Wooyoung Mingi'nin omzuna kafasını yaslamış hocanın gelmesini bekliyordu. Okul sonrası kurslarına kalıyorlardı ve bugün sadece onların dersi vardı. Yani hater kesinlikle sınıftan birisiydi. Woo'nun arkadaşlarının da bu haterden haberi vardı tabi.
"Yukhei?"
"Yahu o kekonun benimle ne işi olur, o direk yüzüme de söyler nefret etse.. Yukhei, Chanyeol ve Junhoe kesinlikle değildir.. hepsinin instagramını biliyoruz zaten."
"Sen kim olduğunu düşünüyorsun peki?"
"Felix diye düşündüm ama Felix'le arkadaşız.. konuşuyoruz yani.. hem o değilmiş.."
"Hmmm.. burada instagram hesabını bilmediğimiz tek kişi San.."
"İyi de San'ın benimle ne derdi olsun ki? Hem geçen gün birlikte eve kadar bile gittik.. San olduğunu sanmam."
"Bu devirde babana bile güvenme kanka. Neyse mesaj atsana, belki yakalarız kim olduğunu."
chsanshine DM
j_woo_young: Canım haterim nerelerdesin bakalım?
Wooyoung mesajı attı ve sınıfa baktı, birkaç kız dışında kimsenin elinde telefonu yoktu ve o kızlar da anime izliyordu, Wooyoung uzun uzun sınıfı inceledi ama kimse telefona bakmadı, derken San okuduğu kitabı bırakıp telefonunu açtı ve ses düğmeleriyle oynadı.
"Aha yakaladık seni oç. San!"
"Mingi bi dur, bi bakalım ne yapacak."
San telefonda bir şeyler tuşladıktan sonra Woo'nun telefonuna bir bildirim düştü. Sonra San telefonu bırakıp kitabını okumaya devam etti.
0*** *** ** **: Beni izlemeyi ne zaman bırakacaksınız Wooyoung ve dev arkadaşı?
woowoo: Şey.. üzgünüm, yani seni rahatsız etmek istemezdim.
San telefonunun yanıp sönen ışığıyla ekrana baktı ve mesaja aldırış etmeden kitabına geri döndü.
"San değil işte Mingi! Of rezil oldum ya.."
"Aman be. Ne halin varsa gör! Yumho'mu özledim zaten ben gelme üstüme!"
"Lan Yunho'yla ayrılalı 20 dakika olmadı Mingi.."
"Onsuz bir saniye bile bir ömür gibi Woo! Ama sen anlayamazsın, sen aşk nedir, sevmek nedir bilmezsin!"
"Az daha bağır Mingi az daha bağır! Trump girdiği delikten duysun sesini.."
Wooyoung göz devirip kafasını sıraya indirdi ve canı acıyınca da küçük bir çığırtı kopardı.
"TANIMIYORUM BEN BU ŞAHSI!"
Mingi bağırarak kaçarken Wooyoung utancından yerin dibine girdi ve herkesin ona güldüğünü gördü, San'ın bile.
Geçen yorucu günün ve derslerin ardında Wooyoug ve Mingi okul kapısından kendini dışarı attı. Wooyoung boş boş etrafı izlerken Mingi'de telefonda Yunho ile konuşuyordu.
"Tamam bebeğim görüşürüz."
Mingi telefonu kapattı ve Wooyoung'a baktı. Wooyoung onların az önünde yanlız başına yürüyen San'ı izliyordu.
"Kanka seviyorsan git konuş bence."
Wooyoung kaşlarını çatıp Mingi'ye döndü.
"Ay çok komik! Kıç parçası Mingi.."
Mingi kahkaha atmaya başlayınca Wooyoung'da kahkahayı bastı.
San Wooyoung'un kahkasını duyunca tebessüm etti. Birkaç gün öncesine kadar Wooyoung'dan nefret ettiği doğruydu. San küçüklüğünden beri ünlü insanlardan, popüler insanlardan.. nefret etmişti hep. Çünkü ünlüler nankördü, kendini beğenmişti, en azından San öyle düşünüyordu. En yakınında ve ulaşabileceği kişi ise Woo'ydu, o da popülerdi ve San onun da kendini beğenmiş, duygusuz ve yapmacık birisi olduğuna emindi.. Tabi bir kaç gün öncesine kadar.
Wooyoung'u ne kadar sevmese de onunla eve dönerken duygularının biraz yumuşadığını hissetmişti geçen akşam. O kadar kötü değildi belki de Wooyoung? Ve San'da artık şu haterlik olayından rahatsız olmaya başladığını hissediyordu. Ama nasıl Wooyoung'a gerçeği söyleyebilirdi? Hoş söylemese bile eninde sonunda ortaya çıkacaktı ya.
Başı zaten inceden inceden ağrıyordu. Yürümeyi bırakıp çantasının kollarını kavramış olan ellerinden birisini kaldırdı ve gözlerini ovaladı. Arkasından gelen ikilinin gülme sesleri kesildi ve hızlanan adım sesleri gelmeye başladı.
"San? Hey, iyi misin?"
San kafasını kaldırıp tanıdık sesin sahibine baktı. Wooyoung'dan başkası olamazdı zaten.
"Ha, şey.. iyiyim."
Mingi San'ı süzdü.
"Aynen bro, acayip derecede iyi görünüyorsun şu an."
San gözlerini Woo'dan çekip konuşan dev'e baktı, tebessüm etti.
Wooyoung gülümsedi, Mingi'de beraberinde gülümsedi.
"Hadi gel bizimle, sağ salim eve götürelim seni."
San kolunu kavrayan Wooyoung'a baktı, anlayamadığı herhalinden belliydi. Wooyoung onun koluna girdi, diğer koluna ise Mingi.
"Hadi, yürü bakalım San adamı. Eve vardığında da papatya çayı iç ve biraz dinlen."
Mingi San'ın kulağına eğildi.
"Her gün çekiyorum işte ben bunları, annem yetmiyormuş gibi bir de bu var. 'Mingi hivilir siğiyir bik kilin giyin histi ilmi' bezdim vallahi ya. Ama ne yaparsın işte, arkadaş.. atsan atılmaz, satsan satılmaz."
San kıkırdarken Wooyoung kaşlarını çattı.
"Nankör evlat! Kötülüğün için söylüyoruz sanki!"
"TAMAM ANNE! KIZMA!"
San onların bu hallerine güldü. Gerçekten, Wooyoung gibi birinden bunca zamandır nasıl nefret etmişti!
____________________WOOSAN____________________
AAAAAAAA ÖLMEMİŞİM
10 YIL SONRA GELEN YB DYHGSFYHTCGRIDSYFZGXHFEJS
NEYSE KENDİNİZ Eİİ BAKIWN <33
'°•~Say you love me..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Famous ~ Woosan
Fanfictionchsanshine: Yapmacıksın Jung Wooyoung. ! Sevenleri olduğu için silmeye kıyamadığım bir fic. Mantık ve yazım hataları mevcuttur, fici yazarken daha ortaokula gitmekteydim. Anlayışınız ve affınıza sığınarak... !