22 • we messed up a little, Styles

378 33 35
                                    

"Harry! Bu ne, savaş mı çıktı bu evde?"

Duyduğum sinirli ve şaşkın sesle tek gözümü açıp başımı kaldırdım Louis'nin göğsünden. "Ne oluyor ya?"

Liam ağzı açık bir şekilde salona bakıyordu. Liam'ın sesi Louis'yi de uyandırmıştı ve bir koluyla beni sıkarken diğer kolunu genişçe açmış geriniyordu. Açılmamış sesiyle mızmızlanır gibi konuştu. "Ne olmuş da eve?"

Dünkü olaydan sonra abur cuburlarımızı alıp film izlemiştik. Sonra Louis yerinden kıpırdamaya üşendiği için yorganımı alıp salona getirmiştim ve birlikte koltukta uyumuştuk.

"Ne mi olmuş? Olması gereken yerde duran bir tane bile eşya yok!" Liam'ın bağıran sesiyle Louis'nin göğsünden tamamen kalkıp salona bir göz gezdirdim.

Yerdeki yastıklar, sehpanın üzerinden düşmüş yapay çiçekler ve vazosunun içinden dökülen çakıl taşları, Liam'ın süper kahraman bibloları, sehpanın üzerindeki açılmış paketler, tabaklar, bardaklar ve... Yere inmiş gökkuşağı renklerini taşıyan tablo...

Dudaklarımı ısırıp en masum bakışımı suratıma yerleştirdim ve Liam'a baktım. Arkasındaki gülmemek için dudaklarını birbirine bastıran Zayn'e bakıp el salladım usulca. "Günaydın, Zayn."

Gözlerini kısıp el salladı benim gibi usulca. "Günaydın..." Açık kahve gözleri benden çekilip arkamdan belime sarılmış Louis'yi bulduğunda kendini daha fazla tutamayıp elini ağzına bastırdı ve sessizce gülerek salondan çıktı.

Liam derin bir nefes alıp yüzünü ovuşturdu. "Harry, şu anda bu odadan çıkıyorum. Lütfen bana bir iyilik yapın ve biz kahvaltıyı hazırlayana kadar her şey olması gereken yerde olsun."

"Anlaşıldı, kaptan." Tatlı olması için uğraştığım gülüşümü yüzüme yerleştirdim ve Liam salondan çıkıp kapıyı kapatana kadar bozmadım.

Kapı kapandığı an Louis hafifçe omzumu öptü. "Biraz dağıtmışız sanki, Styles." Sesi hala açılmamıştı ve bu tonla konuşması içimi eritiyordu.

"Dağıtmışız, kirpim." Gülerek yorganı üzerimizden attım. Kollarının arasından sıyrılıp ayağa kalktım ve elimi uzattım onu da kaldırmak için.

Mavi gözlerini gözlerime dikip isteksiz bir ifadeyle gülümsedi ve sonunda tutundu elime. Ayağa kalktığında ellerini beline yerleştirip salona göz gezdirdi memnuniyetsiz bir ifadeyle. "Neresinden başlayacağız ya biz bu odanın?"

• • •

Niall neşeli bir şekilde mutfağa girdiğinde hepimizi birden etkilemişti enerjisiyle. Ona kapıyı açan Liam da biz salonu topladıktan sonra gerginliğini atmıştı ve Niall'ın peşinden gelirken gülümsemesi sakindi.

Niall hepimize teker teker günaydın dedikten sonra Louis ve bana baktı. "Tanrım, hayattasınız!"

Louis keyifli bir gülümsemeyle saçlarımı karıştırdı. "Kanlı canlı buradayız, neden ki?"

Niall imalı bir gülümsemeyle Liam ve Zayn'in onun için hazırladığı tabağa çevirdi gözlerini. "Dün akşam ambulans çağırmak için elim telefonda bekledim çünkü."

Herkes gülerken Liam mutsuz bir ifadeyle başını iki yana salladı. "Ya bir de çıkarken dedim ki, evi dağıtmayın. Salonun sabahki halini görmeliydin, Niall."

Zayn gözlerini büyüterek destekledi abimi. "Çok fenaydı."

Niall dolu dolu kahkahasıyla hepimizi güldürürken Louis ve ben yorum yapmamaya çalışarak alttan alttan gülüyorduk sadece.

Tostundan kocaman bir ısırık alıp çiğnerken elini bize doğru salladı. "Noldu, hiç konuşmuyorsunuz? Sesiniz kısıldı heralde..."

Daha fazla tutamayıp ellerimle yüzümü sakladım ve sessiz bir kahkaha attım. "Ama yeter!"

Dudağını büzerek Zayn'e döndü. "Sesi de kısılmamış, utandı heralde."

Louis o ana kadar hiç dahil olmamayı tercih ederek, yemek yerken hep çıkardığı seslerle tostunu yemeye devam ediyordu. Lokmasını yutup kolunu omzuma attı ve göğsüne doğru çekti. "Rahat bırakır mısınız sevgilimi?"

Niall sırıtarak bize baktı. "Sevgilini yesinler."

Zayn onaylamaz bir ifadeyle başını iki yana salladı. "Düne kadar, tam anlamıyla düne kadar, aşık falan değilim diye geziyordu bu. Hareketlere bakar mısın?"

Bu muhabbetin içinden çıkamayacağımı fark edip okları Liam ve Zayn'e yöneltmeye karar verdim. "Siz neler yaptınız? Damat bey nasıldı ailene karşı?"

Zayn'in gözlerinin parlayışını görmemek için kör olmak gerekiyordu. Aynı şekilde Liam'ın gergin ve aynı zamanda heyecanlı gülümsemesi dağılmıştı yüzüne. "Annemler sevdi bayağı Liam'ı. Kızlarla da anlaştılar."

"Güzel geçmiş bayağı, çok sevindim." Liam'a döndüm gülümseyerek. "Eminim Geoff da Zayn'e bayılırdı."

Derin bir nefesle gülümseyip elimi sıktı Liam.

Louis usulca omuzumu okşadı. "Yıldönümleri yaklaşıyor, değil mi?"

Başımı salladım hafifçe. "2 hafta sonra."

Niall ve Louis bir saliseliğine göz göze geldi. Niall çekingen bir ifadeyle bakışlarını benim ve Liam'ın arasında gezdirdi. Söylemek istedikleri bir şeyler vardı belli ki. "Biz düşündük ki... Size de uyarsa yani, o gün sizle birlikte olmak istiyoruz. Mezarlığa giderken veya gün içinde yalnız hissetmeniz, isteyeceğimiz son şey olur."

Bu tatlı teklif karşısında dolan gözlerimle Liam'a baktım. O da benim onayımı bekler gibi bakıyordu bana. Hafifçe başımı salladığımda Louis'nin omzumu destekler bir şekilde sıkan elini hissettim.

Liam da içinde hüzün barındıran gülümsemesiyle çocuklarda gezdirdi bakışlarını. "Eski evimizi bırakıp buraya taşınmak Harry'yle birlikte yaptığımız en zor şeylerden biriydi. Ama biri kulağıma burada böyle güzel dostluklar, böyle güzel bir adam bulacağımı fısıldasaydı; bir an bile tereddüt etmezdim. Teşekkürler çocuklar." Kendine çektiği Zayn'in sağ gözünün kenarından öptü hafifçe.

Louis de göğsüne yaslı başıma yasladı yanağını ve kollarını etrafıma sıkıca sardı. Kollarının yaydığı huzurla iyice saklandım göğsüne. "Bize yeniden aile olduğunuz için çok teşekkür ederiz hem de."

Yıllaaaar yıllar sonra Zeyna'nız geldi...

Uzun zaman oldu bölüm atmayalı, farkında ve çok pişmanım👉🏼👈🏼 dnmdkdksks

Kurslar, tatil, ders seçimleri vs derken yazacak vaktim olmadı kusura bakmayın bebiklerim

Ve haftaya derslerim başlıyor...

Bu da demek oluyor ki final çok yakın:")

Bu bilgiyi de verip kaçıyorum🐥 İyi okumalar bebisler💕

-ariadne

The Falling Game //LarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin