Bay Polis: Karımı öldürdün.
Bay Polis: SEN BENİM KARIMI ÖLDÜRDÜN.
Bay Polis: BEN DE SENİ ÖLDÜRECEĞİM.
Pislik: Blöf blöf blöf...
Pislik: Tek yaptığın şey bu, polis.
Bay Polis: HV9UFSDIOVKOFSDVSD.
Bay Polis: Blöf yaptığımı mı sanıyorsun?
Pislik: Evet :^
Bay Polis: Bu kanıya nereden vardın peki?
Pislik: Geçen sefer "Alayını sikmeye geliyorum." dedin.
Pislik: Ama alayımı sikemedin.
Pislik: Ah, dur, şimdi anladım.
Pislik: Hazır kalkmışken alayımı değil de beni sikmek istedin.
Pislik: Bu yüzden sikmedin.
Pislik: Yaaa, hınzır şey seni~
Bay Polis: Sikilmeye çok meraklısın bakıyorum da.
Bay Polis: Ama endişelenme.
Bay Polis: En yakın zamanda sikeceğim seni zaten.
Bay Polis: Hatta bugün, şu an, şu dakika, şu saniye bile olabilir.
(Görüldü)~
Telefona bakarak sırıttım. Şimdiden bir şeyler yazıp yazıp silmeye başlamıştı bile. Yanımda oturan ve konumu kontrol eden Jisoo'ya döndüm.
"Yakın mıyız?"
Camdan dışarıya bakarak bir yeri işaret etti.
"Hemen şurası."
Telefona gelen bildirimle yeniden telefona baktım.
~
Pislik: Yine blöf yapıyorsun.
Bay Polis: Dışarıdaki siren seslerini duyuyor musun?
Pislik: Hayır, duymuyorum.
Pislik: Sanırım konumunuz şaşmış (:
~
Bunu demesi aklımı karıştırmıştı. Bu yüzden tam Jisoo'ya konumun doğru olup olmadığını soracağım sırada Jongin aniden bağırdı.
"Birisi evden çıktı! Siyah bir kapşonlu giymişti!"
Şoför koltuğunda oturan kişi arabayı durdurdu ve hepimiz aynı anda arabadan indik. İlk bir etrafa bakındım, çok da uzakta değildi, ama koşuyordu ve bu da uzaklaşmasına sebep oluyordu. Diğerlerine işaret verdim ve birlikte peşinden koşmaya başladık.
Yol ayrımına geldiğimiz sırada gözden kaybolduğunu fark ettim. Ama bir şekilde bulabilirdik çünkü ya sağa gitmişti, ya da sola.
"Jisoo, Jongin, siz sağdan gidin; Jungkook ve Namjoon, siz de peşimden gelin. Diğerleri etrafı gözlesin, belki çöp kovasının içinden falan çıkar."
Sol tarafa doğru ilerledik birlikte. Yolun sonuna geldiğimizde çıkmaz sokak olduğunu fark ettim. Yani arada sadece bir duvar vardı, ama çıkılamayacak kadar yüksekti.
"Hyung bak!"
Namjoon'un işaret ettiği yere baktım, yani çatıya. Siyah kapşonlu birisi bize doğru bakıyordu. Ben bakınca anında başını geri çekmişti. Bir saniye, o oraya nasıl çıkmıştı ki? Etrafta sadece büyük bir çöp kutusu var. Ah, bir saniye. Çıktığı çatı tek katlı bir eve ait olduğu için o kadar da yüksek değildi. Çöp kovasıysa çıkmaya yetecek kadar büyüktü.
Çöp kovasının yanına gidip kapalı olan kapağının üzerine çıktım.
"Ne yapıyorsun?"
"Sadece beni bekleyin."
Çatıya tutunup kendimi kaldırdıktan sonra bir yukarı baktım. Kimse yoktu. Bunun hayal kırıklığını yaşayarak çöp kovasının üzerine, oradan da yere indim. Ayağımı sertçe yere vurdum.
"Elden kaçırdık işte!"
Namjoon ve Jungkook meraklı gözlerle bana bakıyordu. Bu yüzden sormalarını beklemeden meraklarını indirmek adına bir açıklama yaptım.
"Çatıya çıkayım ben de demiştim, ama ben uğraşana kadar atlamış aşağı zaten pezevenk."
İkisi de anladıklarını belirtir sesler çıkardılar.
Neyse, şimdilik kaçmış olabilir. Ama yüzünü gördüm, bu yüzden karşıma çıktığı an aslanın ceylanı avladığı gibi avlayacağım onu. Karıma yaptığını ödeyecek...
~🦝🔪🔫👮🏻♂️~
Ha gayret Yoongi, yakalarsın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hey, Policeman / Yoonseok - Yarı Texting
Fanfic"Hey, polis, bugün fazla yakışıklı görünüyorsun sanki." ~ Hoseok aylardır aranan azılı bir suçludur. Ancak sonradan nasılsa bir şekilde Yoongi tarafından yeri tespit edilir ve bulunur. - Polis ~ Mahkum au - ~Semegi ~Ukeseok ~Yan Shipler: Taejin - Ji...