şimdi bebekler iki dakika beni dinleyin ben dedim ki şu eski bölümler acayip sıkıcı böyle kaka pis, şu bölümleri azıcık düzenleyeyim dedim. İyi de yapmışım bence ellerime sağlık .d

--

YÜREK PARÇALAYAN, SAÇ BAŞ YOLDURAN, ÜZÜNTÜDEN AMUDA KALKMA İSTEĞİ YARATAN OLDUKÇA ACIKLI ESKİ BİR HİKAYE :

Tetrislerin teknoloji harikası sayıldığı zamanlar/İstanbul

Bir hastanede, hayata ilk olarak, sağ ayağının baş parmağıyla merhaba diyen küçük Aslı, dünyaya gözlerini açtığında ilk gördüğü insan olarak büyük değer verdiği ebesi tarafından kurbanlık gibi tek ayak bileğinden tutularak poposuna yediği darbe, ruhunda derin yaralar açmış, ve bir daha insanlara güvenmemesi gerektiğini anlamıştı. Aslında bunu anlamasında yardımcı olan en büyük etken, 11 yaşındayken, onca zaman boyunca çocuklar ve leylekler arasındaki ilişki hakkında yalanlarla, acımasızca kandırıldığını öğrenmesiydi ( İlk çocukluk travması da bu zamanlara denk gelir ) Büyüdükçe, insan ilişkileri konusunda ne kadar berbat olduğunu herkese haykırmak istercesine, küçükken kafasını sıkarak hep kafasının bir tarafının hafif basık kalmasına neden olan kızla çok yakın arkadaş oldu. Ve o kız büyüyüp serpildikçe bunu hiç unutmadı, şu an Aslı'nın oldukça önemli sorunlarıyla mücadele etmesine yardımcı olarak, onun haberi olmasa da yıllar önce işlediği ve genç bir kızın krater gibi bir kafaya sahip olmasını sağlayarak hayatını karartan büyük günahının affı için çabalıyordu...

---

"Ayrılmak mı istiyormuş!?" dedi Özge, Serenay Sarıkaya baloncuğu çıkaran sümüklerime peçete yetiştirirken. Hıçkırıkların arasında anca "e-ve-vet" diyebildim. Kelimenin de ağzını burnunu kırdım yani, TDK görevlilerinin sol yanı acıyor şu an. Olay şu ki, Berk'in son zamanlarda beni sallamadığını fark ediyordum ama görmezden gelirsem bişey olmaz diye düşündüm. Ama öyle devekuşu gibi kafanı toprağa gömünce götün açıkta kalıyomuş meğer.

"Bak Aslı artık eskisi gibi değiliz bunu senin de fark ettiğini biliyorum ve birbirimizi daha fazla üzmeden bu ilişkiyi bitirelim istiyorum."

Nasıl da diplomatik diplomatik konuşuyo kurban olurum ya, hayvana bak. İşin kötüsü o bunları söylerken ben o cumartesi çocuğunun ağzıyla götünün yerini değiştirip bir ömür boyu yemek yeme konusunda büyük sıkıntılar yaşamasını sağlamak yerine uslu uslu dinlemiş kafa sallamış ve sesim titreyerek "Pe-peki" demiştim. Normalde bu kadar uzun cümle kurmaya çalışsa beyni her tarafı mıncıklanmış kakaolu yaş pastaya döner ama iş ayrılık konuşması yapmaya gelince tek oturuşta 1000 sayfalık makale yazar şerefsizin çırağı. Bu arada bugün Berk'in yanında dolaşan yarmagüllerden biri mesaj attı...( beybi feysli yarmagül. Of çok tatlı eşek boku. Evet, yavşadım, ama az yavşadım. )

Mert Güven : Selam

Aslı Yılmaz : selam

Mert Güven : naber :D

Aslı Yılmaz : iyi sen?

Mert Güven : iyii :D

evlenmek istiyorsan açık açık söyle genç adam, gülücüklerle falan kandıramazsın. Ciddi bir ilişki peşindeyim ben. Böyle karşılıklı somurtucaz. Akşama da belki beraber bazı diplomatik dilekçeler yazıp mürekkep falan içeriz.

Aslı Yılmaz : ( Görüldü 18:30 )

hayatım boyunca görüldü yapacak kadar cool olacağım günü beklemiştim. Bugünün tarihini whatsapp durumu yapıp kalp koyucam hemen. Millet sevgili yaptım sansın ehueh

Mert Güven : sana önemli bişey söyliycem :d

Ya ne sırıtıyosun iki saattir pis pis? "çok önemli, aşırı kötü bişey söyliycem şimdi üzüntüden gebericeksin :Dd" falan.

Aslı Yılmaz : evet?

Mert Güven : Berk'in seni Buse için terk ettiğini biliyo muydun?

-buse : yan sınıftaki başından beri Berk'te gözü olan, yuva yıkan bir tip. Bu kısıma balgamlı tükürük efekti rica edebilir miyim? -

Aslı Yılmaz : Niye bunu bana anlatıyorsun?

Mert Güven : boşver

O kadar gülücükten sonra bunu mu söyliycektin lan chucky bozması smiley katili? Hem zaten bir kere çocuğun soyadında hayır yok. Güven. "Bir tur güvensene bişey deniycem :d"
Ben ne güzel 3 gün boyunca kendimi odaya kapatıp 5 paket mendil 1263626 tane (okuyamayın diye klavyenin üstüne oturarak yazdım nihehe) aşk acılı film artı kutu dondurma stoğumu bitirip depresyonumu biraz olsun atlatmıştım. Sen niye bu mesajı atıyosun da bu leşimsi süreci başa sarıyorsun anamın babamın o dondurmaları alırken harcadığı paraya yazık değil mi he? Atar yaptırmayın bana atara atar gidere gider madırfakır çocuğuyuz şeklimiz yeter!! Yalnız şimdi yine dondurma almaya gidiyom çok fena insepşın oldu he.

-- ertesi gün --

Tabi ki gidip Buse'yi dövdüm. Hem de böyle var ya evire çevire . Of keşke görseydiniz çok pisti yani. Aslında var ya keşke vidyoya falan alsaydı tam yutuba koymalık vidyoydu he, tüm sülaleyi örgütler, dayanışma içinde sabah akşam izlenme kasarak o tıklama rekorunu kırardık. Ama yani burdan bana mesaj atan beybi feysli danaya sesleniyorum sen öyle mesaj atarsan ben de gider o kızın ebesinin kuzeninin halasının çocuğunun eski çıktığına yavşayan çocuğun yeğeninin bacısını paketler, promosyon olarak üzerine coca cola bardağı bantlayıp yüksek karla pazarlarım. Sonra tabi ki disipline gittim. Ertesi gün okuldan atıldığımı da belirtmemin mahsuru yok sanırım. Ama bütün bu sorunların üzerine azıcık peri tozu serpiştirip uçuracak berbat olayı henüz yaşamamıştık. Neyse, öbür bölüm yaşarız artık onu da. Şimdi sizlere ünlü filozof Mehmetaliyev Erbilus'un meşhur sözüyle veda ediyorum: hepsi ve daha fazlası parmaktan sonra!

Pek de Destansı Bir Hikaye SayılmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin