Bölüm 2: Güçler

62 9 9
                                    

Klaus'un bu kadar şaşırmasına anlam veremedim. Odada konuşmak daha mantıklı olurdu.

Alessi: İçeri gelsene anlatıyım

İçeri geçip yatağın bi köşesine oturdu. Bende tam karşına oturup konuşmaya başladım. Ona ışınlababildiğimi ve telekenezi yapabildiğimi anlattım buna çok şaşırdı.

Klaus: Keşke bende senin gibi güçlerini kontrol edebilsem.

Alessi: Bu zaman alır Klaus. Bende hala telekenezi konusunda iyi değilim sadece bıçak benzeri hafif maddeler üzerinde çalışıyorum.

Onunla biraz daha sohbet ettik. Sanki burdan sıkılmış gibiydi. O odasına gitti bende uyudum çünkü sabah 7'de kahvaltı vardı. Sabah uyandığımda dolabın kapağında kızların giydiği üniformadan vardı köşesinde de bir not. Gün içinde bunları giymem gerekiyormuş. Benim hayal ettiğim muhteşem özel güçleri olan takım bu değildi. Böyle mızmızlanarak beni görmek bile istemeyen kişilerin yanına indim bu berbat bir duyguydu. Kahvaltı boyunca dik dik bana baktı hepsi. Klaus hariç onunla iyi anlaşmıştık. Bugün anterman varmış. Ama bahçede beni bugün mutlu eden tek şey bahçede çalışacak olmak. Hava hafif rüzgarlı ve bulutlu bu kasvetli hava benim içime huzur veriyordu. Bahçenin bir köşesine gidip teker teker zihinlerine girecektim Reginald gelene kadar bu yapmayı en çok sevdiğim şey. Ben zaten yaparakları hafiften sararmış olan ağacın altında kitabını okuyordu Klaus ise onunla vakit geçirebilmek için yanından ayrılmıyordu. Ben ise sadece elindeki polisiye tarzı romanı bitirmek istiyordu. Allison Luther ile bu akşam odasında ne yapacakları ile ilgili hayaller kuruyordu. Luther Allison' a ne tarzda iltifat ederse daha çok hoşuna gider diye düşünüyordu. Bu çok sıkıcı sanırım sevgililer. Vanya yoktu o güçleri için özel bir ders alıyormuş bu çok güzel ama bazen sıkıcı olabiliyor kendimden biliyorum. Five'a baktığımda ise Diego ile birşeyler konuşuyorlardı. Tam o sırada Reginald geldi ve 2'li gruplar halinde çalışıcağımızı söyledi. Diego ile Luther, Allison ile Klaus , ben ile five ve, Ben (6) ile Vanya. Vanya sadece Ben'in çalışmasına yardımcı olacakmış. Herkes çalışmaya başladı ve Reginald bizim yanımıza geldi.

Reginald: Evet zero harhangi kontrol edebildiğin bir gücün var mı?

Zero diye bana hitap ediyordu. Bu bana çok itici geliyordu. Sanki nesnelere isim verir gibi evlat edindiği çocuklara numaralar vermişti. Klaus dün biraz bahsetmişti.

Alessi: Evet ışınlanabiliyorum.

Reginald: Güzel Five sana kendini geliştirmende yardımcı olur.

Reginald gitti. Five bir süre tiksinircesine bana baktı ben ona bişey yapmamıştım. Babasının o meşhur sevgisini bile çalmadım neden böyle bakıyordu. Daha fazla dayanamadım.

Alessi: Bana bunu öğretmene gerek yok ben gücümü kullanabiyorum. Yani benle uğraşmışda olmıcaksın.

Five: Güzel, göster.

Neden bu kadar ters biriki böyle olmak ona bişey kazandırmaz acaba farkında mı? Neyse benden biraz uzaktaydı bende daha yakın bir yere ışınlandım. Yanına geldiğimde taze çekilmiş kahve, kitap ve hafif bir erkek parfümü kokusu doldu burnuma bu koku çok huzur vericiydi benim için.

Alessi: Bak ışınlanabiliyorum.

Five: Bu mesafe çok yakındı yeni mi başlıyorsun sen?

Sanki kendisi çok iyi ışınlanabiliyormuş gibi konuşuyordu bide. Bahçenin en uzak noktasını kestirdim gözüme oraya ışınlandım ve tekrar yanına.

Alessi: Yeni başlamıyorum.

Five: Bu çok hızlıydı. Bunu bu kadar hızlı yapamazsın.

Alessi: Yo ben uzun süredir bu hızda ışınlanıyorum.

Five: Baş dönmesi, mide bulantısı, bilinç kaybı yaşandı mı hiç daha önce?

Alessi: Sadece ilk başlarda birden yer değiştirdiğim için başım dönüyordu ama alıştım bu duruma.

Five: Bu çok iyi peki kullandığın özel bi yöntem filan var mı?

Alessi: Yöntem değil ama bir denklem var aslında biraz karışık ama yapabilirsin bence.

Five: Tamam o zaman odama gel bu akşam göster bana.

Alessi: Tamam olur.

Daha dün ben geldiğim için kardeşlerine bağıran çocuk şimdi benim kullandığım denklemi mi merak erdiyor bu çok tuhaf. Biraz daha çalıştık sonra herkes odalarına çekildi. Ben ise soğuk bir duş aldım bu her zaman yorgunluğumu atmamdaki en büyük yardımcım olmuştu. Odamda kitaplıkta bir kaç tane farklı tarz kitap vardı rastgele birini aldım ve okumaya başladım sonuçta akşama kadar odamda olmalıydım. Bir iki saat sonra hava karardı ve yağmur yağmaya başladı hemen yatağın başında ki camı açtım. Dışardan gelen hoş toprak kokusu bütün vücudumu sarmışken kahve içme isteği uyandı içimde sonuçta kahve kitap ve yağmur mükemmel bir üçlü. Kendime kahve yapmak için mutfağa indim. Klaus'da oradaydı kahve yapana kadar biraz lafladık sonra kahvemi alıp Five'ın odasının tam karşında duran odama geçtim. Yağmur hızlanmıştı. Ve sert bir rüzgar vardı. Camın kenarına gidip kitabımı okumaya başladım ama üşüyordum. Bir süre sonra Five'dan sweat istemek için odadan çıktım sonuçta onda vardır ve bana bol gelicek bu çok iyi. Kapıyı tıklattım. Gel sesi yükselince içeri girdim. O da benim gibi camını açmıştı masasının köşesinde yarısı dolu kahve bardağı ve bütün masada denklemler vardı. Aynı zamanda Five'ın o hoş kokusu...

Five: Nie geldin?

Alessi: Ben biraz üşüdüm de acaba fazla sweet'in varsa giyebilir miyim diye sormaya geldim.

Five: Tabi dolaptan istediğini al

Alessi: Teşekkür ederim

O denklemlerden kafasını kaldırmazken dolaba gidip bi tane siyah sweet aldım ve çıktım. Tekrarsan harika Sherlock Holmes kitabıma geri döndüm. Çok sürükleyiciydi. Akşam yemeğini yedik ve Five ile birlikte onun odasına çıktık.

784 kelime
İnş beğenirsiniz destek olmayı unutmayın lütfen. Sonraki bölümde görüşürüz ✨

TUA New Number: AlessiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin