_EN İYİ ŞEKİLDE DEVAM_
_KEMDİMİZE GÜVENEREK_
_PES ETMEYEREK_
_Ne olursa olsun_
_ZİLHANLAR_
İlk savaşımı berabere bittikten sonra geri kulübe döndük. Hekimler bizim Uraz ile benim birbirimizi sevdiğimiz anlamışlar ve birbirimize mektup göndermemize izin verdiler. Bende bu yüzden hemen kağıt kalem aldım ve hemen Uraz’a mektup yazmaya başladım.
Mektup:
“Uraz. Dünya da ki ve burada, her yerde ki en büyük aşkım. Seni seviyorum ve sana asla ihanet etmiyorum. Her zaman aklımdasın. Seni düşünüyorum. Her dakika, her saniye seni düşünüyorum. Keşke aynı tarafta olsaydık ama olmadı. Bunu da hayat bize sundu ve bize yaşamak zorundasınız dedi. Bizde şimdi yaşıyoruz. Yaşamak zorunda kalıyoruz. Tabii ki hayat bize her zaman olmasa da kolaylık ve imkan tanıyor. Bu mektubu alırsan... Diyemeyeceğim. Seni seviyorum. Kendine iyi bak...”
Altına da öpücük kondurdum. Mektup zarfında koydum. Hekim’e verdim.
Hekim mektubumu eline aldı ve yırttı. Ben ne olduğunu anlamadım. Niye yırttı şimdi o mektubu? Sordum:
_Niye yırttınız?
Hekim:
_Ne bu?
Liza:
_Siz izin verdiniz ve bende Uraz’a mektup yazdım.
Hekim:
_Ah! Ahmak! Keşke vermeseydim.
Liza:
_Niye?
Hekim:
_Senim şu sevdiğin Uraz var ya.
Liza:
_Evet. Var.
Hekim elinde ki mektubu bana verdi:
_Al ve oku. Ondan sonra ne dediğimi anlarsın.
Ben elindeki mektubu aldım ve okumaya başladım.
“LİZA SENİ SEVMİYORUM. SEVMEKTE İSTEMİYORUM. SENİNLE SAVAŞMAK İSTİYORUM. SEN EZİKSİN. EZİK! BENİ UNUT VE YOLUNA BAK”
Mektup ellerimden kayıp düştü. Uraz’ın yazdığı bu mektuba inanamadım. Uraz mı yazmıştı? Olamaz. Yıkılmıştım. Şuan ölmek istiyorum. Ölmek! Uraz bana gerçekten bu mektubu yazmıştı. Yazmıştı...
_DÜŞHANLAR_
Uraz’ın günlüğünden bir sayfa:
“Çok üzgünüm Liza. Sana bu mektubu gönderdiğim için. Ancak zorlandım. Hekim zorla bana yazdırdı. Beni affet. Seni bu Dünya da benden çok seven yok. Unutma!
Hayatım sensin. Kendine iyi bak.
Sen bu Dünya’nın en güzel, en zeki, en dürüst insanısın. Sana o lanet olası mektupta “EZİK” dediğim için üzgünüm. Dediğim gibi bana zorla dedirttiler. Seni unutmayacağım.
Dünya da görüşmek üzere...
Görüşürüz İnşallah!..
_ZİLHANLAR_
Hekim içeriye girdi. Beni ağlıyor bir şekilde görünce şaşırtıcı bir şekilde bana üzüldü ve gözleri doldu.
Ağlamamak için kendisini zar zor tuttu. Başımdan bir saç teli aldı. Saç telini elinde düğüm yaptı ve attı. Sonra da başımdan okşadı. Ben Hekimle rahat bir şekilde konuşabileceğimi anladım ve konuşmaya başladım.
Ben:
_Hekim. Sana içimi dökebilir miyim?
Hekim yanıma oturdu. Elimi elinin için aldı:
_Seni anlıyorum. Ancak şuan çalışmamız gerekiyor. Akşam herkes uyuyunca kahve içerek konuşalım. Hadi sende kalk ve hazırlan. Herkes çalışmak için hazırlanıyor. Hadi gel beraber gidelim.
Üzüntümü filan unutmaya çalışarak, oturduğum yerden kalktım ve Hekim ile çalışma yerimize gittik. Herkes hazırlanmıştı. Şimdi ikinci savaş için çalışmaya devam edecektik.
İkinci savaş daha zor olacak gibi duruyor.
Hekim buraya gelince kabalaştı ve çık çıkaran herkese bağırmaya başladı. Ciddiyetini korudu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uzay Savaşçıları
ActionGözleri bana baktı ama ben ona bakamadım. Çünkü iki ayrı tarafta idik. İki düşman tarafta. Savaşta. Üzgünüm