Alfamı istiyordum. Sonsuza kadar omegası olmak istiyordum. "Kacchan." dedim yüzüne bakarak. "Efendim çileğim." Ciddi bir ifadeyle bakınca gözlerine o da pür dikkat bana odaklandı. "Evlenelim Kacchan."
~~~
Nepenthe: Eski Yunanca; acı ve mutsuzluğu unutturan bir ilaç olarak tavir edilirmiş. Şimdiki zaman; mutsuzluğu unutturabilen şey.
İnanamayan gözlerle baktı bir süre bana. Muhtemelen söylediklerimin gerçek olup olmadığını düşünüyordu. Fazlasıyla ciddiydim şu an. Tereddütlerimi silkip atmıştım bir kenara. Kacchan benim isteklerimi, varlığımı, hislerimi, duygularımı, düşüncelerimi gerçekten önemsiyordu. Bunu her başıma açılan beladan sonra bana olan ilgisinden ve bakımından; bana karşı yaptığı her hatada hissettiği pişmanlık ve mahcubiyetten; mutlu olduğum her an bakışlarından ve onun da mutlu olmasından anlayabiliyordum. Kacchan benim için her şeyi yapabilecek bir alfaydı. Eminim benim sorun olarak algıladığım hiçbir şeyin yaşanmasına izin vermeyecekti. Benimle ortak noktayı bulmayı başaracaktı. Ben de aynı şekilde her adımı her fedakarlığı ondan beklemeyecek kendim de çabalayacaktım. O da bunu biliyordu, bu yüzden evlenmeyi çoktan kabul edip istediğini biliyordum. Hitoshi'nin evindeyken uzun uzun bunları düşünmüştüm ve kararım kesindi.
Hala aptal aptal bana baktığını görünce "Kacchan cevap vermeyecek misin?" diye sordum. "Deku sen... Hayır, olmaz." Fal taşı gibi açıldı gözlerim. Beni ret mi ediyordu? Ama onun da istediğini sanıyordum. "Hayır, böyle olmaz. Ben sana teklif etmeliyim." Derin bir nefes verdim rahatlayarak. Bir an için reddediliyorum sanmıştım. Elimi sudan çıkararak yüzünü okşarken o da gözlerini kapatıp kafasını kenara yasladı. "Kacchan ne önemi var? İstemiyor musun yoksa?" diye kışkırttım onu. Hemen kollarını daha sıkı sararak kendine yapıştırdı beni. "Saçmalamayı kes."
Yüzünü izlemeye devam ettim. Çatık kaşların altında kapanmış gözleri, kıvrık kirpiklerinde birikmiş su damlaları ışığı kırarak parlıyordu. Saçından akan sular tüm yüzünü ıslatmış dolgun dudakların arasından ve kenarlarından süzülüyor sert yüz hatlarından aşağıya doğru ilerliyordu. Tanrım, özür dilerim ama o tapılası bir yakışıklılığa sahip. Üstelik aynı zamanda karizmatik, sadık, dürüst, güçlü ve zeki bir adam. Başka ne isteyebilirim ki? "Seninle evlenmeyi istiyorum ama ben teklif edeceğim." Sıkıntıyla iç çektim. Ne inat bir adam. "Etmene gerek yok Kacchan kabul ediyorum." Sinirle gözlerini bana diktiğinde elimle ağzıma fermuar çeker gibi yaptım. Bu hareketime karşılık bakışı yumuşadı ve yaklaşarak saçlarıma buse kondurdu.
Sudan çıkmak için kalkınca Kacchan çıplak olduğumuzu hatırlayıp yanaşmaya çalışsa da hızla mayomu giyip havuzdan kaçtım. Saçlarımı kuruturken havuzun içinde somurtan ifadesiyle bu tarafa doğru geldi. Daha biraz önce sevişmedik mi ne bu surat? Doyumsuzluğuna kıkırdayıp bedenimi de kurularken bahçede gezen, pembeye kaçan açık turuncu kıllara sahip tuhaf renkli kediyi gördüm. Ne kadar şirindi böyle.
~~~
"Sessiz ol Pinku." Yataktan sıvışmaya çalışırken miyavlayarak ilgi isteyen kedime kızdım yalandan. Sonunda büyük ve parlak bakan gözlerine dayanamayıp kucağıma alırken sessizce ayrıldım odadan. "Baban uyansa seni yataktan uçururdu, şanslısın ki ben varım." Beni takmayarak başını göğsüme yaslayıp kucağımda uykusuna devam etti. Bu tatlığına dayanamayıp çığlıklar atmamak için tuttum kendimi. Bu gece Kacchan bana ne zaman yaklaşmaya çalışsa aramıza atlamış onu tırmalayarak benden uzaklaştırmaya çalışmıştı. Kacchan hiç sevmiyordu onu.
Bahçede gördüğüm ilk andan itibaren Kacchan'a yalvararak eve aldırmayı başarmıştım onu. Adını da Pinku koymaya karar vermiştik, daha doğrusu ben önermiştim o da onaylamıştı. Ertesi gün veterinere götürmüş daha sonra maması, kumu, oyuncağıydı derken her türlü eşyasını almıştık. Artık bizimle beraber yaşıyordu. Tek bir sorun vardı. Kacchan'ı sevmiyordu ve bu duygusu karşılıklıydı. Ne zaman onunla yakınlaştığımızı görse evin neresinde olursa olsun görüş açısındaysak koşturarak gelip üstüme atlıyor Kacchan'ı uzaklaştırıyordu. Ona hala alışamamıştı. İkisinin bu halleri beni güldürüyordu. O her ne kadar bir kedi olsa da ailem varmış gibi hissediyordum. Keşke çocuğum da olabilseydi, belki şimdi değil ama ileride.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Querencia
Fanfiction• BakuDeku, Omegaverse, Özgünlüksüz, Yetişkin İçerik Kalbim son hız atıyordu. Çalıların arasına saklanmış, yakalanmamak için tanrıya yalvarıyordum. Az önce koşarken çarptığım sarışın adamın beni ele verme ihtimali zümrüt gözlerimi yaşlara boğmuştu...