İkilimiz bir süre daha geçen altı aya dair sohbetlerini sürdürdükten sonra saatin ilerlemesi ile hesabı ödemek için masadan kalktılar.
Kasaya gittiklerine onları Sue'nin yerine Sera karşıladı. Sera Sue'in torunuydu ve yaş olarak Kino ve Kevin'a yakındı. Artık iyice yaşlanan büyükannesine bakıp aynı zamanda dükkanı devralmak için işi öğreniyordu. Öğreniyordu kısmı biraz gereksiz kaçıyordu elbette çünkü neredeyse 10 senedir büyükannesinin yanında çalışıyordu ve o olmasa bile çoktan dükkanı idare edecek seviyeye gelmişti.
Tıpkı Sue gibi Sera da onları yüzünde bir gülümseme ile karşılamış ve uzun sürenin ardından onları gördüğü için mutlu olduğunu dile getirmişti.
Kino, bir süredir onun Kevin'a karşı ilgisi olduğunu düşünüyordu ve birbirlerini görmedikleri altı aylık sürecin ardından bile Sera'nın Kevin'a olan bakışları ona aynı izlenimi vermişti.
Eğer tahminlerinde haklıysa, arkadaşının bir kadına en son ne zaman ilgi duymaya vakit ayırabildiğini hatırlamayan Kino, gizliden gizliye Sera için şans diledi.
"İkinizi yeniden görmek çok güzel çocuklar. Aslında daha erken selam verecektim ama uzun süredir görüşemediğiniz için sizi yalnız bırakayım dedim. Konuşacak şeyleriniz vardır diye düşündüm." Sera'nın en iyi özelliklerinden birisi böyle ince düşünceli olmasıydı. Bu özelliğini büyükannesinden alıyordu.
"Keşke gelseydin Sera, aynı şekilde seninle de altı aydır görüşemedik. Sue de arkaya gidip bir daha gelmedi zaten." Kevin'ın biraz yakınarak kurduğu cümlenin Sera'yı mutlu ettiği belliydi.
Kino son zamanlarda birbiri ile görüşemeyen bu dörtlü için beraber vakit geçirebilecekleri bir gece ayarlamayı düşündü. Belki böylece Sera ve Kevin'a da birbirlerinin farkına varmak için bir fırsat yaratabilirdi.
Sue'nin yaşı dikkate alındığında bu dükkan veya üst kat dışında bir yerde gerçekleşemezdi belki ama sorun değildi. Dördü içinde özel olan bu yerde sadece birbirlerine ayırdıkları bir zaman dilimi kulağa hoş geliyordu.
"Büyükannem saat geç olduğu için üst kata çıktı. İlaçlarını içip uyuması gerekiyordu ama merak etmeyin, ikinize de bir mesaj bırakmayı ihmal etmedi." Kino mesajı dinlerken yaşlı Sue'nin sinirli ses tonunu duyabiliyordu ve eli farkında olmadan az önce dayak yediği baldırına doğru gitmişti.
"Başta Kino olmak üzere o ikisine söyle; bir daha beni bu kadar merakta bırakmaya cüret etmesinler. Benim sorumluluğumda olan hiç kimse aç kalarak kendisine eziyet edemez." Mesajın yanında ise ikili için hazırlanmış birer yemek kutusu bulunuyordu.
Mesajı yüzlerinde gülümseme ve mahcubiyet ile dinleyen ikili yemek kutusu için teşekkür etti. Deneyimlerine göre almamak için ısrar etmenin anlamı olmadığını biliyorlardı, bu yüzden Sue'ye olan minnetlerini ona iletmesini isteyerek Sera ile vedalaştılar.
Onları bu kadar önemseyen birisini bu kadar uzun süre habersiz bıraktıkları için tekrar derin bir utanç duyarak dükkanın güzel kokulu sıcak havasını son kez içlerine çektiler ve kapının çıkarttığı zil sesi eşliğinde dışarı çıktılar.
Dışarda onları egzoz kokulu soğuk hava karşıladı ve aynı anda dükkana geri mi dönsek diye düşünerek önce dükkana sonra birbilerine bakıp aynı istikamete doğru yürümeye başladılar.
Kino Katherine konusunda ne yapacağına karar vermişti ama arkadaşının muhakeme yeteneklerine güvendiği için hala onun düşünceleri duymak istiyordu.
Yemek yedikleri esnada gerçeği saklayarak onun fikrini almak için bir yol düşünmüştü. Yaşadığı durumu sanki yazdığı bir hikayeymiş gibi ona anlatacak, böylece onu endişelendirmeden düşüncelerini öğrenmiş olacaktı.