Ayrı Dünyalar

155 46 113
                                    

Karakter isimleri direkt yazıldığı gibi okunuyor. Kino ismi "Kayno" olarak değil "Kino" olarak.

Katherine ise "Ketrin" olarak değil "Katherin" olarak.

İstediğiniz şekilde okuyabilirsiniz elbette ama kesme işareti sonrasını bu okunuşlara göre yazdım. Bu yüzden belirtmem gerektiğini düşündüm .

Bölümlerde ki bazı görseller googleden alınmışken bazıları midjourney ile çizilmiştir. Bu bölümde ki mevcut görsel ise Midjourney üzerinden yapılmış Kino tasfiridir.

Yoğun bir iş gününün ardından Kino;  bütün gün oturmanın getirmiş olduğu bitkinlik ile sandalyesinde gerindi.

Yeni kitabını neredeyse bitirmek üzereydi ve bir şeyin sonuna yaklaştıkça onun başından kalkamamak gibi kötü bir huyu vardı. Bu huyu yüzünden çoğu zaman; sanki bölümleri yazması uzun sürmüyormuş gibi birde yazdığı bölümler bitmeye yakınken uzun uzun oturmaya devam ediyor, bundan ötürü de sık sık bel ve sırt ağrıları çekiyordu. Artık otuz yaşına merdiven dayadığı düşünülürse, bu mola vermeden oturmaları başına daha büyük bir dert olacak, masadan kalkıp verdiği kısa molalar ise işe yaramamaya başlayacaktı.

Önündeki işi son bir kez süzdü ve bilgisayarın ekranını kapatıp masayı terk ederek elini yüzünü yıkamak için lavaboya yöneldi. Bir süre aynada kensini süzdü ve önce uzun saatler ekrana bakmaktan morarmış göz altlarını ardından ise birbirine girmeye başlamış yüz kıllarını gördü.

Gözlüğünü çıkartırken berbere gitme zamanının yaklaştığını düşündü ve  yeniden temiz hissedene kadar yüzünü yıkadı. Lavabodan doğrulurken belindeki ağrı hafiften kendini tekrar göstermişti ve yüzü ekşiyen Kino birkaç gün dinlenmeden kendisine rahat olmadığını anladı.

Yüzünü kuruladıktan sonra yeniden iş hakkında düşüncelere dalıp; bundan sonra nasıl bir yol izlemesi gerektiğini hesaplayarak pencerelere doğru ilerledi. Mevsim neredeyse kış olmasına rağmen saatlerdir kapalı olan eve biraz temiz hava girmesini istiyordu.

Pencereden bir süre dışarıya baktıktan sonra üşüyen Kino "Bu kış ayrı bir soğuk." Diyerek pencerenin önünü terk etti ve oda hava alırken sıcak olan başka bir odada beklemeye karar verdi.

Kino'nun söylediklerinden işinin bittiğini anlayan kafasındaki ses ise her zamanki gibi tekrar konuşmaya başladı. "Baksana Kino, madem bu kadar zorlanıyorsun, neden bu sıkıcı işi bırakmıyorsun? "

Kino kısa bir duraksamanın ardından cevap verdi. "Çünkü hayatıma devam edebilmek için para kazanmam gerek. Ve bu sıkıcı bir iş değil; benim severek yaptığım bir iş"

Kino, sesle beraber geçirdikleri bir seneye yakın sürenin ardından ona bayağı bir alışmıştı ve artık birden bire konuştuğu zaman korkmuyordu. Aksine az önceki gibi konuşmaya başlayacağı zamanları az çok tahmin eder olmuştu.

Kino'nun isteği üzerine insanlar ile iletişim içinde olduğu zamanlar ve çalışırken kendisinin seçtiği zamanlar dışında neredeyse sürekli bir şeyler hakkında konuştuğu göz önüne alınırsa, konuşacağı zamanlardan ziyade konuşmayacağı zamanları tahmin etmek daha zor denilebilirdi.

Kino'nun sözleri biter bitmez ses; aynı konuşmayı defalarca kez yapıp, aynı cevabı defalarca kez vermiş olmanın getirdiği sıkıntıyı belli eden bir ses tonu ve hız ile cevap verdi. "Öyle desen bile sürekli bahsettiğiniz şeyler burada sıradan olan şeyler. Benim senin karşına geçip, bir köpeğin nasıl havladığını hararetli bir biçimde anlatmamdan bir farkı yok. Artık haklı olduğumu kabul etmelisin."

SerenatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin