1.

3 1 0
                                    

Yıldızlı okumalar.

Yardım edin diye bağıran kız sesi demirlere vuruyordu. Gözlerim biraz açılıyor biraz da kapanıyordu. Demir sesi ikiye katlandığında güçlükle yerden kalktım. Hepimiz demir parmaklıklar arasındaydık, benim gibi bir kız dört tanede erkek vardı burada.

"Hay amını sikeyim ya şu dünyanın içinden beni mi buldular!" Dedi aralarından bir tanesi.

"Adım Yiğit sizin?" Dedi ardından adını şimdi öğrendiğim Yiğit.

"Toprak."

"Tan."

"Ayaz."

"Tunahan."

Dedi hepsi ardarda. Gözler beni bulduğunda hemen adımı söyleyebilmiştim.

"Liya." Dedim.

"Tanıştığıma memnun oldum. Şimdi bağırmayı bir kenara bırakıp buradan çıkmanın yollarını arasak?" Dedi Yiğit bir fikir sunarak. Kafamı salladım ve buradan çıkmak için anahtar aramaya başladım. Dört duvarın arasında döndüm dolaştım. Yatağa baktım, çekmeceleri açtım. Başka bir yer yoktu zaten. Bazısı yatağı sökmüştü bazısıda komidini. Ben ise gözüm kamerenın üzerinde kalmıştı. Kamera vardı, yatağı kameranın biraz altına çekip komidinin üzerinden abajürü aldım. Abajür güçlükle kameraya vurduğumda tüm gözlerin benim üzerimde olduğunu anladım. Kamaranın kırık parçaları ve abajürün parçalarının arasından anahtarı bulmak zor olmamıştı. Anahtarı elime aldım. Odada çocuk sesi gibi bir ses yükselmişti,şöyle söylüyordu ses.

"Anahtarı ilk bulan kişi kapıyı aç ve dışarı çık. Artık biriyle tanışmanın vakti geldi, benim kapısını açtığım kişiyle sevişerek diğer arkadaşlarını kurtaracaksın. Onları kurtarman senin elinde..." Dedi ve bitirdi cümlesini tüm duygularım durmuştu şuan.

"Anasını siktiğimin veleti gelmiş bize emirler veriyor. Biz daha neden burada olduğumu bilmiyoruz." Dedi Tunahan.

"Ne olacak?" Dedim sitemle. Ortada beklerken.

"Senin vücudun bizi kurtaracak." Dedi Ayaz dalga geçmek ister gibi. Gözlerimi devirdim. Konuşmalarımızı susturan kapı açılma sesinin nereden geldiğine baktığımda yanaklarım kızarmıştı. Toprak'ın kapısı açılmıştı. Kimsenin dalga geçmesini istemediği için hızlıca demirliklerin arasından çıkıp elimi tuttu. Ses bir daha geldi.

"Evet birazdan gireceğiniz odada sizi izliyor olacağım. Beni eğlendirmenizi umuyorum. Kendime iyi seyirler diliyorum." Dedi arsızca. Kapı açıldığında içeri girdik. Gerçektende bizi izlediği belli oluyordu, odanın her yerinde kameralar vardı. Ofladım, hızlıca gömleğini çıkardı ve yere fırlattığında yatağa oturdu.

"Acele etmene gerek yok." Dedim ama Toprak'ın beni kolumdan tutup yatağa sabitlemesi korkunçtu.

"Gerek var!" Dedi bana aramızda bir metre bile yoktu. Benimde üzerimdeki gömleği eliyle çektiğinde elini tuttum ve geriye ittirdim. Kendim gömleğimi çıkardım, yere fırlattım.
Toprak etrafa bakındı ve ofladı.

"Benim kamera fobim var." Dedi.

"İstersen bunu yapmayabiliriz." Dedim ama hiç aldırış etmedi...
***
İkimizde yorgun haldeydik, içeri girdiğimizde yataklarından kalkmaları bir saniye sürmemişti. Üzerimdeki kıyafeti içeride unutmuştum sinirden. Üzerimde bir sütyenim vardı, altımdada pantolonum. Bizim içeriye girmemizle birlikte onlarında kapıları açılmıştı. Tan'ın bana doğru koştuğunu gördüğümde yere oturabilmiştim.

"İyi misin?" Dedi Tan kollarımdan tutarak.

"Canım yanıyor." Dediğimde Tan Toprakla gözlerini buluşturdu sinirle.

"Tamam sakin ol geçer birazdan." Dedi beni dizlerine yatırıp. Diğerleride Toprak'ın başına toplanmıştı. Yiğit hariç. Yiğitte benim bir elimi tutuyor nasıl olduğumu soruyordu. Tan'ın kucağında yatarken alaylı bir ses tonu bana soru sormuştu.

"Tanıştınız mı?" Dedi Ayaz gülerken. İki gülüşme daha eklendi Ayaz'ın sorusuna.

"Evet nasıl bir canavar olduğunu gördüm." Dedim sinirle. Gözlerimi hafif açıyor hafif kapatıyordum.

"Komik değil." Dedi Yiğit gözlerini onlara çevirerek. Ayaz Yiğit'i mezeleyerek taklit ettiğinde Yiğit'in elleri ellerimden ayrıldı. Gözlerim kapalıydı ama seslerden anlayabiliyordum. Yiğit hızlıca gitti ve Ayaz'a yumruk attı. Bu olay olunca Tan'da yanımdan ayrıldı ve onları sakinleştirmeye çalıştı.Hepimiz yerde oturuyorduk, kavga ayrıldıktan sonra odada tekrardan ses yükseldi.

"Evet selamlar, ikinci görevinize geldik. Şimdi bir kart bulmanız gerekli gördüğünüz gibi iki kapı daha var bakalım kim bulacak kartı." Dediğinde hızlıca ayağa kalktım, Toprak kolumu tuttu.

"Sen bulma o kartı." Dedi Toprak. Sitemle bağırdım ona.
"Kes sesini!" Dedim. Ayağa kalktım ve kartı aramak için tekrardan kendi odama girdim. Burada bulamayınca Yiğit'in yanına gittim.

Yatağını karıştırdı Yiğit.

"Ay bulamadım yardım et." Dedi oflayarak.

"Bence herkes kamerasını kırsın, benimkinden anahtar çıktı sizdende çıkabilir." Dedim. Toprak gülerek yerden kalktı.
"Büyük bir zevkle." Dedi Toprak

Yiğit'de abajürü aldı tam kıracakken bana uzattı.
"Sen kırsana ben kırmayayım."Dedi. Güldüm ve abajürü aldım, kamerayı kırdığımda dökülen cam parçalarının arasından kart arıyordu Yiğit. Bende aramaya başladığımda Yiğit küçük bir ses tonuyla bağırdı.
"Ahh, elim kesildi." Dedi Yiğit parmağını tutarken. Elini tuttum ve ne kadar kanadığına baktım. Onun parmağını avucuma aldığımda Toprak'ın bize baktığını gördüm.
Hızlıca dışarı çıktım ve konuştum.

"Kimsede peçete var mı?" Dedim.

"Evet kesinlikle var, Yiğitciğimizin elinin kesilmesini bekliyorduk." Dedi Toprak. Tan'ın yanına gittim.
"Hırkanı verir misin?" Dedim. Kafasını salladı ve yün hırkasını çıkarıp bana verdi. Hırkayı aldım ve Yiğit'in yanına koştum.
"Buldun mu?" Dedi Yiğit. Kafamı salladım ve yün hırkayı eline sardım. Kartı aramaya başladığımda Yiğit tekrar konuştu.
"Dikkat et!" Dedi.

Kartı bulduğumda Yiğit'in gözleri fal taşı gibi açılmıştı. Ayağa kalktım ve Yiğit'in elini tuttum. "Kalk." Dedim. Ayağa kaldırdım ve birlikte ikinci kapıya doğru koştuk. Diğerleride bize baktığında kartı bulduğumuzu anladılar. İçeri girdiğimizde aniden ses geldi.

"İkinci görev bir kişi yukardan asılan ipe kendini bağlayacak. Size sorular soracağım, her bilemediğinizde o kişi arkasındaki bıçaklı mekanizmaya yakınlaşacak. Eğer soruların hiç birini bilemezseniz o arkadaşınız bıçaklı mekanizmaya saplanıp ölecek." Dedi. Ellerim ve ayaklarım titremeye başlamıştı.

"Kişiyi iki dakika içinde seçmezseniz ben seçeceğim. Kime ateşe atacağınızı merakla izliyorum." Dedi ve yukarıdaki sayaç açıldı.

"Toprak'la Liyayı seçemeyiz."Dedi Ayaz mekanizmaya bakarak.

"Soruları kim yanıtlayacak, br kişi yapsın. Olmazsa iki kişi." Dedi Tunahan.
"En zeki olan kim? Önce ona karar verelim." Dedi Ayaz. Yarım dakika geçmişti, Ayaz'a cevap vermek adına elimi kaldırdım.

"Ben bilgiliyim, soruları cevaplayabilirim. Ama bilmediğim soruları birinin yanıtlaması lazım." Dedim bilmişlikle. Yiğit konuştu ardından.

"Bende yanıtlayabilirim." Dedi Yiğit. Kafamı salladım, gözlerim ioe gittiğinde Toprak ani hareketle Tan'ı kucağına aldı. İpin üstüne koyduğunda ip hızlıca Tan'ın beline dolandı. Odada bağırışmalar başladı ve bitti. Sinirle Toprak'a kükredi Tan.

"Pislik, adi şerefsiz!" Dedi. Ayaz'ın yüzü sinirli bir hale gelmesinin sebebini çok merak etmiştim ama yukarıdaki sesle irkildim. Yiğit yanıma doğru yaklaştı mekanizmayı incelerken sesi dinlemeye başladık...

Bölüm sonu.

⚰️Tan kurtulabilecek mi?

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 24, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

7859Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin