Rahibe'nin Akıbeti

64 39 43
                                    

Kino bir saati geçkin süredir herhangi bir ses duymamıştı ve yarım saattir de sırtüstü uzanmış halde tavana bakarak başından geçenleri düşünüyordu.

"Bu büyü işini bu kadar kafaya takmamalıyım sanırım. Strese bağlı sinir krizi falan geçirmiş olmalıyım. Bu durumun başka mantıklı açıklaması olamaz, evet. Zaten sakinleşmeye çalışınca kafamdaki ses de kesildi."

Bu düşünceler ile birlikte uzandığı yataktan doğruldu ve ayağa kalktı ama kalkması ile ufak bir çığlık atarak oturması bir olmuştu. Ses tekrar onunla konuşmaya başlamıştı ve sanki çok normal bir şeymiş gibi kendisini tanıtıyordu.

"Katherine mi? Bir saatlik sessizliğin ardından kendine bir isim bularak mı geldin gerçekten? Sayende artık kendimi daha az delirmiş hissediyorum. Kafamda ki sesin bir ismi varmış. KATHERİNE!"

Kino'dan duyduğu ufak çığlığa gülen Katherine, konuşmaya başlamadan önce kendini hazırladığı rahatlatıcı tonla devam etti: "Az önce ikimiz de korkutucu anlar yaşadık biliyorum ama bu durumu kolaylaştırmak adına sakin kalıp konuşmamız gerektiğini düşündüm. Bu yüzden işe nezaketen kendimi tanıtarak başladım. Ve yanılmıyorsam 25 senedir Katherine ismini kullanıyorum. Bir saattir değil." En azından Rahip Suon'un ona bu ismi 2 yaşında verdiğini biliyordu.

Bu kadar uzun ve mantıklı bir cümle beklemeyen Kino afalladı ve kısa bir sessizliğe gömüldü. Katherine kendisiyle sanki normalmiş gibi rahat bir şekilde konuşuyordu. Kino direkt olarak fark etmese bile ortamın gerginliği ve korkutuculuğu bir nebze azalmış, bu sayede biraz daha rahatlamıştı.

Sessizliği bozmak adına ne diyeceğini bilemeyerek derin bir nefes alarak kendini sakinleştirdi ve o da kendi ismini söyleyiverdi: "Kino."

Duyduğu kelimeyi anlamlandıramayan Katherine, sorgulayıcı bir sesle sordu: "Kino? Kino da nedir?"

Bir yazar olarak hem kendini tanıtacak cümleyi kuramamış olmasından hem de kendini sakinleştirip tanıtmak için girdiği ufak çabanın boşa gitmesinden utanan Kino, Katherine'in göremediği ama sesinden anlayabildiği bir utanç ile kendini tekrarladı: "İsmim. Madem sen nezaketen kendini tanıttın, bende ismimi söylüyorum. İsmim Kino."

Şimdi de duyduğu sesten utandığı gerçeğini fark eden Kino, iyiden iyiye kafayı sıyırdığına ikna olmaya başlamıştı.

Kino'nun utancını fark eden Katherine ise normalde yapacağının aksine Kino'nun üzerine gitmeyerek onu rahatlatmaya çalışmaya devam etti.

"Memnun oldum Kino. Gücendirdiysem özür dilerim. Daha önce duymadığım tarzda bir isim olduğu için bir an afalladım."

Bu cümlesi ile asıl afallayan kişi Kino olmuştu. Kafasındaki ses ile gittikçe daha da insancıl ve normal bir konuşmaya çekiliyordu ve bu onu hissettiği duygu karmaşasının içinde bir parça da ürkütüyordu. Yine de merakına yenik düştü ve konuşmanın bu şekilde devam etmesine karar verdi.

"Peki sen neden bu kadar sakinsin?" İstemsizce asabi bir ton ile konuşmuştu. "Sen de daha öncesinde en az benim kadar paniğe kapılmıştın ama hemen sakinleştin. Bir saat sonra geldiğinde ise sanki bu durum tamamen normalmiş gibi davranmaya başlıyorsun."

Kendisinin de korkmuş olduğu gerçeğinin fark edilmiş olması Katherine'i rahatlatmıştı. En azından Kino ile konuşurken şüpheli konumundan biraz uzaklaşmış olacaktı bu sayede. Geriye Kino'yu gerçek olduğuna inandırmak ve bu durumun böyle devam edeceğine ikna etmek kalıyordu.

Rahip Suon'un ona anlattığı şeyleri Kino'ya anlatamayacağını biliyordu. Pek bir şey anlatmış da sayılmazdı zaten. Nereden başlayacağını biraz düşündükten sonra önce kendi dünyası ile konuya giriş yapmaya karar verdi.

SerenatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin