Wooyoung hala önceki akşamın şokundaydı. Mingi'nin omzunda yaslanmış dersin bitmesini bekliyordu. Gün boyunca San'la konuşmak için çabalamıştı fakat kıyamet kopsa sınıftan çıkmayan çocuk bugün hocadan bile önce dersten çıkıyordu.
Sonunda okulun bittiğini belirten zil çaldı. Herkes alelacele çantalarını ve sıralarını toplayıp savaşa gidercesine koşarak sınıftan çıkmaya başladı. San'da alelacele kitaplarını koyup ayaklandı fakat Wooyoung ondan önce davranıp onun kolunu yakaladı.
"San, biraz bekler misin. Konuşmalıyız."
San gözlerini kaçırdı. Wooyoung sınıfta gözlerini gezdirip kimsenin olmadığını görünce kapıyı kapattı ve San'ın yanına geri döndü.
"San, o sen miydin?"
San hiçbir şey demiyordu. Kafası yere eğikti. Wooyoung onun yüzünü görmek için eğildi.
"San, sadece soruyorum."
"O, derken neyden bahsettiğini anlayamadım Wooyoung."
"Bana yalan söyleme, gayet iyi biliyorsun değil mi? Bana antilik eden kişi sendin. Üstelik bunu resmen kendin bana belli ettin, şimdi neden böylesin?"
"Wooyoung, ben bu konuda konuşmak istemiyorum."
Wooyoung'un gözleri doldu.
"Sen.. sen, şaka mısın? Sen her canın istediğinde insanların duygularıyla mı oynuyorsun? Kestirip atmak senin için bu kadar kolay mı San? O lafların yüzünden kaç gece ağladığımı, ne kadar kendimden nefret ettiğimi, ne kadar üzüldüğümü, hatta canıma kıymayı bile aklımdan geçirdiğimi biliyor musun?"
"Özür dilerim, pişmanım.."
"Pişman olmanla hallolacak mı? O senin bir özürle geçeceğini düşündüğün lafların, ne kadar derin izler bıraktığını biliyor musun?"
"Wooyoung.. biliyorum, yaptığım kolayca affedilecek bir şey değil. Ama cidden pişmanım."
Wooyoung'un gözlerini dolduran yaşların birisi ondan izin almaksızın firar etti.
"Ben değildim deseydin keşke San.. keşke beni yanıltsaydın."
"Wooyoung.."
San Wooyoung'a yaklaştı.
"Uzak dur benden!"
Wooyoung geri adımladı ve kafasını kaldırıp gözlerini onun gözlerine çıkardı.
"Nefret ediyorum kalbimden, bu aptal kalp ne yaparsam yapayım çıkmıyor buradan. Senin gibi birinden hoşlandığı için bu kalbimden nefret ediyorum. Ama senden nefret edemiyorum.."
Wooyoung sınıftaki eşyalarını umursamadan koşarak sınıftan ayrıldı. San ise öylece olduğu yerde dikiliyordu.
Keşke vursaydı, kırıp parçalasaydı belki o zaman içimdeki bu ateş sönerdi diye düşündü San, keşke sessizce çekip gitmeseydi diye düşündü.
Üstelik Wooyoung'un ondan hoşlanıyor olması, hiç beklemediği bir şeydi, Wooyoung'da bunun farkına yeni varmıştı.
San'ın pişmanlığı artık dayanamayacağı bir düzeye gelmişti. Üstelik Wooyoung'un bu dedikleri onu daha da çok çökertmişti.
'Hakediyorum' diye düşündü San. Wooyoung'un gülüşünü, mutluluğunu ondan söküp aldığı için cezalandırılıyordu. Wooyoung ne dese haklıydı.
San olduğu yere çöküp dizlerini kendine çekti ve kollarını dizlerine sarıp kafasını gömdü.
"Sen berbat bir insansın Choi San. Sen sonuna kadar bunları hakediyorsun."
Kendi kendine dediği tek şey buydu.
____________________WOOSAN____________________
San'ı dövelim diyenler:
Wooyoung'u dövelim diyenler:
Savaş yok seviş var diyenler:
Wooyoung'a manita yapsam mı napsam ANGST Mİ YAPSAM?
'°•~Say you love me..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Famous ~ Woosan
Fiksi Penggemarchsanshine: Yapmacıksın Jung Wooyoung. ! Sevenleri olduğu için silmeye kıyamadığım bir fic. Mantık ve yazım hataları mevcuttur, fici yazarken daha ortaokula gitmekteydim. Anlayışınız ve affınıza sığınarak... !