Arzu dolu çıkan sesimle kulağına fısıldadım. "Benim omegam ol. Seni işaretlememe izin ver çileğim."
~~~
Lagom: İsveççe; ne çok fazla, ne de çok az, kararında.
İstekli sesiyle kulağıma fısıldaması tüylerimi diken diken yaparken sözlerini sindirmeye çalışıyordum. Kacchan'dan çok hoşlandığımı ve ondan deli gibi etkilendiğimi inkar edemezdim ama o yirmi altı yaşında neredeyse bir yetişkin olarak buna hazır hissetse de ben daha on sekiz yaşındaydım, bir alfaya bağlanmak için çok gençtim. Üstelik aramızda büyük bir aşk ya da sevgi de yoktu, birbirimize hissettiğimiz duygu kendi içinde güçlenebilirdi ama çok çabucak sönebilecek bir histi aynı zamanda. Tanışmamız üzerine bir ay bile geçmemişken bu kadar büyük bir adım atmak şimdilik doğru olmazdı. Biraz zamana ihtiyacımız vardı.
Yüzümü ona çevirerek kafasını saçlarımdan ayırıp bana bakmasını sağladım. "Kacchan seni istediğim doğru, senden gerçekten hoşlanıyorum..." gözlerini kapatıp kafasını koltuğa yasladı "ama" dedi. "Ama ben buna hazır değilim henüz. Hem çok gencim hem de bizim böyle bir adım atmamız için daha çok erken." Elimi yüzüne koydum. Yanağını hafifçe okşarken gözlerini kapattı. Moralinin bozulduğunu biliyordum ama o da haklı olduğumu biliyordu. "Üzgünüm." diye fısıldadım. "Biraz ağırdan almamız daha iyi olur bizim için." Yanağını bırakıp tekrar önüme dönerek sırtımı göğsüne yasladım.
Birkaç dakika daha oturduktan sonra uykumun geldiğini hissederek yatağıma gitmek için hareketlendim. Belimdeki kollarını sıkılaştırarak gitmemi engelledi. "Kacchan uykum var." diye mırıldandım. "Sevgili olalım." dedi aniden. Açılan zümrütlerimle aniden ona döndüm. Ne dediğinin farkında mı diye ona bakarken hiç bozuntuya vermeden ellerimi tuttu. "Ağırdan alalım demedin mi? Sevgilim ol işte. Deneyelim." Dalga geçer gibi bir hali yoktu yakutları ciddiyetle kaplıydı. "İşaretleme konusunda ne düşündüğünü tahmin edebiliyorum. Gelecekte hislerimizin negatif yönde mi yoksa pozitif yönde mi değişeceğini bilmiyorsun. Bir gençlik hatası yapmak istemiyorsun. O yüzden normal insanlar gibi baştan başlayalım diyorum." dediğinde içim büyük bir mutlulukla doldu. "Tamam, sevgili olalım."
Parlamaya başlayan yakutlarıyla "O zaman" dedi beni kucağına alırken "birlikte uyuyalım." Bacaklarımı beline dolayıp kollarımı boynuna sararak kafamı göğsüne koydum. "Daha yeni sevgili olduk, ağırdan alalım dedik ama çok hızlı gitmiyor muyuz?" dedim gülerek. "Daha geçen gün aletime kendi isteğinle dokunan sen mi söylüyorsun bunu?" Yanaklarımın yanmaya başlamıştı. Utançla başımı göğsüne gömerken "Arsız." diye mırıldandım. O, bu hareketime kahkaha atarken birlikte odasına girdik.
~~~
Sabah kahvaltımızı yapıp biraz oturduktan sonra spor salonunda çalışmaya başlamıştık. Eijiro ve Denki henüz dönmemişlerdi. Kacchan'a sorduğumdaysa pis pis sırıtarak eve gitmenin tadını çıkarttıklarını ama akşam ya da yarın dönebileceklerini söylemişti. Bu yüzden bugün evde baş başa olacaktık ve beni o çalıştıracaktı. Açıkçası biraz yalnız vakit geçirdiğimiz için durumdan son derece memnundum.
Tekrar yumruğumdan rahatça sıvıştığında sinirlerim tepeme çıkmıştı. İki saattir uğraştığım halde dokunamamıştım bile. Hem çok hızlı hem de çok güçlüydü. Ben çok yorulmuşken onda ise tık yoktu, hala çok dinçti. "Karşında olan benim. Her şeyini ortaya koymasana!" dediğimde güldü. "Daha hiçbir şey görmedin ki." Dalga mı geçiyordu? Ne demek hiçbir şey görmedim? Sinirlenerek daha çok saldırmaya başladım. Gülerek kolayca kaçınıyordu benden. Yorgunluktan canım çıkmak üzereydi ve bir kere olsun vurup sıratındaki sırıtışı yok etmek istiyordum. Aklıma gelen fikirle gülümsedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Querencia
Fanfiction• BakuDeku, Omegaverse, Özgünlüksüz, Yetişkin İçerik Kalbim son hız atıyordu. Çalıların arasına saklanmış, yakalanmamak için tanrıya yalvarıyordum. Az önce koşarken çarptığım sarışın adamın beni ele verme ihtimali zümrüt gözlerimi yaşlara boğmuştu...