Gözlerimi kapamış uçurumun kenarında uzanıyorum. Özgürlük bu işte. Tam anlamıyla özgür olduğumu hissediyorum. Hayatın oyunları yok. Oyun varsada benim kalemimden çıkacak bi oyun var. Uçurumun kenarındayım ve bir adım sonrası sonsuzluk. Benim ellerimde bir adım sonrası huzura erişebilirim. Kaygısız,keşmekeşsiz, sonsuz huzur çok uzak değil bir adım kadar uzağımda.
O adımı atarsam ben huzura erişebilirim belki ama kardeşim onu bu dünyada aşağılık insanlarla bir başına bırakamam. Annem yaşarken sorumsuz, kendini bilmez bir insan olmadım. Bu saatten sonra istesemde olamam. Kardeşim için yaşamak, direnmek zorundayım.
Gözlerimi açıp gökyüzüne bakınca anladım havanın karardığını. Kaç saattir buradayım. Kaç zamandır bu şekilde uzanmış duruyorum. Zaman nasıl aktı gitti farkına dahi varmamışım. Uzandığım yerden ayaklanacakken farkettim heryerimin tutulduğunu. Yavaşça ayaklanmaya çalıştım. Ayağa kalkıp üzerimi silkeleyip uçuruma iyice yaklaştım. Aşağıya bakmamaya çalıştım. Bakarsam korkudan istemeden de olsa düşerdim biliyorum. Ayaklarım titremeye başlayınca geriye doğru bir kaç adım attım.
Annem gideli bir hafta oldu o haftanın hergünü samimiyetsiz insanlardan kaçmak için buraya gelir oldum. Tam anlamıyla istesem de kaçamazdım çünkü dönüp dolaşıp o eve gitmek zorundayım. Kardeşim için. O olmasa adım atmayacağım o eve Onun için dönmek zorundayım.
Eve doğru yürümeye başladım. Üzerimi yokladım para almadan çıkmışım yine. Dün ve ondan önceki günler gibi. Böylesi bir bakıma daha iyi oluyordu aslında. O eve bir saat daha geç gitmiş oluyordum.
Yürüdüm artık ezbere bildiğim bu yolları. Bu arada telefonumu çıkardım saate bakmak için. Epey geç olmuştu. Diğer günlere nazaran daha geçti bugün. Kardeşim geldi aklıma bensiz ne yapıyordu acaba. Kendim için sorumlu mu demiştim aksine sorumsuzun tekiyim. O evde artık annem yok. Bunu kabul edip ona göre davranmam gerek ama işte kahrolası beynim bunu algılamak istemiyor. Bitti ama bugünden sonra eve geç gitmekmiş, gezmekmiş, tozmakmış bitti. Bundan böyle kardeşim için yaşayıp Ona göre davranıcam. Yasımıda kendi içimde yaşayacağım.
Nedense bir haftadır önünden geçtiğim bu ev beni hep huzursuz ediyor. Görünüşünden midir bu civarda yalnız olmasından mıdır bilmiyorum ama yakınından geçerken beni sürekli rahatsız eden birşeyler var. Kapının önünde duran iri yarı adamlarda olabilir huzursuzluğumun sebebi. Her geçtiğimde bana çok dikkatli bakmaları beni ürkütmüş olabilir. O eve bakmayı kesip daha hızlı yürümeye çalıştım. Tam kapının önünden geçecekken o kocaman kapı yana doğru kaymaya başladı. Çıkan sesle irkilir gibi oldum. Ama o tarafa bakmadan yürümeye devam ettim. Kapının sürünme sesi durunca araba sesini duyar oldum. Ama durmadan ilerlemeye devam ettim. Saat epey geç olmuştu bu civarda başka evin bulunmayışıda beni korkutur olmuştu. Ben korkuyla yürümeye aynı zamanda telefonumu hazır hale (arama da 155) getirip ilerlemeye devam ettim. Farklı şeyler düşünüp kafa dağıtmaya çalışırken araba yanıma yaklaşıp durmaz mı, kalbime iner gibi oldu. Durmayıp yürümeye devam ettim ama sürücü tarafındaki pencereden bana seslenen adamla,daha doğrusu etrafta benden ve korumalardan başka kimse yoktu tahminimce bana seslendi bundan dolayı durmak zorunda kaldım. Dönüp bakınca korkmadan edemedim. Gözleri ç..çok farklıydı. On saniye kadar bekledim, kendime gelmeye çalıştım.
"Efendim? Bana mı seslendiniz?"dedim.
"Bu saatte burada ne işin var?"dedi. Ne dediğini anlayıp hazmetmeye çalıştım. Cesaret edebilsem konuşacaktım da işte öyle bi bakıyordu ki ne diyeceğimi bilemez hale geliyordum. Gözlerimi kapatıp kafamı sağa sola salladıktan sonra anca konuşabildim.
"Sizi ilgilendireceğini sanmıyorum beyefendi." Deyip yürümeye devam ettim. Bir kaç adım atmıştım ki arabanın kapısının açıldığını duydum. Daha sonraysa adamı karşımda buldum. Hangi ara önüme geçti bu adam. Gerçi adama şöyle bi baktım onun bir adımı benim üç adımıma denkti, bir anda karşıma geçmesine pek şaşırmamalı. Ben ne kadar uzun olduğunu düşünürken Onun dişlerinin arasından konuşmasıyla daha doğrusu tıslamasıyla kendime geldim. Ne demişti 'Bu saatte evimin civarında işin ne?'
Anladım ki bi cevap almadan peşimi bırakmayacaktı. Yoksa asla cevap felan vermezdim de işte biran önce eve gitmem gerekliydi. Kafamı kaldırıp epey bi kaldırmam gereketi. Gereksiz uzundu. "Yürüyüşe çıktım beyefendi. Tamam mı? Geçebilir miyim? İzin var mı?" Dedim kaşlarımı çatarak. Önümden ısrarla çekilmeyince koluna çarparak geçtim. Izin vermese geçemeyeceğimin farkındayım ama herhalde benimle daha fazla uğraşmak istemedi bilemiyorum. Aslında adam kendince haklı. Bu saatte bu civarda aklı başında kimse dolaşmaz. Akılsız ben hariç tabii. Bu arada kolum çok fena acıdı yaa. Taş mı bu adam kaya mı? Hayır yani bir çarpmaya bu denli hasar almam normal değil.
Ben kolumu tutmuş yoluma devam ederken araba yanımdan süratle uzaklaştı. Az önce yaşananları bi kenara bırakıp annemi düşünmeye başladım. Bizim için katlandığı göğüs gerdiği onca şeyi düşündüm. O gitti. Bundan sonra annemin emaneti, kardeşim için yaşayacağım.
Düşüncelere dalmış yürürken eve vardığımı kardeşimin sesiyle anladım. Kapıda oturmuş ağlarken görmemle gözlerim karardı. Kesin o haysiyetsiz yapmıştı yine yapacağını. Keşke annem değilde giden sen olsaydın adi herif. Koşar adımlarla vardım yanına. Yanına gitmemla kollarıma atılması bir oldu. Öyle içli ağlıyordu ki kayıtsız kalamadım bende ağlamaya başladım. Kollarımla sarmaladım, tüm dünyadan korumak istercesine, sıkı sıkıya sardım bedenini. Kucağıma alıp kaldırım köşesine oturdum. O ağladı ben ağladım. Sırtını sıvazladım sakinleşmesi için. Kardeşim, canımın içi ağlaya ağlaya göğsümde uyuya kaldı. O eve lanet eve her ne kadar girmek istemesemde mecburdum. En azından şimdilik. Kardeşimi daha sıkı kavrayıp ayaklandım. Başım döner gibi olunca gözlerimi sıkıca yumup kendime gelmeye çalıştım. Gözlerimi açıp etrafa şöyle bir bakınca yolun karşı tarafında bir adamın dikkatle bize baktığını gördüm. Yanlış anladığımı farzedip o izbe eve doğru yürüdüm. O adinin yüzünü görmek istemediğimden hızlıca odama doğru ilerledim. Kardeşimi yatağıma bırakıp üzerini sıkıca örttükten sonra duşa girdim. Dünyanın kirini pasını üzerimden atmak için sıcacık suyun altına attım kendimi.